Sevgili meslektaşlarım Kadriye ve Ömer çifti biricik yavruları Deniz Yavuzyılmaz dünyaya geldiğinde,  sanırım, yıllar sonra genç yaşta milletvekili aday adayı olup önseçime girip çocukluğunu ve gençliğini yaşadığı kenti dalgalandırarak kaya gibi adayları yerlerinden söküp milletvekili olacağını akıllarının ucundan bile geçirmemişlerdir.

Deniz’i yıllar önce Ankara’da parti okulunda eğitim aldığımız sırada tanımıştım. Zonguldak’lılığının yanı sıra, anne ve babasından daha samimi olduğum ADD’nin de bir dönem başkanlığını da yapmış olan av. Sabri Yavuzyılmaz’ın yeğeni olması bizi yakınlaştırmıştı. Tanıdıkça büyük oğlum Özgür’le de arkadaş olduğunu öğrendiğimde daha farklı sevmiştim.

Milletvekili adaylığı kesinleşince bilinenin dışında kurduğu ekip ve uygulamakta olduğu çalışma yöntemini gördüğümde herkes gibi bende hayran oldum.

Hayran olmamak ne mümkün;

Aralarında atanamayan öğretmen ve doktorun da bulunduğu gönüllü bir ekiple, hiç durmadan dinlenmeden çalışıyor.

Ele avuca sığmaz afacan çocuk gibi, bir bakıyorsun en ücra köyde. Köylülerle tek tek konuşup dertlerini dinleyip, kandillerini kutluyor, çapayı eline alıp tarla kazıyor.

Şehre inip maden işçilerini ziyaret etmek üzere ocağa giriyor, kömür karasına bulaşıyor. Bakımsızlıktan, başta sendikanın olmak üzere bütün kentin utancı olarak duran şehit madencilerinin isimlerinin plakalarını yerleştiriyor.

Efsane takımımız Zonguldakspor’un bir üst lige çıkmasına destek vermek için içerde ve dışarıdaki hiçbir maçını kaçırmıyor.

Kendi seçim aracının yanı sıra dolmuşa binip halkla birlikte seyahat ediyor.

Empati yaparak duyarlı davranıp, engellilerle birlikte oluyor.

Tekstil fabrikasına giderek kadınlarla birlikte üretim yapıyor. Pazar esnafı ile birlikte olup üretilen tekstil ürünlerini pazarlıyor.

Liselerin ve üniversite öğrencilerinin etkinliklerine ve şenliklerine katılıp Gençlik ateşini körüklüyor.

Düğünlere katılıp genç çiftlere mutluluk dileklerini sunarken, çevre bilincinin gelişmesine katkı sunmalarını özendirmek için “ bir can, bir fidan” sloganını kullanarak alışılmışın dışına çıkıyor.

Gezi olaylarının yıldönümünde, Tıp Fakültesinde Doktorlar ve sağlık personeli ile kınama eylemlerinde hep o var.

Gündüz ona yetmiyor, gece de asfalt çalışmalarını yerinde denetliyor.

Daha ne olsun ki;

Hem Deniz, Hem Yavuz hem de Yılmaz…