Dernek, operasyon sayılarındaki artışın ardında yatan ekonomik ve sosyal tabloya dikkat çekerek, “Halkın güvenliği, soğana ve ete erişemediği bir ülkede sağlanamaz” açıklamasında bulundu.
Yapılan açıklamada, kaçak maden ocaklarının iki katına çıkmasının Zonguldak halkının artan enerji maliyetleri ve geçim sıkıntısı altında ezildiğini gösterdiği vurgulandı.
Dernek açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Bir yanda faturalarını ödeyemeyen, sobasını yakamayan yurttaşlar; diğer yanda kömürün yeraltında hâlâ ‘kaçak’ üretildiği bir kent tablosu var. Bu çelişki, yalnızca denetimle değil, adil gelir politikaları ve enerji hakkının kamusal güvenceye alınmasıyla çözülebilir.”
Uyuşturucu, organize suç ve dolandırıcılıktaki artışın da halkın ekonomik çaresizliğini yansıttığına dikkat çeken dernek, yüksek enflasyon ve fahiş fiyatların tüketiciyi savunmasız bıraktığını belirtti.
“Bir yandan dolandırıcılık vakaları artarken, diğer yanda bankaların ve zincir marketlerin uyguladığı gizli zamlar, ‘yasal dolandırıcılık’ halini almıştır.”
Tüketici Hakları Derneği açıklamasında şu maddelere yer verdi:
• Gerçek güvenlik, vatandaşın sofrasında, cebinde ve faturasında başlar.
• Halkın alım gücü erirken, huzur istatistiklerle değil, adaletli ekonomiyle sağlanabilir.
• Kaçak ocakların değil, fahiş fiyatların ve tüketici sömürüsünün üzerine gidilmelidir.
• Tüketici bilgilendirmesi, denetimi ve örgütlü hak mücadelesi kamusal bir güvenlik alanıdır.
Son olarak dernek, “Emeğin ve tüketicinin güvenliği operasyonlarla değil; adil ücret, erişilebilir enerji ve insanca yaşam hakkıyla sağlanır. Bugün ‘asayiş başarıları’yla övünmek yerine, halkın mutfağındaki yangını söndürmek gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.