Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili aday adayı Devrim Dural, neden aday olduğunu, hayallerini, projelerini Halkın Sesi'nden Mustafa Özdemir'e anlattı.
30 yıllık siyasi yaşamında CHP barajın altındayken de bugün iktidarın en güçlü adayı iken de aynı politik çizgide durduğuna vurgu yapan Devrim Dural, "Hayatım boyunca partim bir oy daha fazla nasıl alır onun mücadelesini verdim. Milletvekili sıralamasında olup olmamam da bunu değiştirmeyecek. 1999'da hangi felsefe ve ruh ile siyasete girdiysem, aday gösterilmesem de aynı ruh ve heyecanla partim için mücadele edeceğim. Bizim için esas olan fikirlerimizin iktidar olmasıdır" dedi.
"Değişim ve devrimin ruhunu siyasete yansıtabileceğime olan inancım tam" diyen Devrim Dural, "Bu şehrin en büyük sorunu 'ortak akıl'da bulaşmak. Seçildiğim takdirde partimden aldığım yetki, birlikte mücadele verdiğim partililerimizden aldığım güç ve adımdan, 'Ata'mdan aldığım cesaretle görev yapacağıma kimsenin şüphesi olmasın" şeklinde konuştu.
Mustafa ÖZDEMİR: Cumhuriyet Halk Partisi gibi kliklerin hakim olduğu bir yapıda Milletvekilliğine aday olmak 'deli cesareti" olsa gerek. Dilersen ilk sorum bu olsun. Bu cesareti nerden alıyorsunuz?
Devrim DURAL: Bu cesareti geçmişinden alıyorum. Zonguldak'ta demokrasi ve, emek mücadelesinin hep içinde oldum. 1999 yılından itibaren CHP içerisinde aktif siyaset yapıyorum. Barajın altındayken de biz aynı yerde durduk. CHP 25 yılın üzerine Zonguldak'ta milletvekili çıkardı. Bu bizim için onur madalyasıdır. Her Cumhuriyet Halk Partisi üyesi belediye meclis üyeliğinden milletvekilliğine kadar her göreve aday olabilir. Bu da partimizdeki demokrasi kültürünün önemli bir göstergesidir.
Mustafa ÖZDEMİR: Mevcut 2 milletvekili potansiyel aday. Milletvekilliği için istifa eden ilçe başkanları olduğunu da biliyoruz. Kendine seçilebilir yerde şans tanıyor musunuz?
Devrim DURAL: Tabi ki şansımın olduğunu düşünüyorum. Fakat siyasete sadece milletvekili sıralaması ölçüsünde bakmak doğru değil. Biz bugüne kadar her zaman bu bakış açısının hep karşında olduk. Sade bir CHP üyesiyken de, bugün de partim bir oy daha fazla nasıl alır onun mücadelesini verdim. Milletvekili sıralamasında olup olmamam da bunu değiştirmeyecek. 1999'da hangi felsefe ve ruh ile siyasete girdiysem, aday gösterilmesem de aynı ruh ve heyecanla partim için mücadele edeceğim. Bizim için esas olan düşünce fikirlerimizin iktidar olmasıdır.
Mustafa ÖZDEMİR: Şuanda sıralamayı belirleyen CHP Genel Merkezi yöneticisi karşısında olsanız, ikna etmek için ne söylerdiniz? Sizi mevcut milletvekilleri ve adaylardan farklı kılan ne?
Devrim DURAL: Hiç bir zaman siyasette birilerine yaranmak gibi bir derdim olamadı, olmaz da. CHP rozeti taşıyan, Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkan her yurttaş benim için son derece kıymetlidir. Dolayısıyla karşımdaki genel merkez yöneticisini ikna etmek yerine kendimi ve düşünceleri anlatmayı daha doğru buluyorum. Aday olmamda ki yegane sebep, 45 yıldır bu şehirde var olan bir aile işletmesini 21 yıldır yöneten biri olarak bu kenti, kent sakinlerinin sorunlarını ve çözümleri yakından biliyorum. Eğitim ve iş hayatımdaki kazanımlarımı şehir insanıyla paylaşmak istiyorum. Siyasetin yeni yüzler, yeni fikirlerle yepyeni bir vizyon kazanacağını düşünüyorum. Değişim ve devrimin ruhunu siyasete yansıtabileceğime olan inancım tam. Bu yüzden aday oldum.
Mustafa ÖZDEMİR: Listeler açıklandı, kendinize ilk 5'te yer buldunuz. Vatandaşın karşına çıktığınızda ona nasıl bir Zonguldak vaat edeceksin?
Devrim DURAL: Her şeyden önce vatandaşın hafızasındaki klasik siyasetçi profilimin dışında bir performans göstereceğimden hiç bir Zonguldaklının şüphesi olmasın. Samimi ve kendi karakterimle siyaset yapacağım. Şüphesiz bu şehirde yaşayan vatandaşlarımızın yaşadığı her sorun bizim için çok önemli. Ama biz popülist siyaset değil toplumsal siyaset yapacağız. Bu kentin öncelikli sorunlarını hepimiz biliyoruz. Bizim siyasi kültürümüz "ortak akıl" ile yönetmeyi öngörür. Milletvekili rozetini taktığımda 590 bin Zonguldaklı'nın ve gurbette yaşayıp kendisini Zonguldaklı hisseden herkesin vekili olacağım. 21 yıldır ülkeyi yöneten mevcut iktidarın düştüğü hataya düşmeden kenti tüm dinamikleriyle birlikte yönetmek istiyorum. Tabi bunu partimden aldığım yetki, birlikte mücadele verdiğim partililerimizden aldığım güç ve adımdan, Atamdan aldığım cesaretle yapacağım.
Mustafa ÖZDEMİR: Size göre bu şehrin öncelikli sorunları neler?
Devrim DURAL: Her siyasetçi gibi, iş, ekmek, demokrasi öncelikli sorunlarımız diyebilirim. Ama hepsinden önemlisi sağ iktidarlar yıllardır Zonguldak'ı üretimden aldığı güçten koparmak, mahrum bırakmak istedi. Toplumsal muhalefetin simgesi olan Zonguldak ve maden işçisinin direncini kırmak istiyorlar. Bu manada kent olarak göstermelik değil, samimi, yıkılmaz bir irade ortaya koymak zorundayız. Zonguldak bir Türkiye mozaiği. Hepimiz farklı coğrafyalardan kopup ekmek mücadelesi için bu kentte buluştuk. Tek ortak kültürümüz, üretim kültürü. Kömürü Zonguldak’tan aldığınız zaman geriye hiç bir şey kalmaz. Elbette alternatif istihdam alanlarını geliştirmek zorundayız. Ama bunu Zonguldak'ın bir sanayi kenti olduğu gerçeğini unutmadan yapmalıyız. Dünya genelinde son iki yıldır yaşanan enerji krizi bize yeraltı kaynaklarımızın ne kadar stratejik olduğunu bir kez daha gösterdi. Biz parti olarak yıllardır devlet madenlerinin özelleştirilmesine karşı bir duruş sergilediğimizde bizi eleştirenlerin, bugün yaşanabilecek olası bir soğuk savaş yüzünden gidilecek doğalgaz kesintisinde sarılacakları tek argümanları yorganları olacaktır! Elbette Zonguldak'ın bir gerçeği olan rödevans işletmeciliğini de yok sayamayız. İş güvenliği ve işçi sağlığının yok sayılmadığı, çalışanların alın terinin zamanında ödendiği ve sosyal haklarının verildiği her işletme bizim için kıymetlidir. Kömür göz bebeğimiz ama hiç bir şey insan sağlığından önemli olamaz.
Mustafa ÖZDEMİR: Son bir kaç yıldır özellikle kent merkezinde tarihi yapıların yıkımına yönelik acımasız bir saldırı var. Sizin bu konudaki kişisel tavrınız nedir?
Devrim DURAL: Tüm hemşehrilerimiz bilsin ki, kent tarihi ve ortak belleğimizi silmeye yönelik yıkımların sonuna kadar karşısında olacağız. Tarihi Kız Meslek Lisesi, Maden Mühendisleri Oda binası, Fevkani Köprü, Yayla Ortaokulu, Fransız Hastanesi'ne yönelik girişimlerde toplumsal tepkiyi göz ardı eden siyasal aktörler her seferinde karşılarında şehir insanını gördü, görmeye de devam edecek. Benim için Paris'teki Eyfel Kulesi Parisliler için ne ifade ediyorsa, Fevkani Köprü ve diğer koruma altındaki yapılar Zonguldak halkı için de aynı duyguyu ifade etmeli.
Bu kentin bir sanayi şehri olduğunu yansıtan endüstri mirası niteliğindeki her yapıyı korumak bizden sonraki nesillere aktarmak en büyük sorumluluğumuz olmalı.
Ortak hafızamızı, mücadele kültürümüzü diri tutarak şehirdeki meslek odaları, STK ve halkımızın desteğiyle hep birlikte çalışacağız.
Mustafa ÖZDEMİR: Belki bu soruyu en başında sormam gerekirdi ama... Siyaset gibi zor bir yolculukta milletvekilliği gibi önemli bir göreve talep oldunuz. Sizi bu yola iten hayatındaki kırılma noktası neydi?
Devrim DURAL: Hepimizin bir hikayesi var... Benim politik duruşum ortaokul yıllarımda şekillendi. Lisede okurken yakın zamanda "Geride Kalanlar" isimli kitabı yayınlanan edebiyat öğretmenimiz Sevda Orhan, okuldaki haşarı çocuklara sorumluluk duygusunu kazanmaları için hazırlanan tiyatroda rol verdi. O çocuklardan biri de bendim. 30 yıl önce tiyatro sahnesinde ilk ve son rolüm milletvekili olmuştu. Şimdi ise siyaset sahnesinde milletvekili olmak için aday adayı oldum. Gençlik yıllarından itibaren toplumsal konularda hep duyarlı olmaya çalıştım. Haksızlıklar karşısında susmak yerine konuşmayı tercih ettim. Aslında bu, süreç içerisinde siyasi karakterimizi olgunlaştırarak politika sahnesinde rol alma zamanı geldiği fikrine dönüştü. Daha yaşanılası bir Zonguldak, demokrasinin ve adaletin egemen olduğu bir Türkiye hayaliyle yola çıktık. 30 yıl önce tiyatro sahnesinde aldığım milletvekili rolünün hakkını vereceğime olan inancımla, tüm Zonguldaklıların desteğini bekliyorum.
Mustafa ÖZDEMİR: Vakit ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Devrim DURAL: Bir hırsla değil bir hayalle yola çıktım. 12 Eylül'de bedel ödemiş bir babanın bana verdiği ismin sorumluluğu ve onuruyla yaşamaya çalıştım. Bunu ne kadar başarabildim, beni tanıyan insanların takdirine bırakıyorum. Adımdan aldığım mücadeleci ruh ve inançla bu şehrin insanı, taşı toprağı, tarihi, doğal güzellikleri, yeraltı kaynakları ve direniş ruhunu korumak ve diri tutmak için adayım. Beni bu kararımda destekleyen, yalnız bırakmayan başta ailem olmak üzere tüm Cumhuriyet Halk Partililere ve Zonguldak halkına şükranlarımı sunuyorum.
