GAZETECİ’ de BEDEL ÖDER!
Gazetecinin görevi halkı doğru bilgilendirmektir elbette. Gazetecilik, bir irşad / aydınlatma müessesesidir. Gazeteciliği, entelektüel puştluğu olarak kabul edenler, ‘özgür basın’ edebiyatı ardına sığınıp, ‘maksat-a matuf’ yazıları, ‘ispiyon- ötekileştirme- karalama’olarak yaparlar.
Sivil Toplum tarif ve tatbiklerini incelerken gördük ki; demokratik devlet’in alt yapısını, özgür birey ve örgütlü toplum oluşturur.
Devlet’in demokratik olmayışından şikâyet ederken; toplumun içinde bulunduğu siyasi yozlaşmayı görmezden gelmek, ahlaki olmaz.
Toplum dediğimiz kalabalık kimdir, kimlerden oluşur?
Toplum katmanları, 6 sosyal dilim(İşçi, memur, esnaf, serbest meslek sahibi, köylü ve işveren)dediğimiz devletin organizesini sağlayan millet’in tarifidir.
Eli kalem tutan, ağzı laf yapan, kendini yozlaşma dışında tutup, ideolojik yapısı paralelinde karşısındakine sallarsa, ‘asgari müşterek’ dediğimiz ‘ortak akıl’ı bulmak mümkün olmaz.
Bunun içindir ki, Kurtuluş Savaşında yedi düveli alt etmemize rağmen, Cumhuriyet’i ittifakla kuramadık. O’nun içindir ki, Cumhuriyetin ilanından tam 27 yıl sonra Demokrasi’ye, çok partili hayata geçebildik.
Bu gecikme, elbette sadece insanımızdan kaynaklanmıyor. Bulunduğumuz coğrafya itibarıyla rahat bırakılmamak birinci madde.
Emperyalizm’in tüm entrikalarına rağmen; kurtuluş savaşı sonrası Cumhuriyet’i kurup, dizlerimizin üzerine kalkmayı başardık.
Bu güne geldiğimiz süreçte ise, ayağa kalkmak için yaptığımız mücadele kadar, bizi ayağa kaldırmama mücadeleleriyle uğraştık. Yakın tarihi hatırlayın, Gezi olayları, PKK ve Paralel Yapı, bunlardan bazılarıdır. Açılan hendekler, çok ölümlü olaylara sebep olan bombalar, son olarak Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi, düşman devletlerin paralı gurkalarının, Türkiye’ye karşı vekâleten yürüttüğü savaşların bir parçasıdır.
Türkiye’yi zayıflatma yanında, çevresinde olup bitenlere zaman ayırmasını /müdahil olmasını, engelleme yollarıdır.
DÜŞÜRÜLEN UÇAK
Sınır ihlali yaptığı için düşürülen Rus Jet’i sonrası, Suriye’deki Amerikan Sevicisi PKK’lılar gibi, içimizde de Rus hayranı ‘Putin Seviciler’ peyda oldu.
İki yıl önce, Suriye sınırında Türk uçağını düşüren Rus füzesini, daha birkaç gün önce Selçuklu torunları Bayır bucak Türkmenlerini bombalayan jetleri unutan gezi kafalılar
Rusya bizim stratejik ortağımız. Neden uçağını düşürdük’ demeye başladılar.
Binlerce kilometre sınırımız olan Suriye için ‘Türkiye’nin orada ne işi var’ diyen ‘Rus seviciler’ neden ‘Rusya’nın Suriye de ne işi var’ diye sormuyorlar?
‘MİT TIR’ları, İSPİYON
Mersin de MİT TIR’ları için ‘IŞİD’e silah getiriyor’ yaygara kopartılması ve Türkiye’nin ‘savaş suçlusu’ ilan edilmesi isteklerini hatırlayın.
Bu: İktidarı karalamak adına, Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılmış bir operasyondan başkası değildi.
Aradan kısa bir süre geçtikten sonra, aynı olay ‘temcit pilavı’ gibi ısıtılıp, bazı gazete ve gazete(ci)ler tarafından yine devreye sokuldu.
Bu gün de olayın kahramanı iki gazetecinin tutuklanması itibarıyla, çarpıtılmaya çalışılan konu bu… ‘Gazeteci istediğini yazar. ‘Gazeteci Özgürdür’ sloganı ardında, iş siyasete alet edilip, yine Ülke ‘özgürlükler kısıtlanıyor’denerek, dışarıdaki ‘uzantılara’, ağa babalara pas atılıyor.
MİT TIR’larını ispiyon, nasıl ki, Türk Devletini dışarıya gammazlayıp zayıflatmak ise, bu olayın basın yoluyla yayılması da aynı şeydir.
Kaç kişi bu olayın ‘mesleki refleks’ ve ‘haber özgürlüğü’ için yazıldığını iddia edebilir?
Türkiye’yi zayıflatmak için yapılan ‘MİT TIR’ları Operasyonu’nun bir parçası olduğu aşikârdır.
GAZETECİ DOKUNULMAZ’ teranesiyle, cezaevlerinde bulunan beş Gazeteciyi ‘basın Özgürlüğü’nün engellenmesi’ olarak lanse etmekte bir kışkırtma / ajitasyondur.
Yapanlara dikkat edin, genel de çoğunluk karşıtlarıdır.
Bu gün Cezaevinde bulunan beş gazeteci, Basın Yasası’na muhalefetten, yani ‘özgür ifadeleri’ yüzünden mi yatıyorlar?
Yoksa ‘Devlet’in Şahsiyetini’ karaladıkları için mi?
SONUÇ:
İddia ve tekrar; propaganda’da en önemli unsurdur.
Demokratik Devlet’in alt yapısını, Özgür Birey ve Örgütlü Toplum oluşturur.
Sivil toplum üzerinde yükselecek bir nüve teşkil ettiği zaman, devlet güçlü, millet mutlu olur.
Kim olursa olsun, hangi sebeple olursa olsun, ‘özgür birey’ yaşadığı toplum ve bağlı olduğu ‘devlet’i unutmamalıdır.
Özgür birey; hangi hal ve şartta olursa olsun, istediği - aldığı hak/ özgürlükleri rahat kullanması için devlet’in desteği ve korumasına ihtiyacı vardır.
Devlet’in demokratikliği ise, sivil toplum’un denetlemesi ile mümkündür.
Haber - yorum ve fotoğrafları doğru anlamak için, bu perspektiften bakılmalı.
Diyarbakır’daki dört ayaklı (Hanefi, Şafi, Maliki, Hanbeli mezheplerinin sembolü) kulenin kurşunlanması, İnsan Hakları Savunucusu Tahir Elçi’nin öldürülmesine de bu açıdan bakılmalı.
Olay, gezi gibi, hendek açma, bomba patlatma, Paralel kuşatma, MİT TIR’ları gibi: Türkiye’ye karşı bir operasyondur.
Gazetecinin cezaevine girmesi kimi mutlu eder ki?
Üçe bölünmüş medyanın (Paralel, Holding, havuz) varlığı sürdüğü müddetçe, bu tartışmalar sürecektir.