İBRAHİM TIĞ

Abone Ol

       ŞİİRLERİNDE ANNE/BABA
        (SUR VE SIR-62 s./GÖL-86 s.)

     Devrek köyleri, ahşap evliydi çocukluğumuzda. Orman etekleri, bağlı bahçeli, tarlalı, koyunlu, keçili ve hele kuşluydu.

     Baba gurbetçiydi geçim derdine çoğu kez: asker, madenci, işçi, sonraları Alamancı...

     Anne, gerçekten yuvayı yapandı, kuştu.

     Her Devrekli çocuk, hayvanlarıyla, çifti çubuğuyla uğraşan ana yanında pişmiştir çocukluğunu yaşamadan. Baba yolu bekleyiş, romana, öyküye, şiire, türküye dönüşmüştür.

     Dönüşümlü (bir ay köyde, bir ay ocakta) çalışmalar, grizunun yetim bırakışları, sarışın aldatışlar, ne acılar-hüzünler yaşatmıştır köyü yaşam edinen anaya, çocuğa.

     Sonra kent sokaklarını, gecekonduları dolduran yoksulluk, ah!... Bacayı tüttüren ana, ah!..

      İbrahim Tığ, çevresiyle ilgili bir genç adam, gazeteci. Yaşadıklarının sesi, gördüklerinin nefesi olmuş şiirleri de. Gelmiş geçmiş tüm insanlığı kucaklamış doğup yetiştiği yerden taşıp. 

     Onda anne baskın öge. Baba yüzünü az gören özlemli çocuk, annenin arkadaşıdır bir bakıma. Aşk vizesi anneden alınır. Gelin anneye gelir bir yönden de.

     Konuktur baba, kahvede, av peşinde, düğünde dernekte gösterir kendini yakındaysa. O, hep çocuk kalmış adamdır. Bakmayın onun Cüneyt gibi kaleden kaleye uçmasına. "Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar"a en çok ağlayacak odur aslında. 

     Bizim memlekette, baba ağlamaz, hepimizin yerine anne ağlar. Baba, dökemediği damlayla dolaşır hep. 

     SUR VE SIR, GÖL  anne ve baba yansımaları yönünden de ilgimi çekti. Bir yazımda çocuk üzerine yoğunlaşmıştım.
Bu yazıda anne ve babayı izledim dize dize.

                    ANNE
               (SUR VE SIR)

*üvey annemin oğlu, dip ağrısı aşkın/dudağımdaki hüznüm şarkı (s11/7-8)

*taşıyamam gözlerini ürkek bir ceylanın. ne varsa kendime/uzun bir heceye çıkmalı yarılmış elleri annemin (s12/12-13)

*herkesin cehennemi kendine/annemin kalbi oğula yanar (s14/1-2)

*oğula yanardı her annenin/sokağa dökülen kalbi (s14/ 12-13)

*hüzünlü yüzün/yelkenli bir rüzgâr ve söğüt dalı/ölmüş bir annenin eteğine dolanan (s16/3-4-5)

*soldu mu anıların anne? (s16/13)

*nedense hep ölmüş bir annenin eteğine/dolanır masumiyet... (s16/14-15)

*çocuktum, akkız dikenleri kanatırdı/rüyalarımı, babannemin döşeğinde/öpücüklerini sayardım annemin (s18/5-6-7)

*soyunurdu tenim, bir yanım ütopyaydı/bu'bi tuzaklar alkışlardı annemi/tanrısı kadardı her şey, annem öldü/bir tek tanrısı kaldı ondan (s19/1-2-3-4)

*bulanır da acının yüzü, boşluğu annesine kapanan/kuşlardır yalnızlık evi- (s24/7-8)

*yitik bir söylenceye inanırdı annem/mesela hızır'dan gelirmiş ölekliği çocukların/büyüttüğü geceyle kesermiş göbeğini (s25/1-2-3)

*ah, annem senin hangi yanını seveyim/tüm yanın benim, savaş yorgunu (s28/6-7)

*bir anne ağlardı sardunyaların üstüne (s29/10)

*bir annenin kokusuna uyandım/şehirler yetim, sesi nar bülbülü çocukların (s30/10-11)

*annem kalırdı en son. paslı su sesi/ağır aksak bir tükenişten sızardı yüzüme
 (s35/7-8)

*kalbi en güzel kızıydım annemin! (s36/7)
*annem çocuktur benim seyyar/bir lamba. babamın kızlığını kaçırdığı (s38/1-2)

*yıldız kokardı annem (s38/7)

*annem çocuktur benim, bez bebekleri/en iyi o anlardı, geçimler çıkarmak/için ömürden, eskiyen buğumlu/zamanlara saklardı beni (s38/8-9-10-11)

*annem sabırdır benim. (s38/12)

*eyyam-ı buhur geçti dedi annem/yaşamın kopyasından. ve kurtarır beni/anlardan. kalabalıklara karışıp gizlemek/için kederini (38/14-15-16-17)

*duvarda kürt kilimi annemin (s41/3)

*annem kadar ağırbaşlı ve ürkek (s41/4)

*gün doğmadan ablam doğar/sonra annem yüzünü yıkardı (s41/14-15)

*yitik bir abla gezinir koridorlarında/rüyalarımın, uykusuz bir baba ve annenin/ağlayan gözleri. (s42/6-7)

*bir şarkı kırık radyoda, annemin/gelinlik keten bezleri... (s45/5-6)

*kavanozda kızılcık suyuyla/göğsü uğuldayan annemin/kutsal elleriyle kurduğu/türküler gibi gümüş at (s46/1-2-3-4)

*çocuklar biriktiriyorum, sesleri türkülere/karışan çocuklar, içimde annem dilsizim (49/7-8)

*"anne de beni niye verdin çocuğa/oynar oynar kum doldurur kucağa" (s50/14-15)
*doğrudur annelerin de azaptan sabır diktiği (s51/9)

*ağzında kandil yanardı annemin (s56/5)
*kim bilir yüzümün yırtılan yerlerine/gül diktiğini annemin  (s56/8-9)

*masalları vardı, kanadı kırık, gri bir ölümdü/bekleşirdi anneler, ağızlarında çürüyen ağıtlar (s60/5-6)

*canın yongasıydı, annemdi kalbi toprağın (s61/9)

                ANNE
                 GÖL

*gök sığacak yüzüme anne (s10/9)

*annemin ağzında eskiyen aşktım saatsiz ve zamansız  (s21/1)

*peygamberlerin haberi yoktu bu söylenceden/ sana çok, anneme en az iki kez anlattım (s27/1-2)

*annem yaz biriktiriyor, kış masalları çocuklara  (s27/12)

*annem!/çocukluğu kırık ve yıkık kadın (s28/1-2)

*ah annem/.../anne bak    (s29/1...5)

*annemiz kayboldu babama ağlıyoruz (s30/9)

*güz yüzünü sürdü, annemi hatırladım (s36/3)

*anneme söyledim/-oğlun öldü! (s38/10-11)

*annem terziydi benim/üç beş sözcük dikti ağzıma idris'ten/gelene günaydın gidene hoş geldin (s40/1-2-3)

*ikinci bir emre kadar ciro edeceğiz/hüzünlü evlere annelerimizi (s45/3-4)

*sen tanrının cebinde annemin taşıdığı ölü umut (s46/1)

*erken bozulmuş yataklarda tespih çeker annem (s50/3)

*annem bir at nalıydı, el aman, ağzı evim/konuk ederdi zaman zaman tanrıyı (s50/4-5)

*her anne kalbinden önce ölür/gitmek kalır eskiyen bir güz aralığında (s51/1-2)

*umut yetiştirmek için saksıda/annem güneşi öptü, ... (s61/6-7)

*annemin gençliği, her eylül/içimde biriken sis!... (s62/3-4)

*annem çocuk gelindir benim/çeyizi on dört numara gaz lambası (s72/1-2)

*bir ölünün tarihidir annem, hatıra!/beş odalı ahşap evin gülü, kanadı bülbülün/bakırcılar köyü, düşleri mor melek (s73/1-2-3)

*baba sen en iyisi mi/annemi yerden kaldır/tavanı içine dürüyor çünkü (s73/11-12-13)

                  BABA
               SUR VE SIR

*sahi, babam birayı nasıl severdi? (s17/18)

*koşulsuz atların çiğnediği ölüm/haylaz çocuk ve kayıp baba/en son kasnakçının sigarasını/ tutmuş eli. (s23/10-11-12)

*eski değirmenlerin çarkından geçerdim, babamdan asla. (s24/1-2)

*çocuktuk, köy odasında tırnaklarımızı yoklardı imam/kuşlar uzun üşürdü, uğultulu buhran/etimiz onun kemiği babamın (s25/14-15-16)

*en çok da kendine gömülür insan/ahşap bir yasını tutar babanın/ne kırık sesi, ne kirazı kalır yazdan  (s41/7-8-9)

*masallar ki eksik gölgemden/kalmıştı, tenimin yittiğini/söylediğinde babam. bendim/fırtınanın son kaçırdığı uçurtma (s55/11-12-13-14)

*babalar yas tutardı kara gölgesinde tarihin/ve kara gömleğine sarardı acıyı yoksul (s61/5-6)

                 BABA
                   GÖL

*... güzel kadınlar/ömrünü uzatır insanın derdi babam/-yazımı kışa çevirdi! (s8/6-7)

*bir turnanın seyir defterinde kalır/bıraktığın acı, her şehir düşmez baba! (s10/1-2)

*oysa ne çok severdi babam beni/taşırdı ağzında koca bir yokuşu (s10/10-11)

*ah, baba sen iyisi mi/kuş biriktir göğsünde, nasılsa/çizildi üstü anıların, kendine gömüldü ölüm. (s10/14-15-16)

*bu ıslak yüz, babamın gençliği olsa gerek! (s11/12)

*meşke vurgu yaptıkça kent/babama ne kadar da benziyor o göçmen kuş (s23/4-5)

*babamı içtim dün, sormayın (s23/6)

*babasız değilse bir çocuk kayıp/yerleri görür ne yapsa (s23/10-11)

*tehlikeli belki, kimse dağıtamaz/artık babadan kalma kederi (s24/4-5)

*ah annem/anılarını ahşap evlere koy kalbine babamı (s29/1-3)

*anne bak/ağzın kef, babamı hatırla unut kendini/ben çocuk kaldım (s29/5-7-8)

*annemiz kayboldu babama ağlıyoruz (s30/9)

*ansızın babamı özlemek/en delikanlı yanı işin. (s41/7-8)

*yırtık bir sokaktan girilir düşlerine babamın/her ölüm düştüğü yaşta kalır, bilirim de;/erken bozulmuş yataklarda tespih çeker annem (s50/1-2-3)

*...zonguldak'ı babamın gözlerinde yorduğumu/kara bir trenin sesinden/anlardım (s50/9-10-11)

*renklerden bahar'ı sevdim/türkülerden babamı/içini döktü masallara/uçup gitti koşumsuz atlara binip/koynumda sesi kaldı
 (s61/1-2-3-4-5)

*baba sen en iyisi mi/annemi yerden kaldır!tavanı içine dürüyor çünkü! (s73/11-12-13)


     Bilirim, her şiirin, her okuyucuya farklı ses verdiğini. Bu şiirleri okudukça içimde dirildim. Gittim geldim kendime ve herkese.

     Çocuk gelinin ikinci çocuğuydum. On ikimde annesiz kalmıştım. Anne bizim için hep hüzünlü güneş yüzüdür. İçimizdeki sesiyle yürüdük umutlara. Babam da bizim gibiydi. Yarısı yarım yaşadı hep.

     Tabii ağlansın diye yazılmadı şiirler. Ben de geçmişe takılalım diye yoğunlaşmadım bu çalışmaya. Amaç, değer bilmektir. Anne, baba sevgisiyle dirilip büyümektir; hakkını vermektir her güzelin, her iyinin.

     Tüm annelere, babalara saygı ve sevgilerle...

     Sevgin kutlu olsun İbrahim Tığ!

               (Hayri Sarı-19. 01. 2022)