Temizlik başladı Temizlik başladı

Erzincan’ın İliç ilçesindeki Altın madeninde meydana gelen ve 9 yurttaşımızın toprak altında kaldığı facia ile ilgili olarak Jeoloji Yüksek Mühendisi Ali Baltaş yaptığı açıklamada, “Altını aşırı talep eden insanoğlu aslında kendine zarar veriyor” dedi.
İŞTE O AÇIKLAMA: 
Günümüzde zorunlu gereksinmelerin dışında takı, tasarruf aracı gibi insanlar tarafından yapay nedenlerle altın madenciliği yaygın olarak sürdürülmektedir. Altın madenciliğinde en yüksek karlılığı sağlamak için de doğal çevreye geri dönüşü olmayan zararlar veren siyanür kullanılmaktadır. Söz konusu üretim yönteminde belirli bir tenörün üzerinde altın içeren kayaçlar kazıldıktan sonra siyanür havuzlarına dökülerek çevre kayaçlardan ayrılırlar. 
Günümüzde dünyada bir yılda üretilen 3000 tondan fazla altının yüzde 90’ı siyanürle üretilmektedir. Altın elde edildikten sonra kalan siyanürlü pasa; akarak su kaynaklarına karışabilmekte, tozarak hava kalitesini olumsuz yönde etkileyebilmekte, dağaya karışarak da yaban hayatı, toprak kalitesini ve iklimi olumsuz etkileyebilmektedir. Böylece siyanürle altın madenciliği ile doğrudan ekosisteme zarar vermenin yanı sıra iklim üzerinde de olumsuz etkiler de meydana gelebilmektedir. Çünkü çok uluslu şirketler çoğu zaman üretim sürecini tamamlamadan ürettikleri altının çok büyük bir kısmını alıp gitmekte, geriye tahrip edilmiş bir arazi, suyu kirletilmiş ve ağaçları yok edilmiş bir doğa, ağır metaller ve siyanür başta olmak üzere kimyasallarla kirletilmiş topraklar bırakmaktadırlar.
Madencilik ve ilgili endüstriler bir ülkenin sosyo-ekonomik kalkınması için gereklidir. Ancak altın madenleri özelinde baktığımızda; zorunlu gereksinmelerin dışında takı, tasarruf aracı gibi insanlar tarafından yapay nedenlerle aşırı talep oluşturularak yapılması çevre üzerindeki çok uzun yıllar sürecek olumsuz etkiler oluşturmaktadır. İnsanoğlu, hayati bir gereksiniminin olmadığı altını mücevher ve yatırım aracı gibi yapay nedenlerle talep ederek doğaya, çevreye ve dolayısıyla aslında kendine zarar vermektedir.
Madenler milyonlarca yılda yerkabuğunda oluşmuş ve bir daha yerine konulamayan ulusal değerlerimizdir. Kamu eliyle, gerektiği kadar ve tüm çevresel önlemler alınarak üretilmelidirler.