Son günlerin en aktüel konularından biri, Zonguldak - Kozlu sahiline iki cami yapılması…
Birincisine yer bulundu. Kozlu da Agua park yanında… Kudüs’de ki Kubbet -üs Sahra mıntıkasındaki Mescid - i Aksa’nın tıpatıp benzeri yapılacak. İnşaatına başlandı bile…
İkinci Cami için tartışmalar; Milletvekili Faruk Çaturoğlu’nun ‘Lavuar alanına yapılabilir’ teklifi ile yoğunlaşmıştı. Lavuar alanının 50 metreyanında Soğuksu Cami, 100 metre yanında Ulu Cami, 200 metre mesafe de ise Acılık Camii var.
Çaturoğlu’nun bu teklifi ‘bu cami yapılacak. Bulduğumuz yerlere itiraz etmeyin’ şeklinde de yorumlandı.
Cami’ye ilk bulunan yer Sahilde Benzinlikler karşısındaki 136 bin metre karelik eski Çöp deponu alanı oldu. Sağlam zeminin 90 metre de bulunması, protokol Camii ve müştemilatının yapımını engelledi.
Sahil Şeridinde Kıyı kenar çizgisinde
Emniyet MisafirhanesiEmirgân OteliDemirpark nasıl yapıldıysa, öyle yapılacaktı…
Daha sonra bulunan yer, Uzun Mehmet Anıtı’nın bulunduğu alan oldu.
Yanındaki park alanı, Hayvanat Bahçesi ve gerekirse Öğretmenevi katılacaktı alana…
Uzun Mehmet Anıtı, Üniversite’ye tahsisli olunca ve Üniversite tahsis’i terk etmeyince iş yattı.
Zonguldak’ta 2014 verilerine göre 1464 cami bulunuyor. Türkiye de 84. 684
Cami açısından sıkıntı yok, bana göre
Ancak, Zonguldak’ta Üniversite içinde, İlahiyat Fakültesi Makine Mühendisliği bünyesinde tedrisat yapıyor. İlahiyat Fakültesi yapılacak bir alan içinde eğitim maksatlı bir cami yapılırsa, buna kim karşı çıkar?
Velhasıl-ı Kelam: Cami için son bulunan yer, Liman arkası / Karakum mevkiinde yıkılan Çekeklerin olduğu alan…
5 AY ÖNCE YAZDIM
Yukarıdaki satırları beş ay önce (22 Mayıs 2016) Halkın Sesi’nde ‘Ne biçim lastik bu’ başlığıyla yazdım. Hatta ‘Karakum Mevkii yıkılan çekeklerin olduğu yer’ için iki proje hazırlatıldığını… Biri park ve bahçe diğeri Cami ve müştemilatı
Sonra bu projelerin zaman/zemin müsait olursa birleştirileceğini…
Sonra… Her zaman ki gibi halka sormaya gerek duyulmadı.
Bürokrasi de işler bitirildi ve prosedür Belediye Encümen ve Meclisinden; tereyağından kıl çeker gibi geçirildi. Hem de Belediye Başkanının katılmadığı toplantı ile.
Allah nasip ederse, 2018 Ocak ayında açılışı yapılacak.
NASIL BAŞLADI
Sayın Cumhurbaşkanı’nın Başbakan olduğu zamanlar…
Helikopterle Zonguldak üzerinde uçarken, sahillerin pejmürde halini görüp ‘bu sahillerde bir düzenleme yapmak gerekir’ demiş.
Önce Kozlu sahilinde kamu’ya açık eğlence ve dinlence alanları düzenlendi.
Allah için, Kozlu sahilinde; Liman içinde yasalara aykırı yapılan Balıkçı barınakları dışındaki düzenleme güzel oldu. Barınaklar; ağ bakım - tamir atölyesine çevrilse de rezalet görüntüler devam ediyor.
Ancak, Zonguldak merkez ilçe sahilleri için devreye halk ve sivil toplum ruhu değil, durumdan vazife çıkartıp, yukarıya şirin görünme mesajı vermek isteyen bürokrasi ve siyaset girdi.
Cami sevgisi ile bilinen Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a ‘Yaranma’ mesajı niyetiyle cami yeri arayışı başladı. Önce sahildeki eski çöp deponu alanı, sonra Üniversite’ye tahsisli Uzun Mehmet anıtı alanı sonra Liman arkası
Ortak akıl’ın egemen olmaması için, iktidar - muhalefet sürtüşmesine sokuldu iş.
Sonra “Camiye karşı gelenler ‘dinsiz” e vardırıldı kulisler…
İcraatın Belediye ayağı çoktan hazırdı. İmar ve idari rezaletlerle çalkalanan Belediye’den şıp diye geçti cami alanı oylaması.
İHTİYAÇ NE?
Vakit namazlarını kılmaya çalışan biri olarak, cami’ye karşı olmam mümkün değil.
Ancak, bu cami’nin buraya yapılmasını şiddetle eleştiriyorum.
Master Plan kandırmacısı ile Zonguldak’ın trafik rezaleti çekmesine dümen tutanları eleştirdiğim gibi.
Yıllardır araçtan çok insan yoğunluğundan oluşan trafik rezaletini aval aval seyredenler, şehir merkezine üç tane üst geçit yapmayı beceremediler…
Hat ta, FETÖ’den alınan Çaydamar’da ki Kolej’e; şehir trafiğini öğrenci ve öğrenci servisleriyle allak Bullak eden Gazi ilköğretim ve Rehberlik araştırmayı taşımayanları eleştirdiğim gibi
Gazipaşa’yı bu trafik’le kapama saçmalığını düşünenleri eleştirdiğim gibi
Lavuar Alanı’nı parçalamak için, içine edilen ve bu gün bedava otopark haline gelen güya alternatif yol’u eleştirdiğim gibi…
Bu gün acil ihtiyaç, trafiğe çözüm bulmaktır.
İmar rezaletlerine/ hırsızlıklarına çözüm bulmaktır.
Üniversite’nin kapısında Bonzai çekerken kaybettiğimiz gençlerin sorunlarına çözüm bulmaktır.
Sosyal Devlet edebiyatı yapılırken, asıl olan; cami kapılarında, Gazipaşa da dilenen çocukların sorunlarına çözüm bulmaktır.
Santraller bölgesinde, insanlar zehir solurken, hava kirlilik analizi yaptırma cesaretini gösterebilmektir.
Siyasetçinin de bürokratında görevi yöreye hizmet, insanı rahatlatmaktır.
Meselâ; Bu camiyi Çaydamar da ‘TTK Çaydamar bölüm alanı’na yapsaydınız ne olurdu? Müştemilatı içinde: Makine Mühendisliği bünyesinde tedrisat yapan İlahiyat Fakültesi de olsaydı? Liman arkasına da; Şehir’e bir kent meydanı yapamadık, bari bir Kent Park yapsaydık… Nasıl olurdu?
SONUÇ:
Aklın yolu bir…
Demokratik Devlet’in alt yapısı Özgür Birey ve Örgütlü Toplum’dan geçer.
Örgütlü topluluklar, özgür bireylerden oluştuğu müddetçe, devlet’in yükselişi sağlıklı ve güçlü olur. SiyasetSosyalite ve formalitelerin özgür düşünceye saygılı olması halinde, devlet’in üzerinde yükseleceği hukuk güvenilir olur.
Toplum Katmanlarını oluşturanların; hür iradelerinin hâkim olduğu icraatlar, Özgür Parlamento’nun göstergesi olur.
Gerisi sıkıntıdır. Tartışmalar şirazesinden kaçar. İcraat’a da siyasete de şüphe/ şaibe girer. Toplum katmanları arasında nifak, ötekileştirme başlar. Sosyal ve siyasi erozyon; birlik/ beraberliği bozar.
Yerinize düşünüyorum’ demek, iltifat ve keyif bağışı değil, ‘ben ne dersem o’ dayatmasıdır.
Keşke; ‘saygı’ temelli tartışma ve ‘ortak paydalı’ icraatlar olsa…