Kent, yukarıdan bakılarak yönetilmez

Abone Ol

Bu sözü yazan CHP Merkez İlçe önceki dönem başkanı Ebru Uzun’a ait…
Üst geçit ile ilgili tüm yazdıklarına katılıyorum…
Ancak mesele şu; Buna izin veren kurum kim…
Evcilik oynamakla meşgul olan Belediye ne iş yapıyor, yada neye yarıyor…
Kentin sahibi olan ŞEHRÜL-EMİN ne işe yarıyor…
Bu kadar usulsüzlük ve bu kadar yolsuzluğa göz yumandan dan Şehrül-Emin olmuyor maalesef…
Hesap adamı -Borç batağına sürüklüyor- , Erdemli zartlı-zurtlu belediyecilik v.s geldiğimiz nokta noktan bir durum…
O kadar çok kılavuz var ki; Noktan kurtulma şansı yok gibi…
Halk Otobüsleri geliyor…
Bursa belediyesi kıyak yapmış…
Araçlar Bir milyon km yapmış…
Ve de fanteziye bakın; bunları bayan şoförler kullanacakmış…
-Avanta toplar gibi yasa dışı -Ki memlekette Savcı yok- Otopark yapmışsın… Hele hafta günleri Soğuksu da bayan şoförlerin araba sürecekler- İnan porno filmlerin de bile bu kadar fantezi yok-
Konuyu çok dağıtmak istemiyorum; Mahallelerden sabah 07.00’de işe gidenler gecede 23.00’te çıkanların inanın inanılmaz hayır duasını alıyorsunuz…
Öyle ki; 7’den 77’ye kadar öyle dualar ediyorlar ki anlatamam…
Bu hayır dualar size yeter… Hatta 7’di geçmişine…
Osuruk işler yapmaktan başka bir şey yapmayan bir belediyecilik yaşıyor iki yıla aşkındır Zonguldak…
Nok getiren Zonguldak…
Neyle övünüyor onu anlamak mümkün değil…
Para yok diyor; İşe bankamatik işçisi 200 kişiyi alıyor…
Belediyenin göreve geldiğinde ki zararı katlayarak büyütüyor…
Doğrudan teminlerin başında oğul…
Çok donanımlı o yüzden Genel Maden-İş’e girecek…
Donanımlı adamın işe ihtiyacı olmaz…
İş onu bulur…
Mal değilsen…
Gerçi doğrudan teminlerle yol fazlasıyla bulunuyor…
Öyle böyle değil…
Asansör masrafını karşılamam demiş…
-Ha Asansör işinden malı getirmiş sahte noter-
200 adamı işe alırken bunu hiç düşündün mü???
Yanı lüzumsuz adam alırken aklına bunlar gelmedi mi???
Çoluk çocuğunla ve de kılavuzlarında evcilik oynama yeri değil belediye…
Zonguldak’a ihanetten başka bir şey yapmıyorsun…
Üst geçit başlı başına kötü bir imalat…
Hele hele merdivenleri noktan…
22 numara ayakkabıya göre yapılmış…
Gece ışıklandırma yok…
Hani belediyeyi mafya bastı, nöt bastı diye Adliye önünde, Belediye önünde yaygara yapıyordun ya…
Niye ortaya çıkıp da bir şey demedin…
Genel Başkanına ihanet eden, onu dahi her defasında yalan söyleten birisisin sen…
Öyle allayıp pulluyorsun ki; Bir milyon km yapmış araçları…
Hepsi yolda kalacak inan…
Metal yorgunluğu dene bir şey var…
Gerçi sen anlamazsın…
Bu üst geçidin hatası sende…
Yaptırmasaydın…
Yok para yokmuş belediye de…
Hamutuyla getiriyorsunuz…
Para yok… Lüzumsuz adam işe alıyorsun neyin parsından bahsediyorsun…
Dik duruşu olanların eleştirişi ne kadar güzel…
Kasıla kasıla yürümekten canın çıkacak…
Biraz olsun partinin gerçek sahiplerinden akıl al olur mu???
Ebru Uzun bakın nasıl eleştirmiş üst geçit konusunu.
İşte o açıklama:
Zonguldak’ta yapılan yeni üst geçit, artık sadece hatalı bir proje değil;
2025 yılında hâlâ “üst geçit nasıl olmalı?” sorusunu tartışmak zorunda bırakılmamızın ayıbıdır.
Bu çağda, erişilebilirlikten, asansörden, yürüyen merdivenden, yaşlıdan, engelliden söz ediyoruz.
Sanki takvimler 2025 değil de 1985. Günlerdir yurttaşlar konuşuyor. Meslek odaları uyarıyor. Kent Konseyi itiraz ediyor. Basın yazıyor. Sosyal medya kaynıyor. Ama yetkililer susuyor.
Ve bu suskunluk artık bir tercih değil, inat halidir.
Asansörü olmayan, yürüyen merdiveni olmayan bir üst geçidin “hizmet” diye savunulması; ya kentten tamamen kopulduğunu ya da halkla alay edildiğini düşündürüyor.
Bu kadar açık, bu kadar yoğun eleştiriye rağmen hâlâ tek bir adım atmamak şunu gösteriyor:
Sorun üst geçidin kendisi değil, eleştiriyi duymaya tahammül edemeyen bir yönetim anlayışıdır.
Üstelik bütün bunlar olurken biz hâlâ şunu tartışıyoruz:
“Engelli bu üst geçidi kullanabilir mi?”
“Yaşlı biri çıkabilir mi?”
“Çocuk arabasıyla geçilebilir mi?”
Bu soruları sormak bile utanç verici.
Çünkü bunlar en başta sorulması gereken sorulardı.
Vatandaşın kullanmadığı bir üst geçit güvenlik sağlamaz.
Ama görünen o ki, burada asıl öncelik güvenlik değil;
“yaptık oldu” demenin rahatlığıdır.
Zonguldak vitrin değildir.
Kent, yukarıdan bakılarak yönetilmez.
Kent; dinlenerek, akılla ve biraz da utanma duygusuyla yönetilir.
Bu kayıtsızlık sürerse, bu üst geçit Zonguldak’ın hafızasında erişilemeyen beton değil, çağın gerisinde kalmış bir yönetim anlayışının simgesi olarak kalacaktır.
Hizmet herkes için değilse, hizmet değildir.