Bazen insan, sabah gözünü açtığında keşke rüyadan uyanmasaydım der ya… İşte Gökçebey için kurduğum o büyük, o güzel, o umut dolu rüyadaydım az önce. Öyle bir rüya ki, ilçemizin yıllardır hayalini kurduğu ne varsa tek tek gerçekleşmiş…
Gökçebey’e Sanayi Bölgesi açılmış…
Köprüler yükselmiş…
Ağusto Deresi yeniden doğmuş…
İlçe altın çağını yaşıyor!
Sokaklardaki hava bile değişmişti rüyamda. Sanki herkes aynı anda derin bir nefes almış, “Nihayet” diye içinden geçirmişti.
OSB İLE İŞÇİNİN YÜZÜ GERÇEKTEN GÜLMÜŞTÜ
Yeni Organize Sanayi Bölgesi, işsizliği tarihin çöplüğüne göndermişti. Fabrikalar ardı ardına açılmış, istihdam öyle bir artmıştı ki kimse “iş bulabilir miyim?” diye düşünmüyordu.
İşçiler bir ağızdan aynı cümleyi kuruyordu:
“Halimizden memnunuz.
ÇİFTÇİ, TOPRAĞINDA YENİDEN HAYAT BULMUŞTU
Destekler artmış, maliyetler düşmüş, bereket tarlaya geri dönmüştü. Çiftçiler yıllardan sonra ilk kez yüzü gülen toprakla karşı karşıyaydı.
“Toprak yine bize sahip çıktı” diyorlardı.
YENİ KÖPRÜLER VE ULAŞIM HATTI İLÇEYİ AYAĞA KALDIRMIŞTI
Yeni yapılan köprüler adeta Gökçebey’in damarlarını açmıştı. Ulaşım hızlanmış, ilçemiz bölgenin geçiş noktası haline gelmişti.
Eskinin yavaşlığı, düzensizliği yerini modern bir akışa bırakmıştı.
AĞUSTO DERESİ ARTIK ŞEHRİN NEFESİYDİ
Sel korkusu bitmişti.
Genişletilen dere boyunca yürüyüş yolları yapılmış, ışıklandırmalar şehri güzelleştirmiş, oturma alanlarıyla birlikte derenin etrafı bir yaşam merkezi olmuştu.
Aileler, gençler, çocuklar… Herkes oradaydı.
EĞİTİM VE SPORDA TARİHİ BİR SIÇRAMA
Okullar yenilenmiş, spor tesisleri güçlendirilmişti.
Gençler artık Gökçebey’in geleceği değil, bugünün parlayan yıldızıydı.
EMEKLİ, İŞÇİ, ÇİFTÇİ… HERKES MUTLUYDU
Ekonominin güçlenmesiyle birlikte yüzlerde aynı ifade beliriyordu: huzur.
NÜFUS ARTIYORDU, GÖKÇEBEY BÜYÜYORDU
İlçe yıllar sonra yeniden cazibe merkezi olmuş, göç veren değil göç alan bir yer haline gelmişti.
Rüya mı?
Evet.
Ama insanın içini ısıtan, “Keşke gerçek olsa” dedirten bir rüya…
Ve ben işte tam bu yüzden şöyle dedim:
“Keşke rüyadan uyanmasaydım…”
Bir gün… Belki bir gün, bu rüyalar da gerçeğe kavuşur umuduyla.
Kalın sağlıcakla.