Filyos ’ta Yabancı Düşmanlığı Hayati Yılmaz ile Zonguldak Tarih Turizmin önündeki engelin yabancı düşmanlığı olduğunu kaleme aldı. İşte o yazı:
Dışarıdan geleni sevmeyen turizm şehri olur mu ?
Olur, Filyos
Bu yaz sık sık Filyos’a gitme fırsatım oldu.
Filyos izlenimlerimi zaman zaman aktaracağım ama ; en belirgin hissettiğim şey yine yabancılara karşı gösterdikleri tutumları oldu.
Aslında bu yeni bir şey değildi.
Gençlimizde özellikle Eylül ayında ,akşama doğru 18.00 treni ile Çatalağzı’ndan Filyos’a giderdik. Ağustos ayında denize girmek için tercih ettiğimiz sahil Türkali idi. Fakat Eylül ayında o zamanlar denize girilmediğinden , güneş batımında sahilde olmanın tadı Filyos ’ta çıkardı. 1980’li yıllarının ortalarında, şimdiki belediye binasının yanında bir çay bahçesi vardı. Hemen önünde de yaklaşık iki yüz metre uzunluğunda gezi yolu yapılmıştı. Filyoslular akşamları güneş batımında bu kısacık mesafede gezerlerdi. Biz de bu anı yaşamak için Filyos’a giderdik. Hep o zamanlar düşünürdüm ; beş on sene sonra burası bir İnkumu olabilirdi.
Ama olmadı.
Daha o zamanlar hissederdik yabancı düşmanlığını. Arada da kavgalar olurdu.
Size açıkça söyleyeyim . Göbü, Türkali ve Filyos ’ta anlamsız derecede dışarıdan gelenlere karşı bir hor bakış vardır. İstemezler yabancıları. Hele trenle gelenlere ‘ neçün geldiler yine bunlar burlara gıı‘ der gibidirler.
06 plakaya takarlar. Hiçbir yerde ‘hoş geldiniz’ tabelası göremezsiniz.
Herhalde deniz onlar için hiç dikkatte bile alınmayacak kadar gereksiz bir şey. Filyos'a dışından gelenler, onlar için fazlalık , bazılarını tehdit olarak bile algılaya biliyorlar.
Aradan geçen zamanda aslında pek bir şey değişmemiş. Bu sene sahilde bulunduğum sohbetlerde konu yine dışarıdan gelenlerdi. Çevreyi kirlettikleri, sahilleri kalabalıklaştırmaktan başka Filyos’a katkıları olmadığı gibi bahanelerle istemediklerini beyan ediyorlardı. Mesela belediyenin uyguladığı park parasını dışarıdan gelenler şikayetçiydi. Fakat Filyos ’ta oturanlar gayet haklı buluyordu. Zira Filyos ’ta oturanlar park parası vermiyorlar. (Buna bizzat şahidim . Hatta elimde kamara görüntümde var. Bir belediye çalışanı ,diğerine ‘’ondan alma, o buralı ‘’ dediğini duydum.)
Bugün halen aynı şeyi düşünüyorum. Filyos , bir Amasra olabilir. İnkumu’ndan daha avantajlı.
Fakat Filyos halkı ve belediyesi halen ya bunun farkında değil ya da bunu istemiyor olabilir.
Filyos’un bölgedeki diğer tatil merkezlerinden öyle bir avantajı var ki ; daha henüz yeni yapılaşma olmasından dolayı alt yapı ve kentin planı tertemiz şekilde turizme göre şekillenebilir. Mesela Amasra’da bu artık imkansız. Çünkü daha turizmin ön plana çıkmadan sadece kömüre mahkum edildiği dönemde kalenin içi bile konutlaşmış. Kale kalıntılarından müstakil evlerin bahçe duvarı yapılmış Rezil bir durum.
Benim Filyos’u yönetenlere tavsiyem. Belediye bünyesinde turizm ve kültür sanat konularında uzman kadrolar kurmaları. Halkı, turizm hizmet sektöründe kurslar vermeli. Otel ve pansiyonlar artırılmalı.