Zonguldak

“Çocuklar zarar görüyor”

Murat Dershanesi Kurucu Temsilcisi İsa Demirci, dershanelerle ilgili kapanma ve özel okullara dönüşme ve hükümetin özel okullara teşvik sürecini gazetemize değerlendirdi.

Abone Ol

Murat Dershanesi Kurucu Temsilcisi İsa Demirci, dershanelerle ilgili kapanma ve özel okullara dönüşme ve hükümetin özel okullara teşvik sürecini gazetemize değerlendirdi. Başbakanın ‘Salyangoz gibi, sülük gibi çocukların velilerin kanını emiyorlar. Bunlar olmasın.’ sözlerini hatırlatan Demirci, “Biz hiç kimseyi dershanemize zorla kaydetmiyoruz. İsteğe bağlı gönüllülüğe dayalı kayıtlar yapıyoruz. Yani yasaların çerçevesinde, yasal olmayan hiçbir iş yapmıyoruz.  Milli Eğitim’in denetimleri doğrultusunda daha önceden de böyle yapıyorduk. Şu anda da böyle yapıyoruz. Yarın da böyle devam edecektir.” dedi.

Zonguldak’ta 8 tane dershanenin olduğunu bu dershanelerin özel okula dönüşmesini Zonguldak’ın kaldıramayacağını söyleyen Demirci, “Duvara çarpmak gibi bir durum söz konusu” diyerek fiziki konumlarının özel okul olma şartlarına uymadıklarını, Anayasa Mahkemesine başvurduklarını, olumlu sonuç beklediklerini söyledi. Demirci, sürekli değişen sistemin çocuklara zarar verdiğini söyledi…

Murat Dershanesi Kurucu Temsilcisi İsa Demirci, dershanelerle ilgili kapanma ve özel okullara dönüşme, hükümetin özel okullara teşvik sürecini gazetemize verdiği açıklamalarla değerlendirdi. Bu konuda hükümete yüklenen Demirci, Başbakanın ‘Salyangoz gibi sülük gibi çocukların velilerin kanını emiyorlar. Bunlar olmasın.’ Sözlerine dikkat çekerek “Biz öğrencilerimizi hiç kimseyi dershanemize zorla kaydetmiyoruz. İsteğe bağlı gönüllülüğe dayalı kayıtlar yapıyoruz. Yani yasaların çerçevesinde, yasal olmayan hiçbir iş yapmıyoruz.  Milli Eğitimin denetimleri doğrultusunda daha önceden de böyle yapıyorduk. Şu anda da böyle yapıyoruz. Yarın da böyle devam edecektir.” dedi.

Zonguldak’ta 8 tane dershanenin olduğunu bu dershanelerin özel okula dönüşmesini Zonguldak’ın kaldıramayacağını söyleyen Demirci “Duvara çarpmak gibi bir durum söz konusu” diyerek fiziki konumlarının özel okul olma şartlarına uymadıklarını, 14 Mart 2014 Tarihi ile kapandıklarını Öz-De-Bir sivil toplu kuruluşuyla birlikte Anayasa Mahkemesine başvurduklarını, olumlu sonuç beklediklerini söyleyerek  “Bizim sorunlarımızdan bir tanesi şu. Biz kapandıktan sonra bizim personelimiz ne olacak, bunların özlük hakları ne olacak? Bunlarla ilgili herhangi bir açıklama yok” dedi.

Dershanelerin kapatılmasıyla kaçak piyasanın oluşacağını söyleyen Demirci “Eğer dershaneler kapanacak olursa bu öğrenciler, bu öğretmenler merdiven altına iner. Tekrar bu işi yaparlar. Kaçak piyasa oluşacaktır. Eğer devletin amacı kaçağı önlemekse bir sürü vergi kaçağı var. Onları engellesin. Dershaneler devletin eğitim hizmetini sağlıklı veremedikleri için ortaya çıkmıştır. Bu durumu sağlıklı duruma getirirseniz. Kendiliğinden ortandan kalkar.” şeklinde konuştu.

Şu anda ortada bir muamma olduğunu, velilerin ve  kurumların tedirgin olduğunu, bu süreçte kendilerinin zarar gördüğünü, sıkıntı çektiğini belirten Demirci “Bu işi sonu nereye gidecek bilemiyorum. Zannediyorum Başbakanda kendi çocuklarına özel ders aldırmıştır ya da dershaneye göndermiştir. Bakanlarda aynı şekilde çocuklarını dershaneye göndermişlerdir. Bu işin bıçakla kesilir gibi ‘kapatıyoruz’ demekle  kapanacağına şahsen inanmıyorum.” ifadelerini kullandı ve şunları söyledi:

“Duvara çarpmak gibi bir durum söz konusu.”

“Dershaneleri önceden kapatıyoruz dediler. Fakat daha sonra kapatıyoruz kelimesi onları sıkıntı yaratacağı düşüncesiyle dönüştürüyoruz kelimesine çevirdiler. Dönüşümle ve kapatma ile ilgili biz 14 Mart 2014 tarihiyle kapattık. Niye kapattık? Başbakanımız dedi ki ‘Salyangoz gibi sülük gibi çocukların velilerin kanını emiyorlar. Bunlar olmasın.’ Biz öğrencilerimizi hiç kimseyi dershanemize zorla kaydetmiyoruz. İsteğe bağlı gönüllülüğe dayalı kayıtlar yapıyoruz. Yani yasaların çerçevesinde, yasal olmayan hiçbir iş yapmıyoruz.  Milli Eğitimin denetimleri doğrultusunda daha önceden de böyle yapıyorduk. Şu anda da böyle yapıyoruz. Yarın da böyle devam edecektir. Ancak bu ‘kapatma’ kelimesi biraz argo olduğu için bunun adını daha sonra ‘dönüştürme’ olarak çevirdiler. Şu anda Zonguldak’ta 8 tane dershane var. Bu 8 dershaneler dönüşecek olursa yani özel okul olursak,  Zonguldak 8 tane özel okulu kaldırır mı? Kıraatı yok bunun. Duvara çarpmak gibi bir durum söz konusu. Peki nasıl olacak. Özel okul olmazsak ne olacak?. Özel okul deyince şunu kastediyor. Dışarıda yeni bir bina yapacağız anlamında. Şu andaki fiziki koşullarımız zaten dershane için çok fazla elverişli değilken. Özel okul olma şansımız hiç yok. 14 Mart 2014 tarihi itibariyle kapandık. ÖZ-DE- BİR sivil toplum kuruluşumuzla Anayasa mahkemesine müracaat ettik. Anayasa Mahkemesinde bu olay ş u anda görüşülüyor. Biz kapatılmama ile ilgili sonucun olumlu çıkacağını düşünüyoruz. Neden olumlu düşünüyoruz. Çünkü bizim bir Milli Eğitim yanımız var. Hükümet tarafından denetlenen bir yanımız var, hür teşebbüs ve serbest piyasa ekonomi yanımızda var. Yani herhangi bir ticarethaneyi kimsenin kapatmaya hakkı yok. Dediğim gibi biz bunu gönüllüğe dayalı yapıyoruz. Bizim sorunlarımızdan bir tanesi şu. Biz kapandıktan sonra bizim personelimiz ne olacak, bunların özlük hakları ne olacak? Bunlarla ilgili herhangi bir açıklama yok.”

“Bu işin bıçakla kesilir gibi ‘kapatıyoruz’ demekle  kapanacağına şahsen inanmıyorum.”

“ ‘Dönüşemezseniz tekrar kapanacaksınız’ diyorlar. Dönüşme ile ilgili herhangi bir hak talep etmeyeceğiniz yönünde noterden taahhütte bulunmamızı istiyorlar. Biz şimdi yasal haklarımız kullanmak işitiyoruz. Eğer dönüşümü kabul edersek noterden herhangi bir hak talep etmeyeceğimize dair taahhütname istiyorlar. Bu taahhütnameyi verdiğimiz zaman elinizde avucunuzda hiçbir değeriniz kalmıyor. 4 yılda dönüşemezsek kurumun kapanacağını söylüyorlar. 4 yılda bu nasıl olacak? Bu çocuklar öğrencinin olduğu yerde, sınavın olduğu yerde kim çocuğunu yetiştirmek ve sınava hazırlanmak noktasında geri koyar. Mecliste  ‘Çocuğu dershaneye gitmeyen milletvekili arıyorum’ diye pankart açılmıştı. Herkesin çocuğu sınavlara hazırlanıyor. Eğer dershaneler kapanacak olursa bu öğrenciler, bu öğretmenler merdiven altına iner. Tekrar bu işi yaparlar. Kaçak piyasa oluşacaktır. Eğer devletin amacı kaçağı önlemekse bir sürü vergi kaçağı var. Onları engellesin. Dershaneler devletin eğitim hizmetini sağlıklı veremedikleri için ortaya çıkmıştır. Bu durumu sağlıklı duruma getirirseniz. Kendiliğinden ortandan kalkar. Bu böyle olmuş olsa hiçbir sıkıntı yok zaten. O zaman ne olur. Öğrenci bulamazsınız. Eleman bulamazsınız. Bu nedenle kendiliğinizden kapanmış olursunuz.

Şu anda muamma var. Veliler tedirgin. Biz tedirginiz. Her gün, ‘Kurumlarınızı kapatıyoruz.’ diyerek bizlere sıkıntılar ve zararlar verdiler zaten.  Sıkıntılar çekiyoruz. Örneğin biz, küçülebildiğimiz kadar küçüldük. Hem personel hem öğrenci sayımız azaldı. Bu işi sonu nereye gidecek bilemiyorum. Zannediyorum Başbakanda kendi çocuklarına özel ders aldırmıştır ya da dershaneye göndermiştir. Bakanlarda aynı şekilde çocuklarını dershaneye göndermişlerdir. Bu işin bıçakla kesilir gibi ‘kapatıyoruz’ demekle  kapanacağına şahsen inanmıyorum.”

“Milli Eğitim politikasının, hükümet politikası değil, devlet politikası olması gerekiyor.”

Hükümetin özel okul teşvikinin sağlıklı olmayacağını, Milli Eğitimde yapılan uygulamaları doğru bulmadığını, Milli Eğitim ile ilgili kararların hükümetin politikası değil devletin politikası olmasını söyleyen Demirci son olarak şunları söyledi: “Veliler zannediyor ki özel okullara her giden öğrenciye 3000-3500 TL arasında para verileceğini zannediyor. Onunla ilgili yasa şu, diyelim ki  ben dönüşmeye karar verdim. Özel okul oldum. Sınıfımda 20-24 kişi olacak. İlk 12 kişiyi bulacağım. 12’de sonra öğrenci bulamazsam teşvik vereceğini söylüyor. Onlar arasındanda durumu iyi olmayanları seçecek. Özel okula veli çocuğunu yazdırırken yardım alacağım düşüncesiyle 12-24 arasında yazdıracak ama koşul bana uyacak mı? Her birine vereceğim diye bir koşul getirmiyor. Peki dönüşmeye karar verdiniz. 4 sene içerisinde bu sene 9. Sınıfı seneye 10. Sınıfı alacaksınız 9,10,11,12 yüzde 30 kontenjanla kayıt yapacaksınız diyor.Seneye 9 sınıfı almayacaksınız, Sonra 10 sınıfı almayacaksınız. Yani yeni bina almaz isen kapanacaksın demek istiyor. Hükümetler ticarethaneyi kapattım diyebilirmi? Böyle bir şey olabilir mi? Bunların sağlıklı olmayacağını düşünüyorum.

Bu ekonomik koşullarda 4000-4500 olan dershane sayısı 3500 düştü. Şu anda dönüşüm için müracaat eden dershane sayısı da 400-450 civarındadır. 3000 dershanenin müracaat etmediğini görüyoruz. Bunların birer sıkıntı olduğunu devlet yetkililerinden bu konu ile ilgili açıklamalar bekliyoruz. Örneğin, bir kişini hem dershanesi hem özel okulu varsa, ikisini nasıl karıştıracak? Demek istiyorlar ki şu olmasın. Çocukların cumartesi pazar tatil yapmalarına, dinlenmelerine hoşgörüyle bakabilir ama devlet okullarındaki eğitim öğretimi sağlıklı hale getireceksiniz. Kimse dershanelere ihtiyaç duymayacak.” Dershanelerde kendiliğinden ortadan kalkacak. Bu eğitim kalitesini yükseltmekle alakalı. Siz eğitim kalitesini yükseltemezseniz. Bu olmaz. 7 bin tane okul müdürün bir anda kurumdan müdürlüğü alınır mı? Bu müdürlerin yerleri nasıl dolduracaksınız, nasıl verim olacaksınız? Milli Eğitim camiasında yapılan  uygulamaların doğru olmadığını bunların yanlış olduğunu Milli Eğitim politikasının, hükümet politikası değil, devlet politikası olması gerekiyor. Hükümetler değiştiği zaman sürekli bir takım şeylerin değişmesiyle çocuklarımız zarar görüyor. Ve öğretim kalitesi sürekli düşüyor.” (Aykut KARA)