Uyuşturucu rekortmeni Zonguldak!

Abone Ol

Kendilerini dokunulmaz sanan sözde çok büyük aydın, ilerici, laik, Atatürkçü, üstün insan ırkları var maalesef ülkemizde…
Bunların kimi Sabetayist, Kimi Ermeni, Kimi Rum, Kimisi de Siyonist -Lanetli İsrailoğulları- ve de satın alınan Türkler, Lazlar, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Gürcüler, Moğollar v.s v.s
Düşüne biliyor musunuz; Ana haber sunucusu ifadesinde; Uyuşturucunun Türkiye’de kullanımın yasak olduğunu bilmiyordum diyor…
Bir kaltak ta; Saçtan alınan örneğin sarılmayla geçip geçmediğinin sorgulanmasını istemiş…
Hani bunların oyu ile köyde ki çobanla aynı olmamalı diyen üstün ırk ya…
Geçmişte Genelevler, hatta vergi rekortmeni genelev patronları vardı…
Hatta özel kulüpler, Randevu evleri vardı… Onlar genelev fiyatının çok çok üstünde idi…
Şimdi bu sektör TV dizileri, TV Spikerliği denen batağın elinde…
Manukyan en azından vergi ödüyordu…
Koç, Sabancı, Eczacıbaşı’n dan fazla…
İstanbul’un vergi rekortmeniydi…
En azından yaptığı işin namusunu koruyordu…
Bunlar artık öyle duruma geldiler ki; Aldatma normal, Eş değiştirme normal, Evlilik müessesi gereksiz, Gurup seks normal, Birde meydanlara çırılçıplak çıkıp, ‘Bedenime dokunma ben özgürüm’ diyorlar ya…
Bu özgürlüğü vallahi anlamak istiyorum…
Hani sizin taptığınız Avrupa’da yada, Doğu Blokunda bile bu kadar değil…
Size cinsel fantezi dersi verecek kadar bilgi birikimim var…
Ancak iş uyuşturucu ise; O yok bende maalesef…
Berna Laçin denen artist veya haber spikeri Ela Rümeysa Cebeci veya Sadettin Saran uyuşturucunun suç olduğunu bilmiyormuş…
Seks fantezileri de kullanmıyorlarmış…
Sadettin Saran için Adliye önünde; ‘Hükümet istifa, Atatürk’ün askerleriyiz çart-çurt’ slogan atanlar…
Şöyle yapalım…
Ülke olarak gurup seks yapalım olur mu???
Namus ne ki; Fantezinin önüne geçmemeli…
Ahlak ne ki; Fantezinin önüne geçmemeli…
Din ne ki; Fantezinin önüne geçmemeli…
Vatan ne ki; Fantezinin önüne geçmemeli…
Jennifer Lopez’in poposu, Sharon Stone seksiliği yok ki sizde…
Hani içince size sarkalım…
Seks için bir güzelliğiniz de yok…
Gerçi dünyada bu işle ilgili çok söz var…
Çok Votka güze kadın… Gibi…
Rakı fraklı… O boktan içecek… O muhabbet ister… O şarkı ister, O keder ister, O aşk ister, O isterde ister… v.s…
Hırsızları aklayalım, Fahişeleri aklayalım, Uyuşturucu baronlarını aklayalım, kumar baronlarını aklayalım, bahis baronlarını aklayalım, Devleti soyanları aklayalım, Ahlaki değerleri piç edenleri aklayalım, Ailesine çıkar sağlayanları aklayalım…
Bunu birde Atatürkçülük kisvesi altında yapalım…
Evet iktidarın çok yanlış bir politikası var…
İktidar sürekli olarak sigara ve içkiye zam yapıyor…
Bu da uyuşturucu baronlarını zengin ediyor…
Ellerini güçlendiriyor…
Yani onların ekmeğine yağ sürüyor…
Bu iktidar bir türlü bunu öğrenmedi…
Ülke ve Dünya ile ilgili çok yazacaklarımız var da…
Biz burada gazetecilik yapıyoruz…
Biz burada ki uyuşturucuya ne darbe vurulmadığını merak ediyoruz…
Nasıl dördüncü il olduk…
Siz ne yapıyorsunuz?
Mevcut Valilik, Emniyet ve Jandarma kendini sorgulamalı…
Nüfusa gör dördüncü il…
Ya ortaksınız onlara, Yada beceriniz yok…
Tedavisi, İlacı veya ilaç çalışması olmayan tek şey var…
O da MALLLIK…
Zonguldak’ta bunu mu yaşıyoruz acaba???
Not: 47 Yıllık gazeteciyim; bir gün Madenci Anıtından, Valilik binası önüne kadar – eylem yapacağım…
Yürüyüşte sadece üzerimde Boxer olacak…
Elim de de bir döviz ile ‘Bedenime dokunma, Özgürlüğüme dokunma’ yazısı taşıyacağım…
Şimdiden söylüyorum…
Şu kendilerini üstün ırk sanan, sanatçı v.s zanneden mallar, Türk milletini tanıyın bence…
Sonunuz Harçlı orduları gibi olacak…
Allah; Bülent Ersoy’a uzun ömürler versin…
Ne demek istediğimi anladınız sanırım..!
*
Temel bir gün haça gitmeye karar verir.
Fadime'ye gelir 'hakkını helal et ben hacca gidiyorum' der.
Fadime de 'bir şartla der beni de götürürsen'.
Temel ikna edemez Fadime’yi 'tamam gel, o zaman annelerimizle helalleşelim' der.
Temel'in annesine giderler…
'Anne hakkını helal et biz, Hacca gidiyoruz' der…
Annesi de; 'bir şartla der beni de götürsen'.
Temel nu da ikna edemez 'tamam' der.
Hep birlikte Fadime'nin annesine giderler.
'hakkını helal et biz hacca gidiyoruz' der.
Kayınvalide aynı şekilde
'Bir şartla beni götürürsen' der.
-Temel çaresiz üçünü de alıp hacca gider.
Haccın gereklerini yerine getiriler.
Dönecekleri gün herkes son ibadetlerini ve tövbelerini yapmak için odalara geçer.
Temel odasına giderken annesinin tövbesini duyar.
'Allah’ım beni affet temelin babasını 4 kez aldattım'.
Temel inanmıyorum diyerek odasına doğru yürür.
İkinci odada kayınvalidesinin tövbesini duyar
'Allah’ım beni affet Fadime’nin Babasını 8 kez aldattım'.
Temel duyduklarına inanamaz.
Son odada Fadime'nin tövbesini duyar
'Allah’ım beni affet Temel'i 1 kez aldattım'.
Temel büyük bir şok içerisinde odasına kapanır dizlerinin üstüne çökerek başlar tövbe etmeye:
-Allah’ım sen onları boş ver, senin huzuruna bu kadar o…. getirdiğim için esas beni affet…
Sevgiyle kalın…