Naylon kabadayılar!
Bir musibet bin nasihatten iyidir derler…
Sahiden de Türkiye bağırsaklarını temizliyor…
Ne gariptir ki, bizim yıllar önce avazımız çıktığınca söylediklerimizi şuanda iktidar temsilcileri söylüyor…
Biz devletin içinde yandaş, liyakat aramaksızın dinci bir yapılanma oluşturuluyor, cemaatler devletin kılcal damarlarına kadar işlemiş dediğimizde bize kızan muhafazakar seçmen şimdi bizden çok bağırıyor demokrasi nöbetlerinde…
Biz “demokrasi” dediğimizde “Ne demokrasisi” diyenler…
Şimdi demokrasi havarisi kesildi başımıza…
Biz “Atatük” dediğimizde, “Beton Kemal, iki ayyaş” diyenler…
Şimdi AKP Genel Merkezi’ne Atatürk posteri asıyor…
Farklı düşündükleri için sokağa çıkanları “Çapulcu” ilan ederek ötekileştirilenler, ne gariptir ki mesele kendi iktidarları olunca o çapulcuları sokağa davet ediliyor…
Bir de naylon kabadayıları tanıdı Türkiye…
Darbe girişimi gecesi altına işeyenler, ilerleyen saatlerde darbe bastırılınca vatan kurtaran Şaban oldu sabahın ilk ışıklarında…
Düne kadar cemaatten beslenirken darbe girişiminin ilk saatlerde susan gazeteciler, 16 Temmuz’dan itibaren emniyetin, valiliğin bülteni gibi gazete çıkarmaya başladı…
Emniyet, bazı gazetelerle kol kola girerek yasal olarak paylaşmaması gereken çok özel bilgileri bu iki gazete üzerinden servis etti kamuoyuna…
Ve bu haberler gazetecilik başarısı olarak lanse edilmeye çalışıldı…
Hele biri var ki, gördükçe insanın midesi bulanıyor…
Dün bir arkadaşım telefonuma attığı mesajda bahsettiğim bu iki gazeteden biri olan Yeni Adım’ın sahiplerinden Erdoğan Demir’e itafen yazdığım “Öptün mü öpmedin mi?” başlık köşe yazımızı linkini göndermiş bana…
O tarihte Erdoğan Demir’in kendi gazetesine verdiği demekçe, bugün “FETÖ” diye hitap ederek kurtulacağını zannettiği Fethullah Gülen’e düzdüğü methiyeleri kaleme almışım o yazıda…
Bakın ne demiş Erdoğan Demir o tarihte…
“Ben 15 yıl önce Fethullah Gülen’in elini öptüm. İş makinelerimi Soğuksu’daki cemaatin yurt inşaatına gönderdim”
Hemen bilgisayara oturup Erdoğan Demir’in bu ifadelerinin yer aldığı gazeteyi aradım internette…
Ama ne çare!
Haber çoktan silinmiş internetten…
Tam bu yazıya başladığım sırada “Zırrrrr” bir telefon…
“Şuanda Erdoğan Demir’in kamyonu Demokrasi Nöbetinin yapıldığı Madenci Anıtı’na yüzlerce sandalye getirdi”
Sadece gülüyorum…
Sizi gidi gulugulucular sizi!!!
Bakalım “FETÖ avcısı” Emniyet Müdürümüz Osman Ak beyefendi, aralarından su sızmayan Erdoğan Demir’in cemaatle olan yakınlığını mercek altına alabilecek mi?
Yoksa yaslar keyfe keder, adamına göre mi işleyecek yine?
Not: Yeni Adım’ın arşivine Kültür Müdürlüğü’nün gazete arşivinden ulaşabilirsiniz! Oradan da bulamazsanız söz ben size yardımcı olacağım!
***
Geçtiğimiz hafta işadamı(!) eski ortağım Davut Acar’ın malum işadamının baskılarıyla Halkın Sesi’nin parasını nasıl gasp ettiğinden bahsetmiş, uzun uzadıya izah etmiştim size… Gazete okurlarından öylesine büyük destek telefonları aldım ki, çektiğimiz sıkıntıya rağmen yüreğimize su serptiniz…
Bilenler bilir, gençliğimde uzun mesafe koşucusuydum… Ve koştuğum hiçbir yarışı yarım bırakmadım… Kim bilir, yarışı kaybedebiliriz de…
Ama atlar gibi çatlayana kadar koşmaya devam!
Davut Acar, bizden çaldıklarını misli misli ödeyene kadar!