Televizyon ekranlarında bilim adamlarımızın olumlu-olumsuz yaklaşımlı tartışmalarını izlerken vermiştim kararımı. Aşı olacaktım. Çünkü bu Corona belasının dini-imanı yoktu. Tuttuğunun defterini dürüyordu. Yaşım 79’du, bazı hastalıklar nedeniyle de ilk sıralarda risk altındaydım. Ayrıca ilkokuldan bu yana olduğumuz aşıları düşündüm. Hepsi bizleri çeşitli hastalıklardan koruma amaçlıydı. Ben aşının her zaman koruyucu olduğuna/olacağına inanmışımdır. O nedenledir ki Eylül’de Zatürre aşısını, Kasım’da Grip aşısını da olmuştum. Şimdi de Corona aşısı için en son duyurulan program gereği sıramı bekleyecektim.
Şunlar bu yolla olmuş, bunlar şu şekilde halletmiş, onlar her zaman bir makam/mevki sahibi zat-şerifin şahsını bularak ve kimileri cüzdanlarını, yalaka ve yandaşlıklarını sosyal menülerine ekleyerek, üstüne üstlük sosyal medyada resimlerini paylaşarak, biz sıradan yurttaşlara da “üstünlük taslayarak” aşı olmuş olabilirler. Ama bu aşı sırası da her halükârda gelip benim de kapımı çalacaktı.
RANDEVU ALMAK ZORUNLU
Aşı sırasının yaş grubuna göre belirlendiği açıklanmıştı. Ancak olabilmek için randevu almak gerekliydi. Bizim bu işlerimizi yeğenimiz Eczacı Umut Akkaşlı veya altkat komşumuz ve yöneticimiz Nurdan Türkay hallediveriyor. Sağolsunlar. Umut Hanım İstanbul’da olduğu için işimiz yine Nurdan Hanımın becerisiyle yürüyecekti. Önce e-nabız kontrolü yaptı, benim sıramın geldiğini söyledi. Sonra   eşimin e-nabız kontrolü de olumlu çıkınca, “hemen randevu alalım” diyerek o işi de halletti ve “yarın saat 15.oo’de aşı olacaksınız”, dedi.
Gece saatlerinde, “Sn. Kalyoncu, Zonguldak Devrek 001 Nolu AHB- Zonguldak 29.01.2021, 15.00 tarihli  Aile Hekimi Covid-19 Aşı randevunuza ait bilgi, (28.Ocak.2021 Perşembe 23.16) yazılı bilgilendirme iletisi geldi. Böyle bir uygulamayla ilk kez karşılaşıyordum. Anlaşılıyor ki Sağlık Bakanlığı aşılama işini   düzenli yürütüyor. Yattık, kalktık hazırlandık. Maskelerimizi taktık.
Bu kez Taksici Hasan’ı çağırdım ve 15 dakika erkenden randevu yerine gittik. Sağlık Ocağı’nın alt katına indik. Benim yaş çevremde birkaç kişinin de soğuk hava nedeniyle zorla soluk alabildiğine tanık oldum. Hava güneşli ama sertti. Koah ve soluk zorlanması nedeniyle belki bana öyle geliyordu hava. Ama kar yağmur olmadığına da şükür ediyordum. Hemen bize yer gösterdiler. Kimlik belgelerimizi verdik, gerekli kontrolleri yaptılar. Dediler ki, “Siz randevuyu Karşıyaka’daki Sağlık Ocağı’ndan almışsınız. Buradan işlem yapamıyoruz, oraya gitmeniz gerekiyor. Haydaa!.. Ne yapalım, çaresiz, düştük yola..Mademki bu gün bu iş için evden çıktık, nerede ise orada halletmeliydik.
Yaşlı bir lokomotif gibi puflaya/çuflaya geri döndük. Girişteki 8-10 basamaklık merdiveni ağır ağır çıkabildim. Aradaki yolu yine yavaş yürüdüm. Belki bu zorlanmalar uzun süredir evde genellikle hareketsiz olmamızdan da kaynaklanıyor olabilir. Evet, küçük kültür-fizik hareketleri öğrenmeli ve uygulamalıyım. Taksici Hasan arabayı yanaştırdı. Vardık gittik Karşıyaka Sağlık Ocağı’na. Orada da yine 8-10 basamak merdiven vardı. Tek tek basarak çıktık, hemen bir banka oturdum, sıklaşan soluğumun durulmasını bekledim. Merdivende bir ara soluklanırken alt katta bir asansör olduğunu gördüm. Bir görevliye sorduğumda bozuk olduğunu söyledi.
EY YETKİLİLER!
Ey yetkililer, sözüm sizedir! Karşıyaka Sağlık Ocağı’nın bu asansörü  benim gibilere, yaşlılara, hastalara, özürlülere, engellilere özellikle bu havalarda yararlı olamıyacaksa orda niye duruyor. Derhal onarılması ve bizim gibi yaşlılara hizmet vermesi gerekmiyor mu?. Hatta öbür sağlık kurumuna da bir asansör veya yürüyen merdiven yapılabilir. Tekerlekli sandalye ile yaşlı ve özürlü hastalar aşağı yukarı taşınabilir. Bu işin mazereti yoktur. En kısa zamanda halledilmesi gerekiyor. Sağlık kurumlarının, hastaların en kolay ve zahmetsiz bir şekilde ulaşabilmesine göre inşa edilmelidir diye düşünüyoruz.     
NİHAYET AŞIYI OLDUK..
Görevlilere kimlik belgelerini verdik, işlemlere başladık. Kısa bir süre sonra deri kaplı bir sandalyede eşimin benzer bir sandalyede de benim Covid-19 aşılarımız yapıldı. “Haydi hayırlısı olsun bakalım” dedik.. Bizi daha geride yine aralıklı konulmuş iki sandalyeye aldılar, “Biraz dinlenin” dediler.
İçeride bütün personel maskeliydi. Gelen hastaları da bu açıdan kontrol ediyorlardı. Doktor, hemşire ve diğer sağlık görevlileri hastalara karşı hem güleryüzlü-tatlı dilli, hem yardımcı olma amaçlı davranıyorlardı. Hakkını vermek gerekirse öbür sağlık ocağındaki doktor, hemşire ve sağlık görevlileri de hastalara karşı gayet nazik ve kibardı. Zatürre aşısını orada olmuştum. Hastaların ilk tedavisi de buydu aslında. Aşı sonrası dinlenirken iki hemşirenin randevusuz ve kimlik kağıdını almadan gelen yaşlı bir hastaya yardımcı olabilmek için nasıl çırpındıklarına da tanık oluyordum.
Gördüğüm kadarıyla halkımız da bu aşılanma işini benimsemiş durumda. Her iki sağlık ocağında da öğleden sonra 15-16 saatleri olmasına rağmen randevularını almış insanların geliş-gidişlerine tanık oluyorduk.
15-20 dakika sonra Dr. Ünlüsoy, “Nasılsınız, herhangibir değişiklik, sıkıntınız var mı?” diye sordu. Biz de “İyiyiz, izin verirseniz çıkabiliriz”dedik. Dr. Ünlüsoy, “28 gün sonra ikinci aşıyı olacaksınız. Yine randevunuzu alacaksınız. Haydi geçmiş olsun. Daha sonra bir sıkıntı olursa bizi de bilgilendirin.” diyerek bizi uğurladı. Biz de hepsine ayrı ayrı teşekkür ederek, kolaylıklar diledik.
Eve geldik, divanlara uzandık. Bir süre sonra bir ileti daha düştü telefona. “Sn. Hamit Kalyoncu Covid 19  1. doz aşınız 29-01-2021, 15.00 tarihinde Zonguldak Devrek 001 nolu Aile Hekimliği Birimi kurumunda uygulanmıştır. Sağlıklı günler dileriz.”
Bu ne sürat kardeşim böyle.. Şaşkınlıkla karşıladım diyebilirim. Bir bakıyorsunuz iki saat önce yapılan işlem derhal kayda geçmiş, ayrıca siz de telefon iletisiyle bilgilendiriliyorsunuz. Sağlık Bakanlığı teşekkürü hak ediyor.
Aşıyı olduk, bu gün Pazar, herhangibir olumsuz etki görmedik. 28 gün sonra 2. dozunu da olacağız. İş bitti mi? Hayır, bitmedi. Mikrop mutasyona uğrayıp, başka kılıkla da önümüze gelebiliyor. Ne demiş atalarımız; “Tedbir senden keramet Allah’tan”. O nedenle maske, mesafe ve temizliğe dikkat ederek yaşamağa devam edeceğiz.
AŞI NASIL ETKİ EDİYOR
Edindiğimiz bilgileri paylaşalım: Bazı virüs, bakteri v.b. mikroplar insan ve hayvanlarda hastalık meydana getirebilirler. Bu virüs ve mikropların hastalık yapma karakterlerinden arındırılması veya bazı mikropların salgıladığı zehirlerin (toksinler) etkilerinin ortadan kaldırılması için geliştirilen biyolojik maddelere aşı deniliyor. Aşı, insanları hastalıklardan ve onun kötü sonuçlarından koruyabilmek için sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanıyor.
Vücut bu şekli ile kendisine zarar vermeyen mikrop ya da toksinleri tanır ve onlara karşı bir savunma yöntemi geliştirir. Böylece gerçek mikropla karşılaşıldığında da bu yöntemle savaşır ve kişi hastalığa yakalanmaz. Bu kişi artık o hastalığa karşı bağışıktır. Bağışıklama, aşıyla önlenebilir hastalıkların ve ölümlerin önlenmesi açısından en önemli toplum sağlığı müdahaleleri arasında yer almaktadır.
             Aşılar, belirli bir hastalığa yakalanmadan önce kişilere ulaşıp onların bağışıklanmalarını sağlamak amacıyla verilir. Vücutta savunma mekanizmasını uyararak, hastalık etkenini tanıyan ve bu etkenle karşılaşıldığında onu yakalayıp yok eden koruyucu maddelerin (antikorlar) oluşmasını sağlarlar. Bu şekilde aşılanan kişi aşılandığı hastalıklara karşı bağışık yani dirençli olur. Oluşan direnç genellikle ömür boyu vücutta kalır ve hastalık etkeni ile karşılaşınca onu etkisiz kılmak için savaşır.