Gayet 'reklam kokan' bir başlıkla yazıma başladığıma bakmayın...
USTAŞ sayesinde, hayatımın son dönemlerinin en büyük hezeyanlarından birini atlattım bugün.
USTAŞ'la ilk tanışmam; 2005 senesinde, B Sınıfı Ehliyet almak için kuruma başvurmamla başlamıştı.
O zamanlar, zıpkın gibi bir delikanlıyken B ehliyeti almak çok da zor olmamıştı.
20 sene sonra tekrar yolumuz kesişti USTAŞ'la...
Bu kez motosiklet ehliyeti için çaldım kapılarını.
Harika bir mekanda, müthiş güleryüzlü bir ekiple karşılandım.
Derken, süreç başladı.

Kozlu sahilinde, Moda Kafe'nin önündeki pistte buluştuk Hande hoca ile.
O kadar heyecanlı, o kadar tedirgindim ki...
Son 4 yıldır, 50 cc'lik bir scooter kullanıcısı olarak,
Vitesli ve 200 cc'lik bir motosiklet üzerine çıkmak,
Ziyadesiyle endişelendirmişti.
USTAŞ işini iyi biliyordu ama...
Hande hoca, yılların hocalarına taş çıkarırcasına,
Pedagojik formasyonun kitabını yazmışçasına,
O kadar profesyonelce yaklaştı ki duruma. (Bunları sonradan idrak ediyorum. O kadar heyecanlıydım...)
Birden kendimi kocaman bir motosikletin üstünde, slalom yaparken buldum...
Zaten doğuştan 'heyecanlı' bir yapıya sahip olduğum için,
Bir türlü ayak uyduramıyordum 200 cc'lik motosiklete...
Düşer gibi oldum; durdum, kalktım...
Hande hocam dedim, "Ben yapamayacağım galiba..."
"Keşke 'otomatik şanzımanlı' ehliyete yazılsaydım..."
"Hayır" dedi Hande hoca...
"Dersi şu an bırakıyoruz. Kafanız dolu sizin. Tek sıkıntınız o..."
Çok haklıydı...
3 günüm vardı sonraki derse.
Kendi kendime terapiler yaparak, kafamı boşaltmaya çalıştım...
Geri döndüğümde, şiir gibi kullanıyordum o kocaman motosikleti...
Lafı uzatmayalım...
'Sıkıntılı anlarımda yanımda olanları' hiçbir zaman unutmadım hayatımda.
USTAŞ, kendime dert ettiğim bu işi,
Profesyonel personelleri sayesinde,
Tereyağından kıl alır gibi çözdü.
Başta USTAŞ'ın yöneticisi, çocukluk arkadaşım Ömer'e,
Eşi Aşina Hanım'a,
Hande Hoca'ya ve pist alanındaki diğer tüm eğitmenlere,
Çok teşekkür ediyorum.
Kıssadan hisse, varsa böyle bir düşünceniz,
Gözünüz kapalı çalın USTAŞ'ın kapısını...