Ben, bu dünyada, sevgiyi, iyiliği, güzelliği, umudu, mutluluğu, dostluğu abarttım. Çünkü düşmanlığı, kötülüğü, çirkinliği, acıyı, üzüntüyü, umutsuzluğu bu yolla yenebileceğimizi düşündüm hep.
Gençliğimi Umut filmi cilaladı. Dağlara taşlara UMUT yazılmıştı o günlerde. Tünelin üstündeki kayadan umut sözcüklerini silemedi rüzgârlar, yağmurlar yarım yüzyıldır.
70'lerin heyecanıyla yürüyorum 70'ime. Biliyorum, o gün, bugün değil. Değişim, değiştirdi her şeyi, değiştirecek de.
Üç boyutlu değil zaman, ahtapot gibi, çok boyutlu. Kafka, ürkütmüştü Dönüşüm'de. Daha çok yabancılaştık kendimize böcek olmasak da gittikçe. Don Kişot olduk kimi kez. Zübüklüğü de silemedik dünyamızdan.
Uzatılan şey el mi, ayak mı anlamıyorsun, şaşırıyorsun. Neresiyle düşünüyor, neresiyle seviyor karşındaki, çözemiyorsun. Para görmeden paranın gücünü, güçsüzlüğünü fark ediyorsun. Bir şeyler düşüyor, çıkıyor. Egemen değilsin sana, senin olana.
Şaşkınlık bireyi farklılaştırdı. Olmadık bir davranışla çıkıyor karşına en beğendiğin kişi. Terazinin bozuk olduğunu bile bile alıyorsun almaya zorlandığını.
Sert rüzgârın önünde, kuru yaprak gibi, savrulan çarpıyor birbirine. Küçük vuruşların sıyrıkları yüzlerde görünüyor maske burna inince.
Bebekleri "dandini dandini dasdana" uyutmuyor. Yeni masal, yeni ninni beklentisi var internete belenmişlerde. Her söze aldırmıyor özgür kulak. Gönül, yeni türkü istiyor kırık sazdan.
Şarkı, türkü mırıldanmadan yürüyemem. Şırıldayan dere yoksa uzun yolun kıyısında yolculuk çekilmiyor. Şırıltının türküsüyle, rüzgârın fısıltısıyla büyü başlıyor. İnsan göçüp gidiyor düşe, yaş kaç olursa olsun!
Her görüntüye aldanma. Pürüz virüsler güzellikleri gizledi. Gerçeği alıp vermez tek başına göz. Ah, gözün labirentlerinde neler neler var! Utku görünmeyeni görmekte. Işığı tutsak almış görüntü, renklere boğarak. Büyüyü çözmeye yeni kahraman bekliyor yeni destan.
Destan çağı bitti, herkes kahraman sanıyorduk. Yanılmışız. En büyüğü bekliyor sıkıntı, üzüntü, acı, umutsuzluk dönüşmek için sevince, umuda.
Evet, normal, normali taşıyamıyor. İnsanlar birlikte buluşmuyorlar. Kazanmak için bölük bölük insanlık. Tarihin değerleri delik deşik. En etkili vuruşun emrinde bilim, sanat. Kıskançlık, çıkar terazinin dengesini bozuyor. Dev omuz gerekiyor umudu çıkarmak için doruğa. Düşünceli, üzüntülü, yoksul Cin Ali güçsüz ve gülünç model. Superman bekliyor ufukta gözler.
Adı ne olursa olsun, yeni şey var yeni yaşımda. Herkesin kahramanı kendinin olsun, ben, insanlığın güzelde birleşeceğine inanıyorum tüm saflığımla. Nâzım'ın ünlü sorusu kemiriyor ruhumu: "Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?"
Fikret de iyi bir ressamdı. O da bir resmin altına "...Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin." dizesini yazmıştı en karanlık günlerde, ışığı göstererek.
Karanlığa teslim olmak yok. "Yaş yetmiş, iş bitmiş."e bir kala, mutluluğun resmi yapılacak, diyorum.
Abartı mı? Olsun!