AKP’ye yakın iş insanı Yusuf Yılmaz’ın sosyal medya hesabından yaptığı açıklama, Türkiye’de son dönemde yoğunlaşan “yargı tartışması”na dair yeni bir polemiğe yol açtı. Yılmaz, paylaşımında Ekrem İmamoğlu ve gazeteci Fatih Altaylı’yı hedef alarak “kimsenin yargıya ayar veremeyeceğini” savundu ve iki ismi de sert ifadelerle eleştirdi.
Yılmaz’ın, “Hiç kimse haddini aşmasın; aşarsa sonucuna katlansın” sözleri sosyal medyada geniş yankı uyandırdı.
Recep Karagöz: “Mesele kişiler değil, yargının siyasallaşmasıdır”
Yılmaz’ın iddialarına ilk tepki, Adalet ve İnsan Hakları Savunucusu Recep Karagöz'den geldi. Karagöz, tartışmayı kişisel polemiklerden çıkararak hukukun üstünlüğü çerçevesine taşıyan bir değerlendirme yaptı.
Karagöz, cevabında Türkiye’de asıl sorunun “İmamoğlu ya da Altaylı’nın tavırları” değil, yargının siyasal iktidar tarafından yönlendirilmesi olduğunu vurguladı:
“Bugün Türkiye’de sorun, bazı insanların kendini layüsel görmesi değil; hukukun kendisinin layüsel ilan edilmesidir. Yargı siyasal hesaplara göre dizayn edilirse, kimin tutuklanacağına da kimin aklanacağına da siyaset karar verir.”
Karagöz, Ekrem İmamoğlu hakkında verilen ceza tehdidinin siyasi bir operasyon, Fatih Altaylı’nın hedef alınmasının ise basın özgürlüğünün daralmasının göstergesi olduğunu söyledi.
“Gerçek adalet, intikam duygusuyla değil; bağımsız ve tarafsız yargıyla sağlanır. Bugün ihtiyacımız olan şey, yargıyı siyasetin gölgesinden kurtarmaktır. Güçlünün hukuku, adalet değildir.”
Genişleyen tartışma
Yılmaz’ın paylaşımı ve Karagöz’ün yanıtı sonrası başlayan tartışma, Türkiye’de uzun süredir devam eden “hukukun bağımsızlığı” sorununu tekrar gündeme taşıdı.
Kimileri İmamoğlu ile Altaylı’nın açıklamalarını “yargıya müdahale” olarak yorumlarken; diğer bir kesim, siyaset eliyle şekillenen mahkeme süreçlerinin ülkeyi bir yargı krizine sürüklediğini düşünüyor.
Sosyal medya üzerinden başlayan bu polemiğin, önümüzdeki günlerde siyasi tartışmalara daha güçlü şekilde yansıması bekleniyor.
