Birgün önceki yazımda bahsettiğim yazılarımdan  bir özet aşağıda

Konuyu ve önemini vurgulamak için bilginize sunuyorum

                           ***

TARIM’da Ana Sorun;

Ekilmeyen Topraklar

Bir zamanlar tarım ve hayvancılık üretimi ile kendini besleyebilen, üstüne üstlük bu alanda hatırı sayılır ihracat yapan bir ülkeydik. Bugün geldiğimiz nokta ise, acı ve şaşırtıcı…

Buğday, mısır, pirinç, fasulye, nohut, mercimek, aklınıza ne gelirse, üretimimiz yetmediğinden dışarıdan alıyoruz.

Öyle ki, son günlerde; saman, pul biber ve iğde bile ithal edilmeye başlanınca, konu magazinsel hale geldi.

Bu negatif değişme, tarım sektöründe her yıl ortalama beş milyar dolar dış ticaret açığı yaratıyor.

Et konusu da farkı değil. Et fiyatları rekordan rekora koşuyor. Önemli miktarda canlı hayvan ve karkas et ithal ediyoruz.

Bağımlılıkların en kötüsü ve en tehlikelisi, gıda alanında dışa bağımlılıktır.

Ulusal onurunuz, bağımsızlığınız ve hatta devletin bekası “tehlikede” demektir.

NEDEN?

Bugün Türkiye’nin tarıma uygun, ekilebilir topraklarının önemli bir kısmı yok olmuş.

Bir kısmı sanayileşme ve konut alanı olarak kullanılmış. Önemli bir kısmı da uzun süre ekilmemesi nedeniyle, erozyon, ormanlaşma gibi nedenlerle elverişli olmaktan çıkarak, yıldan yıla adeta eriyor.

Resmi rakamlara göre, ülkemizde 2016 yılında 23 milyon 763 bin hektar tarım alanı bulunuyor. 1998 yılında bu rakam, 27 milyon 856 bin hektardı. Yani 26 yıllık bir süre içinde 4 milyon 93 bin hektar tarım arazisini kaybettik.

O tarihte bu toprakların 18,8 milyon hektarı ekiliyordu. 26 yıl sonra ekili topraklarımızın miktarı 15,5 milyon hektara gerilemiş bulunuyor.

YIL

TARIM TOPRAKLARI

Bin hektar

EKİLEN ALAN

Bin hektar

1990

27.856

18.800

2016

23.763

15.500

Azalma

4.093

3.294

(Kaynak: TZD ve TÜİK verileri)

Yine TÜİK verilerine göre, sahip olduğumuz tarım topraklarının yüzde 46’sı, yani neredeyse yarısı ekilemiyor.

Bunun nedenleri;

1- Toprakların miras yoluyla parçalanması (öyle ki, 50 santimetre eninde 500 metre boyunda tarlalar(!) bulabilirsiniz)

2- Tarım topraklarındaki nüfus-işgücünün kentlere göç etmesi,

3- Devletin tarımı destekleme politikalarının yetersiz, yanlış ve hatta üretmemeyi teşvik eder nitelikte olması,

4- Tarımsal üretim girdilerinin (makine, teçhizat, yakıt, gübre vb.) fiyatlarının yüksekliği,

5- Üreticinin ürününü pazarlama güçlüğü, satış fiyatlarının düşüklüğü…

SONUÇLAR…

1- Tarım ve hayvancılıkta üretim düşüşü. (Artık, tarımda kendisini besleyebilen az sayıdaki ülkelerden biri değiliz)

2- Gıda ürünlerinde fiyat yüksekliği (yetersiz belenme ve enflasyonu tetikleme)

3- Gıda ürünleri ithalatının artışı, yani milli gelir kaybı,

4- Köyden kente göçün hızlanması, kentlerde sosyal problemlerin artışı,

5- Ve elbette işsizlik…

NE YAPMALI?

Elbette tarımda üretim artışı…

Bunun yolu da, tarım ve hayvancılığın cazip hale getirilmesidir.

Bunun için de tarım topraklarının toplulaştırılması, modern tarım yapılmasına elverişli hale getirilmesi gerekir.

. Sayın Mehdi Eker’in Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sırasında tarım topraklarının toplulaştırılması konusunda çalıştaylar düzenledi. Bu konuda 5403 sayılı yasa çıkarıldı.

Fakat aradan geçen sürede olumlu gelişme yaşanmadı.

Topraklar yine boş…

Çünkü yasa çıkarmakla iş bitmiyor. Özellikle bizim köylümüz, “eliyle tutmadığı, gözüyle görmediği…” şeye zor inanır. Bir de buna, ekmese de toprağın mülkiyeti konusundaki tutucu yapısını ekleyin. Yani kendiliğinden bir şey olmasını beklemek boşuna gibi...

Özetle bu konuda başarılı ve özendirici örneklere ihtiyaç var. .

HER İLÇEDE ÖRNEK ÇİFTLİKLER KURULMALI

ÖRNEK ÇİFTLİKLER…

Valilik, belediyeler, Ticaret ve Sanayi Odaları veya özel yatırımcıların kurucu ortak ve öncülüğünde; ziraat, harita, inşaat, elektrik mühendisleri, mimar, ekonomist, mali müşavir, hukukçu gibi kişilerden, tarım örgütleri temsilcilerinden oluşacak bir ekibin yapacağı kuramsal ve saha araştırmaları ışığında, her ilçede en az bir ya da iki tarımsal işletme kurulacak.

Bunların statüsü; sermaye şirketi, tarımsal üretim kooperatifi vb. olabilecek.

Bölünmüş toprakların sahipleri, topraklarını ayıni sermaye olarak koyup ortak olabilecekler.

Ya da uzun vadeli kiraya verebilecekler.

Ürün seçimi ve toprağın hazırlanması, yol yapılması, hafriyat ve enerji temini vb. konularında

Valilik ilgili birimleri yardımcı olacak.

Bu işletmelere, öncelikle toprak sahipleri ve yakınları istihdam edilecek.

Binalar, ihata duvar veya çitleri, arazinin düzenlenmesinde peyzaj, estetik ve sanatsal ilkelere uyulacak.

Bu işletmeler ana üretim (meyve, sebze, tahıl, bakliyat, hayvancılık)) yanında,

                        -Mümkünse kendi enerjisini (güneş,rüzgar,hes).  Kendi                                    -suyunu (sarnıç, depo gölet vb.) yağmur hasadıyla biriktirme,

                         -Endemik ürünller yetiştirme

                          -Çevre köylerin ürettiklerini değerlendirme

                           -Kentlerde doğal ürün satan işyerleri açma,

                            

                           -Çiftlik üretim artıkları ile küçük çapta  organik   et , süt, yumurta üretmek

                           -Çiftlik bünyesinde hobi bahçeleri, piknik alanlarıKır düğünü alanları,Lokanta-kahvaltı işletmeleri gibi ana ürün yanında  para kazanacak işler de yapmak

Kısaca, “başarısızlık ihtimalini sıfıra indirmek” için ne gerekiyorsa yapılacak.

Kamuoyunu bilgilendirme ve özendirme amaçlı enformasyon çalışmaları hep gündemde olacak.

* * * *

GÖZÜNÜZÜ KAPATIN VE HAYAL EDİN

Bu başarılı örneklerden sonra yüzlerce tarım ve hayvancılık işletmesi kurulmuş…

Üretim artışına paralel tarımsal girdi ticareti, ürün pazarlama, ithalat, paketleme-ambalaj, güneş ve rüzgar enerjisi, endemik ürünler üretim ve ticareti, gıda sanayii şirketleri, iş geliştirme ve mesleki eğitim merkezleri, sanayi bölge ve siteleri, oteller, restoranlar ortaya çıkmış…

İşsizlik kalmamış…

SGK açığı azalmış

Göç edenler geri gelmiş…

Kültür-sanat hayatı canlanmış…

Ama bütün bunlar

Yani bir türküde de denildiği gibi…

‘Çapa vurulmayan bu topraklara

İlkbaharda ekin ekilir bir gün…’

Hayalini gerçeğe dönüştürmekle olacak

İŞTE, BU ÇAPAYI BİRAN ÖNCE VURMALIYIZ