Sizler de izliyorsunuz, son zamanların en sık işlenen suçunu “Cumhurbaşkanına hakaret” oluşturuyor. İş öyle boyutlara erişti ki, bir parça AKP’ye muhalefet edip de bu suçu işlemeyen kalmadı neredeyse. Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etmek, eskilerin deyimiyle,“vukuat-ı adiyeden”artık. Hayatın normal akışına uygun, duyulduğunda şaşırılmayan, sarsıcı olmayan sıradan bir hadise yani… Ülke hiç alışık olmadığı bir siyasi atmosferi yaşıyor. Devletin birliğini temsil etmesi gereken Cumhurbaşkanı, bulduğu her fırsatta,her konuda görüş açıklayarak, herkesi azarlıyor. Makamına hiç de yakışmayan bir dille, en üst perdeden polemiği tırmandırıyor. Şedit sözlerden kimi konularda daha mutedil açıklamalar yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu bile nasibini alıyor…
 
Tabi bu durum ülkede ciddi bir tartışma başlığı da oluşturuyor. Cumhurbaşkanı’nın kendisi gibi düşünmeyen herkese karşı aldığı saldırgan tutum, pek çok çevre tarafından, ettiği tarafsızlık yeminine aykırı bulunuyor. “Anayasayı ihlal ettiği”de iddia edilen Erdoğan’ın, “Farklı cumhurbaşkanıolacağımı söylemiştim”savunusukomik bile kaçmıyor. HDP’li belediye başkanlarının özerklik çağrılarının tutuklamalarla sonuçlandığı bir ülkede, bir makamın, anayasada olmayan hakları kullanmasını kabul etmek mümkün değil çünkü…Öte yandan Cumhurbaşkanı dilediği kimseye, ağzına geldiği sözü sarf ederken yanıt niteliğindeki sözlerin bile dava konusu yapılması, büyük bir çifte standart oluşturuyor.
 
DEVLETİN TEPESİNDEKİLERİN ELEŞTİRİLMELERİ DOĞALDIR
Aralarında, Hasan CemalOya Baydar, Aydın Engin, Ahmet İnsel, Nurcan Baysal, Ümit KıvançAyşegül DevecioğluGülseren Onançİbrahim BetilŞanar Yurdatapan ve Gençay Gürsoy'un  da bulunduğu 45 aydın ortaya çıkan garabete dikkat çeken bir bildirge yayımladı şu günlerde.Aydınlar,Cumhurbaşkanı’na hakareti içeren Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinin iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’nin önünde olduğunu hatırlatarak, söz konusu maddenin istismara son derece açık olduğunu, AİHM kararlarını ve Anayasa’yı açıkça ihlal ettiğini vurgularken Cumhurbaşkanı’nı eleştiriye karşı tahammülü geniş tutması istendi.
 
Bildirgede, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre devletin başı olan Cumhurbaşkanlığı makamı, ülkedeki vatandaşların birliğini temsil eder ve anayasanın uygulanmasını gözetir. Devletin tepesinde bulunan yöneticilerin eleştirilere daha fazla muhatap olmaları doğaldır. Ancak, sırf cumhurbaşkanlığı sıfatı dolayısıyla bir kişiye aşırı koruma sağlayarak insanların hapse atılmasına yol açan TCK’nin 299. maddesi istismara açık şekilde uygulanmakta, evrensel insan hakları ilkelerine aykırı olan bu yasa, bizzat korumaya alınan makam tarafından keyfi olarak kullanılarak, ifade ve basın özgürlüğünü engelleyerek birçok insanı mağdur etmektedir” denildi.
 
HIRSIZ SÖZCÜĞÜNÜ CUMHURBAŞKANI NİYE ÜZERİNE ALINIYOR
Açıklamada, “AİHM kararları ve Venedik Komisyonu ilkelerine tamamen aykırı olan bu yasa maddesi, bir ulusal yasa ile bir uluslararası yükümlülüğün çatışması halinde ikincisinin geçerliği olacağını söyleyen anayasanın 90/5 maddesini de açıkça ihlal etmektedir.Biz aşağıda imzası bulunanlar,AYM’nin, AİHM kararlarını, Venedik Komisyonu ilkelerini ve Anayasa’nın 90/5 maddesini de göz önünde bulundurarak hukuka aykırı olan, TCK 299 no’lu maddeyi iptal etmesini, hukukun üstünlüğü gereği olarak talep ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı makamının eleştiriye karşı tahammülü geniş tutmasını ve bütün yurttaşlara koruma sağlayan yasa hükümleriyle yetinmesini istiyoruz” şeklinde taleplere de yer verildi.
 
Demokrasi Platformunun düzenlediği bir etkinlikte “Hırsız, katil Erdoğan” diye bağırdıkları iddiasıyla 9 kişinin yargılanmaya başlayacağı şu günlerde son derece hoşbir girişim bence. Herkesi yasal sınırlarına çekilmeye çağıran ve Cumhurbaşkanı’na sağduyu çağrısı yapan aydınları, Beştepe’deki zatın dikkate alacağını hiç sanmıyorum. Ancak toplumdaki kokuşmaya karşın, birilerinin dimdik ayakta durduğunu göstermesi açısından önemli. Daha önce de yazdım, 25 Nisan’da yargılanacak arkadaşlarımı kıskanıyorum. Aralarında olmayı çok isterdim. Hakime sormak isterdim o gün: “Memlekette ‘Erdoğan’ namıyla maruf yüz binlerce insan varken, Sayın Cumhurbaşkanı neden üstüne alındı acaba?”