Torba Yasası’yla madencilere kazandırılan haklar, Maden iş kolundaki sendikaları bile ‘aklımızdan geçirmediğimiz hakları verdiler’ diye şaşırtırken, Zonguldak’ta özel sektör işletmelerinin çalışanları, Valilik önlerinde nümayişlere başladılar.

‘En az iki asgari ücret tutarında maaş, günde altı saat çalışma, bir gün bile çalışsan tazminat hakkı’ verildiğini bilen vatandaşlar, protestocu işçileri eleştirdi.

Gösterici madenciler ise kendilerini eleştiren Zonguldaklılara ‘durum sizin bildiğiniz gibi değil’ diyemediler.

Gezi olaylarında ki Meşhur ‘anlasanıza, konu üç ağaç değil, bu bir kalkışma’ tweet’i vardı ya? Onun gibi. 

Aslında bu, özel ocaklarda çalışanların, verilen hakları istemezük gösterisi değildi. Hükümetin çalışanlara verdiği yeni hak ve kolaylıklar yanında, getirdiği maliyetleri, işveren tezgâhlı protestoydu.

İşverenin, bu güne kadar alıştığı rahat kazanma pozisyonu bitirilip, çalışma saatinin düşürülüp, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda önlem almaya yöneltilince, hükümeti ‘iş yeri kapatmak’ ve işçisine durduk yer de toplu çıkartma uygulamakla tehdit ediyordu.

Zonguldaklının akıl erdiremediği de buydu işte.

Neden Özel sektör çalışanları, çalıştıkları patron kapısına gidip ‘ben kazıyor, sana kömür çıkartıyorum. Neden beni işten çıkartıyorsun’ demiyordu?

Bu güne kadar ucuz insan hayatı üzerine düzen kuranlara, insanca çalıştırma kuralları getirilince, maliyet arttı kapatırım diyenler: neden, yasa Plan ve Bütçe komisyonundan geçince ‘İşçilik ücretlerinden doğacak maliyet artışlarının devletten karşılanması’ maddesinin çıkması için bastırmadılar? Madde; Muhalefetin teklifi ile yasadan çıkartıldı.

Anlaşılan odur ki; Özel sektör’ün dil arkasındaki gerçek, ‘eski işçilerin, yeni zamlı maaş üzerinden emekliliklerini önlemeye yöneliktir.

Bunun için de, toplu işçi çıkartma gibi basit bir cezayı sinelerine çekmeyi kabul etmektedirler. Peki, şimdi işten çıkarttıkları, tecrübeli işçileri sonra yeniden işe alınca ‘muvazaalı’ olur mu? Bu sonraki iş!

Vesselam; Kimse bu taktik protestoyu anlayışla karşılamadı.

Burası Zonguldak… Madencide bizim, kömür çıkartan Kamu kurumu TTK’da, Özel sektör işletmeleri de.

Olayı, önce matematik olarak ortaya koyalım.

Çin’in büyüme hızını frenlemesinden sonra, dünya da kömür fiyatları birden düştü.

TTK’nın(Türkiye Taş Kömürleri Kurumu) geçen yıl 220 dolar’a sattığı kömür bu yıl 110 dolara alıcı buldu.

Erdemir geçen yıl 300 liraya aldığı kömürü bu yıl 240 liraya aldı.

Soma’da, Türkiye’nin en modern maden ocağında ki 301 ölümlü iş kazası sonrası, alınacak önlemlerle maliyetin daha da artacağını düşünen özel sektör, taktik arayışlara başladı.

Hükümetin Maden işkolunda işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki ‘iyileştirme’ çalışmaları, torba yasa ile uygulamaya girince, özel sektör işletmeleri (ÖSİ), artan maliyetlerin, kâr marjlarını düşürdüğünü görüp, sert çıkışlar yaptı.

İlk teklif ‘TTK maliyetin yarısına bizden kömür alsın’ oldu.

Önce, TTK ile sözleşmeleri (redevans)olmasına rağmen, üretimi durdurmak ve yasalara rağmen toplu işçi çıkartmak eylemlerini açıkladılar.

Olaya maden işletmeciliği açısından bakılırsa, son yasa, TTK’yı da vurmuştu.

Çalışma süresinin iki saat düşürülmesi, % 20 üretim kaybı demekti.

Mevcut işçi sayısı ile (yer altı:7.400, yer üstü:1.800, memur:1.700) dört vardiya’ya geçemeyecek kurum, işçisini haftada iki gün tatil ettirmek zorundaydı.

Bu şartlarda TTK kömürü ton başına ortalama (Filitrasyon + 0.10 + Parça) 650 liraya üretiyor. Ortalama 200 liraya satıyor.

Gelelim, Özel sektörün isteğine. Özel sektör, ürettikleri kömürü (1 milyon ton) TTK’ya 300 liraya satmak istiyor. TTK kaça satacak? Şimdi sattığı ortalama fiyat olan 200 liraya.

Bu, ton başına 100 lira zarar demek.

Şu anda TTK’nın yıllık satılabilir kömür üretimi 1 milyon 370 bin ton. Ton başına 450 lira sübvanse edildiği düşünülürse, yıllık zarar 600 milyon lira.

Bir de buna ton başına 100 lira özel sektör tahmini zararını ekleyin.

1.000.000 ton x100 = 100 milyon lira.

Bu iş olmaz’ın bir maddesi bu. ‘Bu iş olmaz’ın ikinci maddesi de var.

Geçmişte (2003- 2010), TTK; Çates için özel sektörden kömür alıp sattı. Kurum (TTK) yöneticileri yargılandı.

Kurum bu gün Demirçelikler, Çaykur, Valiliklere ve ÇATES’e kömür veriyor.

Özel sektör’ün Hükümeti sıkıştırmaya çalıştığı diğer taraf ÇATES.

Çates yıllık 1 milyon 500 bin ton kömür alıyor.700 - 800 bin tonunu TTK, gerisini Özel sektör veriyor.

İşçi çıkartan özel sektör, tek ünite çalışan Çates’i, dolaylı olarak elektrik üretemez duruma düşürmek istiyor. Ülke çıkarı için, olay’ın hukuki yorumu sıkıntılı.

Tamam, ortada bir sorun var. Ancak, bu sorunun hepsi torba yasadan kaynaklanmıyor.

Dünya da kömür fiyatları artsaydı, özel sektör ‘ ben çok kazandım fiyatı düşüreyim’ der miydi? Şimdi, sorun da ortak çözülmeli.

SONUÇ:

Meselâ; Özel sektörün kömür verdiği Erdemir, ihtiyacı olan 1 milyon 600 bin ton kömürün 200 bin tonunu yerelden alıyor.110 dolardan aldığı kömürü, Zonguldak’tan 120 dolara alsa ne olur, batar mı yani? Kâr’dan zarar eder!

Unutulmasın ki; Özelleştikten sonra girdiği ekonomik krizden Kardemir’i, uygun kömür vererek TTK çıkartmıştı.

Erdemir, Kardemir ve İsdemir… Olağanüstü şartlarda, dışarıdan kömür bulamadığında, komşu kapısına düşeceğini unutmamalıdır.

Devlet… İthal kömür konusunda da yerel üreticileri kollamalı. En az 10 dolar fon koyup özel sektörü teşvik etmeli.

Yetkili Sendikanın… Gelişmeleri eyyamcı bir bakışla ‘hüzünle mutluluğu birlikte yaşıyoruz’ diye yorumlaması yanlış.

Hedef, ‘Özel sektör darbe yesin, TTK’ya işçi alınsın’ olmamalı.

Sendika, tecrübe birikimini, kasa çıkarı için değil, bölge çıkarı için, ikna edici rakamlarla ortaya koymalıdır.

Özel Sektör… Herkese güven vermeli. Kendi lüks hayat yaşarken, en azından işçisinin maaşını ödemeli. Sattığı torba üzerindeki değerler ile içindeki kömür birbirini tutmalı.

Vatandaş… Olaya seyircisi kalmamalı. Çalışanın insanca yaşaması, çalıştıranın devlete zarar vermeden kazanması için, sesini yükseltmeli.

Hayat devam ediyor.