Nar ( Punica granatum ) kökeni Orta Doğu'ya dayanmaktadır. Günümüzde özellikle Batı Asya'da yetiştirilen, ancak Akdeniz bölgesinde ve dünyanın diğer bölgelerinde de yetiştirilen eski bir meyvedir. Nar; zeytin, üzüm, hurma ve incirle birlikte en eski kültür meyveleri listesinde ilk beş sırada yer almaktadır ayrıca Kur'an ve İncil'de de nara dair referanslar bulunmaktadır. Örneğin İslam dininde nar; cennet meyvesi olarak adlandırılmaktadır. Birçok din ve kültürde nar, çoğunlukla yaşam, şans, bolluk ve doğurganlığın uğurlu bir sembolü olarak kabul edilir. Narın bu denli kutsal olarak değerlendirilmesindeki en önemli neden ise sağlık üzerinde onlarca olumlu etkiye sahip olması ve hastalıklardan korumasıdır.
Nar, kalın, kırmızı kabuklu, tatlı, ekşi bir meyvedir. Antik çağlardan beri insanlar sağlık faydaları için tüketmişlerdir. Narlar fenol, tanen, folat, potasyum ve C ve K vitamini açısından zengindir. Her nar, taze olarak yenebilen veya suyu çıkarılabilen yüzlerce yenilebilir çekirdek (ariller) içerir. Şekli neredeyse yuvarlak olup, çapı 10 cm'ye kadar ulaşır ve tepesinde taç şeklinde bir çanak bulunur. Deri gibi dış kabuğun içinde, zarlar ile ayrılmış odacıklar halinde düzenlenmiş etli bir iç kabuk bulunur. Narın ağırlığının yaklaşık %52'si yenilebilir bileşenlerden, yaklaşık %78'i sıvıdan, %22'si ise çekirdeklerden oluşmaktadır. Narlar polifenoller, şekerler, yağ asitleri, amino asitler, tokoferoller, steroller, terpenoidler, alkaloidler gibi çeşitli fitokimyasallar açısından zengindir.
Genel olarak meyveler, dengeli bir beslenmenin sürdürülmesinde büyük rol oynar. Bol miktarda makro ve mikro besin maddesi ile sağlığı destekleyen biyoaktif bileşikler sağlarlar. Son birkaç on yılda, sağlıkla ilgili risklerin önlenmesinde meyve tüketiminin önemini gösteren birçok çalışma yapılmış ve çocukların beslenmesine meyve eklenmesi için kampanyalar yürütülmüştür. Narın ve bileşenlerinin besin değerine ek olarak potansiyel sağlık yararlarıyla ilgili çok sayıda çalışma yapılmıştır. Cesaret verici bulgular, son birkaç yıldır bu özel meyveye gösterilen ilgiyi artırmıştır. Polifenoller gibi biyoaktif bileşikler açısından zengin olan nar; çalışmalar yoluyla antioksidan, antiinflamatuar ve antihipertansif gibi birçok sağlıkla ilgili özelliğe sahip olduğunu göstermiştir.
Taze nar, en besleyici tüketim şeklidir; kalorisi ve yağ oranı düşük, lif, vitamin ve mineral açısından zengindir. Narın birçok sağlık faydası vardır. Faydaların çoğu yüksek antioksidan seviyelerinden kaynaklanır. Nar, antioksidan içeriği en yüksek olan meyve türleri arasında yer alır. Tek bir nardan elde edilen nar suyu, günlük C vitamini gereksiniminin %40'ından fazlasını karşılayabilecek düzeyde vitamin içeriğine sahiptir.
Eğer ki bana, tek bir meyve hakkın var dense, narı seçerdim. Üzerinde bu kadar bilimsel çalışma yapılan çok az meyve vardır ve çalışma sonuçları göstermiştir ki narın, bedeni; kanserden alzheimer’a, romatizmalardan kalp damar hastalıklarına, parkinson hastalığından prostata, diyabetten obeziteye kadar bir çok hastalıktan koruduğu saptanmıştır. Narın diğer faydalarını; sindirim sağlığını iyileştirdiği, bilişsel hastalıklardan koruduğu, ağrıları hafiflettiği, sivilceleri ortadan kaldırdığı, ağız ve diş sağlığını koruduğu, vücuttaki iltihabı azaltmaya yardımcı olduğu, bağışıklık fonksiyonunu desteklediği, kan şekeri seviyelerini düzenlediği, kilo yönetimine yardımcı olduğu, soğuk algınlıklarından korumada etkili olduğu şeklinde sıralayabiliriz.
Narın faydalı olan kısmı yalnızca taneleri ve suyu değildir. Nar kabuğu da sağlık üzerinde sayısız faydalar sağlayan bileşenleri barındırır. Kaynamaya yakın su içerisinde beş dakika kadar bekletilen nar kabukları ile hazırlanan çay haftanın birkaç günü tüketilebilir. Nar kabuklarının bu şekilde tüketimi ile birlikte grip ve soğuk algınlığından korunmak, sindirimi düzenlemek ve kolesterolü dengelemek mümkündür. Fakat herhangi bir sağlık sorunu bulunan kişilerin nar kabuğu çayı tüketmeye başlamadan önce hekimlerine danışması gerektiği unutulmamalıdır.
Narlar çoğu insan için sağlıklı bir seçenektir, ancak bazı insanların bu meyvelerden uzak durmaları gerekebilir. Diyabet veya böbrek hastalığınız varsa, aşırı şekilde nar yememeye dikkat etmeniz gerekebilir. Narlar, böbrek hastalığı olan bazı kişiler için sorun olabilecek potasyum açısından zengindir. Ayrıca, diyabetli bazı kişilerde kan şekeri seviyelerini etkileyebilecek doğal şekerler içerir. Bunun yanında hamileler ve emziren anneler için; meyvenin fetüsü veya bebeği nasıl etkileyebileceği bilinmemektedir. Bu yüzden doktora danışmadan tüketilmesi tavsiye edilmez. Diğer yandan narlar, bazı ilaçlarla etkileşime girebilir. Bunlar; tansiyon ilaçları, kolesterol düşürücü ilaçlar, kan incelticilerdir. Reçeteli ilaç kullanıyorsanız, fazla nar meyvesi veya suyu tüketmeden önce doktorunuza danışmanız önemlidir.