“GÜZEL SANATLARIN YASASI DAHİ YOK”
Akıllara “Neden TÜSAK gibi bir yapı düşünüldü?” sorusunun geldiğini söyleyen Arslan, Çünkü 5441,1309 ve 1310 üzerinde sendikamızın ve çeşitli sanat örgütlerinin alternatifi var. İlgili yasalarda ‘özel yasası çıkıncaya kadar’ diyor. Ama çıkarılmadı. İstenilseydi TRT yasası gibi özel yasa çıkarılabilirdi. Güzel sanatların yasası dahi yok. Bu yasanın olmadığı yerde teamüllerle yönetilen sanat kurumları vardır. Dolayısıyla biz bu yasaları özel yasa çıkana kadar 657’ye atıf yaparak güvenceyi kaldırın diyebilir miyiz? TÜSAK’la getirilmesi istenen şudur: Esnek, güvencesiz sigortasız ve de sendikasız istihdam yaratmak. Bunu neden söylüyoruz. Şu an TÜSAK’ın pratik anlamında uygulaması sanat kurumlarında var. Sanat kurumları yarı yarıya taşeronlaştırılmıştır. Buradan herkesin bilgisinin olmasını istiyorum güvenceli istihdam yoktur. Kadro alınmıyor ki güvenceli istihdam olsun. Emekliye gideceklere neden teşvik veriyorlar çünkü ‘siz gidin zaten sayı olarak da çok değilsiniz yerinize prova temsil başına personel alınacak’ diyor yasa. Ticarileştirme, toplumu siyasal anlamda değiştirmede, sanatın gücünü kullanmak ve istihdamı güvencesizleştirmek istiyorlar. Misafir sanatçı ve süreli sözleşmeli istihdam yapısını tamamen yerleştirmek istiyorlar. Ki bu arkadaşlarımız şuan bile sendikal haklara sahip değiller. Sendikadan bahsediliyoruz. Şu an bu yasa tasarısını destekleyen Memur-Sen gibi sendika değil. Sendika, emeğin haklarını güvenceli istihdamı savunursa sendika olur. Emekçilerden aldığı talepleri hayata geçirme mücadelesi verebilirse sendika sendika olur. Konfederasyonumuz KESK, 230 bin üyesiyle bu yasaya karşı bizimle birliktedir. Biz alternatiflerimizi söyledik önümüzdeki süreçlerde TÜSAK ‘ı tartışmaya değil bizim söylediklerimizi tartışmayı öneriyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.