Belediye başkanlarına,

TSO  ve Ziraat Odalarına

Muhtarlar Derneğine

Ve parası olup ta yatırım yapmak isteyenlere

Lütfen  özelikle aşağıdaki haberi okuyun

Yozgat'ta İşsizliği bitiren köy,

Kabalı köyünde 2009 yılında kamu, özel sektör ve köylülerin işbirliği ile 800 tarlanın birleştirilmesi sonucu 5 bin dönüm alanda elma, armut, şeftali ve kiraz fidanları dikilerek meyve bahçesi oluşturuldu. Daha önce hububat üretimi yaptıkları tarlalarının sınırlarını kaldırıp güçlerini birleştirerek başladıkları meyve üretimiyle köylülerin işsizlik sorunu da çözüldü. 

Meyve bahçesi 25 yıllığına bir şirkete kiralanırken, köylüler hem arazilerinin kullanılması nedeniyle kira bedelini aldı hem de meyve bahçesinde sigortalı olarak çalışmaya başladı. İşsizlik sorununu kendi köylerinde çözen Kabalı halkının ekonomik ve sosyal yaşantılarında da gözle görülür değişiklikler oldu ve vatandaşların refah seviyeleri arttı. Eş ve çocuklarıyla meyve bahçesinde çalışan kadınlar, evlerini ve eşyalarını yenilerken üniversite öğrencileri de harçlıklarını biriktirdi. İşsizlik sorununu çözdüğü gibi köyün çevreden göç almasını da sağlayan proje doğrultusunda hasat zamanı çalışan işçi sayısı 900’e kadar çıktı. Meyve bahçesi sayesinde Kabalı köyüne 11 hane halkı da tekrardan dönüş sağladı.
Kiraz ve şeftali hasatlarının ardından köy halkı şimdi de elma hasadı yaparak ev ekonomilerine katkı sunmaya devam ediyor

“11 hane geri dönüş yaptı”
Kabalı köyüne 11 hane halkının geri dönüş yaptığını söyleyen Hüseyin Ünal, “Bizim bu köyün 800 nüfusu vardı, şimdi 1500’lere kadar çıktı. Eskiden köyden şehre göç vardı şimdi şehirden köye göç var. Yani köyümüze 11 hane geri geldi. İnsanlar burada para kazanıyorlar. İş istihdamı sağlandı. İnsanların geçimi, refah seviyesi düzeldi. Bizim köyümüzde herkes ev sobalıydı, şimdi kalorifer bağlattılar, bu da bizi sevindiriyor. İşsizlik sorunu Kabalı köyünde çözülmüş durumda. Emeği geçenlere teşekkür ederiz” dedi.

“Eşim ve çocuklarımla 12 yıldır bahçede çalışıyorum”
Eşi ve çocuklarıyla uzun yıllar meyve bahçesinde çalıştıklarını söyleyen Selda Karabulut ise, “12 senedir burada çalışıyorum, kendi köyümüzün işi, eşim, çocuklarım hepimiz burada çalışıyoruz. Aile bütçemize katkı sağlıyoruz. Çocuklarım okul harçlıklarını kendileri kazanıyor. Şu anda elma hasadı yapıyoruz. Önce kiraz sonra nektari ve şeftali şimdi de elma hasadı yapıyoruz. Yıl boyu çalışıyoruz, hasat sonrası budama yapıyoruz. Burada yıl boyunca işimiz var, boş kalmıyoruz. Önce ekin ekiyorduk, arpa ve buğday. Şimdi kendi işimizde çalışıyoruz. Herkes tarlalarını verdi, senelik dönüm parasını da alıyor. Burada çalışmaktan çok mutluyum” şeklinde konuştu.


“Refah seviyemiz yükseldi
Meyve bahçesinde çalıştıktan sonra refah seviyelerinin arttığını belirten Ayşe Budak ise, “Geçimimizi buradan sağlıyoruz, durumumuz önceki gibi değil. Arabamızı aldık, evimizi düzenledik. Kiraz hasadı zamanı buraya 800 kişi geliyor çevre köylerden. Refah seviyemiz yükseldi, çok iyiyiz maddi durumumuz iyi. Bu bahçe göç aldı, emekli olanlar geliyor. Yaz tatili için buraya gelip çalışanlar oluyor” ifadelerine yer verdi.

Kaynak; ÇAMLIK TV ,YOZGAT, 6Ekim 2022

***                           ***

Tam 17 yıldır bu konuda yazıyorum  2017  yılında bu  konudaki önerilerimi bir dosya olarak Valilik makamına da bırakmıştım

Googldan “Ekilmeyen  topraklar Ali Kaya PUSULA “,“Ekilmeyen  topraklar  - 2 Ali K.aya PUSULA “,” “Ekilmeyen  topraklar -3 Ali Kaya PUSULA “ yazılarımı okuyabilirsiniz

Sadece bu üç yazı değil elbette. Zonguldakta Tarım konulu  çok fazla yazım var

Bu yazılarımda modern TARIM İŞLETMESİ-Kooperatif-Şirket  biçiminde bir yapılanma için

Toprakların sermaye olarak kabul edileceği vea kiralanabileceği modelleri ayrıntılı olarak önermiştim.

Soran olursa tekrar anlatabilirim

Bu topraklar Çaycuma, Devrek, Gökçebey, Ereğli

Ve  Merkezde fazlasıyla  mevcut

Yeter ki niyet edilsin

         ***                 ***

Öncelikle bu kentin seçilmişleri,

Sayın vede çok çok sayın  ilgililer,

Yetkisini yitirmemiş yetkililer,

 Tüm dünya ve ülkemiz için olduğu gibi Zonguldak için de tarım çok önemli

Yozgat'tan aşağı kalmayız, bizde yaparız değil mi?