Genel

Sanat kurumları halkındır

Kültür Sanat-Sen Zonguldak Temsilcisi Onur Arslan sendika merkezinden yazılı bir açıklama yaparak hükümetin sanata karşı takındığı tutumu eleştirdi.

Abone Ol
 KESK’e Kültür Sanat-Sen Sendikası Zonguldak Temsilcisi Onur Arslan bir yazılı açıklama yaparak, “Kültür, sanat emekçilerini temsil eden aynı zamanda kamuda toplu iş sözleşmesi yapan yetkili sendika olarak geçtiğimiz beş yıl boyunca biz bu tehlikeyi gören yerden ısrarla hükümeti masaya getirmeye çalıştık. Bu mevcut yasalardaki sıkıntıları aşmak için mücadeleyi örmeye çalıştık. Bunun için yüzlerce dava açtık. Mevcut yasaları, sahne emekçilerine tek tek görüşerek anlattık. Değişikliğin ve alternatifin ne olduğunu kendilerine bilgi olarak sunmaya çalıştık. Kısacası 5441 sayılı kanun, bizim kamudaki sanat kurumlarını ilgilendiren ve cumhuriyet tarihinin şu ana kadar çıkmış en önemli temel yasa Devlet Tiyatrolarının Kuruluşu Hakkındaki Kanunu’na 1970 yılında opera yasaları da eklendi. Bu yasalar iki darbe onlarca kriz atlattı. Ne siyasal anlamda değiştirilme gereği duyuldu, ne de para yok denilip kriz aşamasında biz bunları piyasaya sürelim dendi.” dedi.

“GÜZEL SANATLARIN YASASI DAHİ YOK”

Akıllara “Neden TÜSAK gibi bir yapı düşünüldü?” sorusunun geldiğini söyleyen Arslan,  Çünkü 5441,1309 ve 1310 üzerinde sendikamızın ve çeşitli sanat örgütlerinin alternatifi var. İlgili yasalarda ‘özel yasası çıkıncaya kadar’ diyor. Ama çıkarılmadı. İstenilseydi TRT yasası gibi özel yasa çıkarılabilirdi. Güzel sanatların yasası dahi yok. Bu yasanın olmadığı yerde teamüllerle yönetilen sanat kurumları vardır. Dolayısıyla biz bu yasaları özel yasa çıkana kadar 657’ye atıf yaparak güvenceyi kaldırın diyebilir miyiz? TÜSAK’la getirilmesi istenen şudur: Esnek, güvencesiz sigortasız ve de sendikasız istihdam yaratmak. Bunu neden söylüyoruz. Şu an TÜSAK’ın pratik anlamında uygulaması sanat kurumlarında var. Sanat kurumları yarı yarıya taşeronlaştırılmıştır. Buradan herkesin bilgisinin olmasını istiyorum güvenceli istihdam yoktur. Kadro alınmıyor ki güvenceli istihdam olsun. Emekliye gideceklere neden teşvik veriyorlar çünkü ‘siz gidin zaten sayı olarak da çok değilsiniz yerinize prova temsil başına personel alınacak’ diyor yasa. Ticarileştirme, toplumu siyasal anlamda değiştirmede, sanatın gücünü kullanmak ve istihdamı güvencesizleştirmek istiyorlar. Misafir sanatçı ve süreli sözleşmeli istihdam yapısını tamamen yerleştirmek istiyorlar. Ki bu arkadaşlarımız şuan bile sendikal haklara sahip değiller. Sendikadan bahsediliyoruz.  Şu an bu yasa tasarısını destekleyen Memur-Sen gibi sendika değil. Sendika, emeğin haklarını güvenceli istihdamı savunursa sendika olur. Emekçilerden aldığı talepleri hayata geçirme mücadelesi verebilirse sendika sendika olur.  Konfederasyonumuz KESK, 230 bin üyesiyle bu yasaya karşı bizimle birliktedir. Biz alternatiflerimizi söyledik önümüzdeki süreçlerde TÜSAK ‘ı tartışmaya değil bizim söylediklerimizi tartışmayı öneriyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.