Zonguldak’ta araç sayısı 200 bini aştı Zonguldak’ta araç sayısı 200 bini aştı

TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ, TİCARİLEŞTİRİLMİŞ PROJELERLE DEĞİL, ULUSAL PLANLAMAYLA SAĞLANIR
Ertuğrul, “İsrail’in İran’a yönelik 13 Haziran’daki saldırısı, sadece iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi savaşın eşiğine getirmiştir. Bu gelişmeler, Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden stratejik riskleri artırmaktadır. Özellikle hava savunması ve caydırıcılık kapasitesi açısından acil tedbirler alınması elzemdir.
Türkiye’nin savunma sanayisinde son yıllarda İHA teknolojisinde attığı adımlar memnuniyet vericidir; ancak bu tek başına yeterli değildir. Hava kuvvetlerimizin, 2013’ten bu yana yeni nesil savaş uçağı edinmemesi, stratejik bir eksikliktir. Yerli üretim KAAN savaş uçağı projesi henüz operasyonel olmaktan uzaktır. Öte yandan F-35 programından çıkarılmamız ve yeni F-16’ların tedarik sürecindeki belirsizlik, hava üstünlüğü konusunda ciddi bir boşluk yaratmaktadır.
TANK PROJESİ DURAKSADI, FABRİKALAR DEVREDİLDİ, STRATEJİK ALANLAR İMARA AÇILDI
Yerli tank projesi olan Altay, motor tedarikindeki sorunlar nedeniyle yıllardır hayata geçirilememektedir. Dahası, kamuya ait olan ve 7/24 üretim yapan Tank Palet Fabrikası’nın Katar ortaklı bir şirkete devredilmesi, savunma bağımsızlığımızı zedelemektedir.
ASFAT A.Ş gibi stratejik kurumlar için Ankara’da inşa edilen tesislerin düğün salonuna dönüştürülmesi, askeri alanların imara açılarak lüks konutlara çevrilmesi, ülkenin savunma altyapısının ticarileştirildiğini açıkça göstermektedir.
PERSONEL SORUNLARI BÜYÜYOR: ASKERİ HASTANELER KAPATILDI, MORAL DİBE VURDU
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en önemli gücü, disiplinli ve yüksek motivasyonlu personelidir. Ancak 15 Temmuz sonrasında yaşanan yapısal değişiklikler, personel haklarında büyük kayıplara yol açmıştır. Emekli astsubaylar, binbaşılar, atanamayan uzman çavuşlar; hak kayıpları ve siyasi kadrolaşma nedeniyle mağdur edilmektedir.
Ayrıca, askeri hastanelerin kapatılması, özellikle muharip personelin sağlık hizmetlerine erişimini engellemiş; ordu içerisindeki moral seviyesini olumsuz etkilemiştir. Bu hastaneler acilen yeniden açılmalıdır.
EGEMENLİK İHLALİ İDDİASI CİDDİYETLE ARAŞTIRILMALIDIR
İsrail uçaklarının İran saldırısı sırasında Türkiye hava sahasını ihlal ettiği iddiası, bir iktidar yanlısı gazetecinin köşe yazısında açıkça dile getirilmiştir. Bu iddia doğruysa, yalnızca diplomatik değil, doğrudan egemenlik haklarımıza yönelik bir saldırı söz konusudur. Bu konuda kamuoyuna açık ve şeffaf bir açıklama yapılmalıdır.
SONUÇ: MİLLİ GÜVENLİK SİYASİ ÇIKARLARIN GÖLGESİNDE OLAMAZ
Türkiye’nin savunma politikaları, günlük siyasi hesaplarla değil, uzun vadeli stratejik hedeflerle şekillenmelidir. Barışın kazananı çoktur, savaşın ise kazananı yoktur. Bu topraklar savaşarak düşünen, düşünerek savaşan bir milletin yurdudur. Milli güvenlik, siyasi sadakatle değil; ulusal çıkarla, stratejiyle, liyakatle korunur” dedi.

Muhabir: Gülseher CİNAL