Birleşik Kamu İş Zonguldak Başkanı Metin Kahveci, devletçilik politikasından uzaklaşıldığını ifade ederek, “Acile devletçilik ilkesine geri dönmek zorundayız” dedi.

Çıkışın Atatürk’ün gösterdiği devletçilik yolu olduğunu vurgulayan Kahveci açıklamasında şu görüşlere yer verdi;

“24 Ocak kararları ardından 5 Nisan kararları neoliberal politikalar ve özelleştirmeler sonucunda geldiğimiz durum ise ekonomik yaşamda içler acısı olmuştur. Bunun temel sebebi devletçilik politikalarından hızla uzaklaşılmasıdır. Devletçilik politikasını kominizim politikası  benzeten siyasetçilerimiz vardı.  Şimdi onlar gelinen noktada ise  tarihin çöplüğünde yer almalarına şahit olmaktayız.  Vahşi kapitalizmi savunanlar ve burjuva sınıfını oluşturanların  devletçilik ilkesini her zaman komünizme benzetmeleri bu günlerin oluşmasının yaratıcılarıdır. Devletçiliği insafsızca eleştirmişler devlete ait işletmeleri çok ucuza satıp kendi yandaşlarını zengin etmişlerdir. Bu özelleştirmeler sonucunda zengin daha zengin yoksul daha da yoksullaşmıştır. Olan dar gelirli halka ve emekçilere olmuştur. Örnek verirsek şeker fabrikalarını özelleştirmeden önce şekerin kilosu 2tl veya 3 tl lira iken özelleştirmeler sonrası bir anda 20 tl çıkması şu anda da kalitesine göre 35tl 38 tl  40 tl kadar çıktığını piyasalardan görüyoruz. Bu örnekle bütün ürünlerin fiyatları uçmuştur. Piyasadaki gıda fahiş fiyat terörünü net bir şekilde yaşıyoruz. Bu gün et, soğan ve patatesin çok pahalı olmasında yatan neden neoliberal politikalar ve özelleştirmelerdir.

Ulu Önder Atatürk Cumhuriyeti ilan etmeden önce bağımsızlığın ekonomiden geçtiğini her yerde anlatmıştır. Onun için Devletçilik, ülkenin gelişmesi halkın ihtiyaçlarını karşılamak ve bağımsız ekonomimize önemli katkıda bulunacağını anlatarak yaklaşık 50 ye yakın fabrika açtıkları görüyoruz.

Ancak 1950 den sonra gelen sağ iktidarlar kamucu hizmetlerin yok edilmesi politikaları işlemişlerdir. Menderesle başlamış Demirel, Özal, Yılmaz, Çiller, Koalisyonlarla devam etmiş sonrasında 21 yıl ülkeyi yöneten AKP ile doruğa çıkmıştır. AKP döneminde yaklaşık 70 milyar dolar özelleştirmeler olmuştur. Bu özelleştirmeler sonucunda şimdi yaşadığımız hayat pahalılığı Cumhuriyet tarihinde bile görülmemiştir. Kiralar, ulaşım, doğal gaz, elektrik gıda fiyatlarında fahiş rakamlarını AKP’nin faiz sebep enflasyon sonuç politikaları sayesinde görmüş bulunmaktayız.   Artık bu politikalar iflas etmiş duvara dostlaşmıştır.

Çıkış ise nettir. Atatürk’ün gösterdiği devletçilik yoludur. Ülkemiz bir tarım ülkesi iken dış ülkelere muhtaç hale getirenler anayasal suç işlemişlerdir. Bu suç devletçiliği yok etmektir. Yaklaşık 60 veya 70 milyar dolarlara yakın parayı biz gıda ve diğer ürünlere verirsek bu ülkede cehaleti yaşıyoruz demektir. Dövize muhtaç bir ülkenin temel gıda ürünlerini kendisi üretemezse kıyamet kopuyor demektir. Bu kıyamet hayat pahalılığıdır.  Lozan’da kovduğumuz kapitülasyonları geri getirerek teslimiyetçi politikalara izin verilmesi bu ülkeyi sömürge yapmak demektir.

Bu durum hem devletin hem milletin ve emekçilerin soyulması anlamı taşır.  Onun için acilen çözüm yollarını üretmek zorundayız. Yarın bir gün paramız olmada raflarda gıda ürünleri bulamazsak halimiz ne olacak? Felaketin emareleri görülmeye başlandı. Özel sektör çiftçi veya esnaf gıda ürünlerini üretemiyorsa devlet üretmek zorundadır. Devlet yönetimi bunun için vardır. Tarım ve hayvancılık çiftlikleri kurarak yeni istihdamlar yaratarak devlete ait boş bulunan arazileri kullanmalıdır. Arkasından tarım ve hayvancılık liselerini kurmalıdır. Profesyonel işletme, bilime dayalı yönetim anlayışla çalışan emekçi kardeşlerimizle  (tüm mesai hakları verilerek)  bu ülkede gıda terörünü yıkarız.

Devletçilik deyince akıllara birilerinin arpalığı veya çiftliği gelemez. Norm kadro esaslarını da dikkate alarak yapılacak işletmeler devletimizin elini güçlendirerek  tarım ve hayvancılık ürünlerinde  dışarıya muhtaç olmayacaktır. Ama  bunu yapacak olanlarda bilim , arge çalışmaları, akıl ve mantık ön planda olmak zorundadır. Böylece milletini, emekçilerini ve  devletinin çıkarlarını gözeten bir uygulama olacaktır. Emekçilerde kendi çıkar menfaatleri doğrultusunda  14 mayıs    seçimini çok dikkate alarak bir nevi kendilerini  oylarıyla test edeceklerdir.

Su arızası giderildi Su arızası giderildi

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”