Edinilen bilgilere göre Zonguldak Bahçeşehir Koleji, 4. sınıftan itibaren sınıf öğretmeni modelini terk ederek branş (alan) öğretmenliği sistemine geçmeyi planlıyor.
Okul yönetiminin bu gelişmeyi duyurmak üzere 3. sınıf velilerini toplantıya çağırdığı, yeni sistemin yalnızca 4. sınıflarla sınırlı kalmayıp önümüzdeki yıllarda 3. sınıfları da kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmasının hedeflendiği ifade ediliyor.
“Daha Önce Denendi, Başarısız Oldu”
Branşlaşma modeli özel okullarda ilk kez gündeme gelmiyor. Yaklaşık dört yıl önce Zonguldak Sınav Koleji’nde uygulanan benzer bir modelin ciddi sorunlara yol açtığı biliniyor. Edinilen bilgilere göre, 4. sınıflarda tüm derslere branş öğretmenlerinin girmesi ve öğrencilerin sınıf öğretmenlerinden koparılmasının ardından öğrenci başarısında belirgin düşüş yaşandı.
Bu uygulamanın, öğrencilerin 5. sınıfa yani ortaokul düzeyine geçişte büyük uyum sorunlarına yol açtığı, akademik ve psikolojik problemleri artırdığı belirtiliyor. Yaşanan olumsuzluklar nedeniyle model tamamen kaldırıldı ve okul yönetimi çift pedagog uygulamasına geçmek zorunda kaldı. Eğitimciler, bu örneğin ilkokulda branşlaşmanın teoride değil, pratikte de ciddi riskler taşıdığını gösterdiğini vurguluyor.
“Çocukların başarısı mı,, şirket çıkarları mı?”
Eğitim çevrelerinde Bahçeşehir Koleji’nin gündeme getirdiği bu değişikliğin, pedagojik gerekçelerden çok özel okul zincirlerinin idari ve organizasyonel sorunlarına çözüm arayışının sonucu olduğu değerlendiriliyor. Sınıf öğretmeni modeli, özel okullar açısından daha yüksek maaş, uzun süreli sözleşme ve aynı öğretmenin dört yıl boyunca okulda tutulmasına yönelik güçlü veli beklentileri anlamına geliyor.
Öğretmenin okuldan ayrılması durumunda ise velilerle ciddi krizler yaşanabildiği biliniyor. Buna karşın branş öğretmenliği modeli, ders saati bazlı ve daha esnek bir istihdam yapısı sunduğu için maliyetleri düşüren, öğretmen değişimini olağanlaştıran ve zincir okullara öğretmen kadrosunu merkezden yönetme imkânı veren bir yapı olarak öne çıkıyor. Eğitim literatüründe de bu tür uygulamaların, çoğu zaman kurumsal sürdürülebilirlik baskısı arttığında gündeme geldiğine dikkat çekiliyor.
“Uzmanlar Uyarıyor: İlkokulda sınıf öğretmenliği esastır”
Eğitim bilimleri alanındaki akademisyenler, ilkokulda branşlaşma modelinin ciddi pedagojik riskler barındırdığı konusunda uyarıyor. Uzmanlara göre, alan bilgisi uzmanlığı ilkokul öğrencileri için tek başına yeterli değil. Branş öğretmenlerinin küçük yaş grubundaki öğrencilerin gelişim seviyesine inmekte zorlandığı, öğrencilerin ise çok sayıda öğretmene alışmakta güçlük çektiği ifade ediliyor.
Bu durumun, okula uyum sorunlarına, sınıf ruhunun zayıflamasına ve duygusal kopukluklara yol açabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, sınıf öğretmenlerinin öğrenciyi bütüncül biçimde tanıma, disiplinlerarası öğretim yapma ve çocukların sosyal-duygusal gelişimini destekleme konusunda özel olarak yetiştirildiğini hatırlatıyor.
“Velilerden Sert Tepki: ‘Çocuklarımız Kobay Değil!’
Planlanan değişiklik, veliler arasında büyük tepki yarattı. Veliler, Türkiye’deki yerleşik eğitim sistemine göre ilkokulun ilk dört yılında çocuklarının sınıf öğretmenleriyle eğitim alacağı beklentisiyle kayıt yaptırdıklarını vurguluyor. Kayıt sırasında böyle bir model değişikliğine dair hiçbir bilgilendirme yapılmadığını belirten veliler, sonradan dayatılacak köklü bir değişikliğin çocukları istemedikleri bir sistemin içine sürüklediğini ifade ediyor.
Velilerden biri durumu şu sözlerle özetliyor “Çocuklarımız deneme tahtası değil. Kanıtlanmış hiçbir bilimsel çalışmaya dayanmayan bir uygulamayla çocuklarımızın geleceğiyle oynanamaz.”
Edinilen bilgilere göre, okul yönetiminin yarın velilere bu değişikliği resmen duyurması ve programı “uzman öğretmenler” vurgusuyla tanıtması bekleniyor. Ancak ilkokul çağındaki çocukların gelişimini doğrudan etkileyecek bu adım, Zonguldak’ta yeni bir tartışmanın ve olası bir hukuk mücadelesinin fitilini şimdiden ateşlemiş durumda.
