Söz konusu ocak Zonguldak’ta 1880’li yıllarda üretime açılan ilk özel girişim kömür madenlerindendir. 1940 yılında devletleştirilen kömür ocağı, İkinci Dünya Savaşı sırasında hava saldırılarından korunmak amacıyla sığınak olarak da kullanılmıştır. 1964 yılında Ereğli Kömür İşletmeleri’ne (EKİ) ait eğitim merkezi olarak kullanılan ocak, günümüzde TTK İş Sağlığı, Güvenliği ve Eğitim Daire Başkanlığının denetimindedir ve Maden Müzesi ziyaretlerinde görülebilmektedir.

Zonguldak Taşkömürü Havzası sedimantolojik ve tektonik özellikleri nedeniyle dünya ölçeğinde en zor koşullarda yeraltı kömür işletmeciliğinin yapıldığı bölgelerden birisidir. Cumhuriyeti kuran kadro ülkenin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak ve kesintisiz kömür üretimini sağlamak için havzada madencilik yatırımlarının yanı sıra 1924 yılında Zonguldak Maden Mühendis Mektebini açmış ve böylece havzada madencilik eğitimini başlatmıştır. Daha sonra madenciliğin her kademesinde vasıflı eleman ihtiyacını karşılamak için topoğraf, maden nezaretçisi, sanat kazandırma eğitimleri, çırak kursu eğitimi, belirli aralıklarla tekrarlanan eğitimler vb. ile günümüze kadar on binlerce kişi yetiştirilmiştir. Akreditasyon kuralları çerçevesinde günün koşullarına uygun olarak güncellen içeriklerle madencilik eğitimi günümüzde de devam ettirilmektedir. Bu konu ile daha ayrıntılı bilgilere Sayın Ekrem Murat Zaman’ın yazdığı kitaplardan ulaşılabilir.

Hastane önünde büyük panik! Hastane önünde büyük panik!

Buraya kadar yazılanlardan Zonguldak Taşkömürü Havzasında özellikle yeraltı koşullarında her sanatta ve her kademede çalışan madencilerin, sanatlarına göre belirli standartlarda sertifikalı eğitimler alarak çalışabildikleri sanırım anlaşılmıştır. Yani günümüzde madencilik deneyerek değil, teorik ve ocaklarda pratik eğitim alınarak yapılabilen bir meslektir. Ayrıca havzada özellikle kömür kazısının yapıldığı en uç noktalarda çalışan kazmacı ve domuzdamcı sanatında çalışan işçiler, ormancılıkla geçinen köylerden yani “mürettep köylerden” seçilirler. Bunun nedeni bu özverili insanların maden direğini iyi tanımaları ve kazı yapılarak bozulmuş olan arazi dengesini yeniden sağlamak için doğru kararı vererek çok kısa sürede en uygun tahkimat sistemini yapabilmeleridir. Bu yetenek de birkaç haftada verilen eğitimden çok öte, ancak yaşam biçimiyle kazanılmaktadır.

Havzada, üç vardiya halinde ve tam gün çalışılarak ani gelişen göçük, toz, yangın, degaj vb. tehlikeler altında yapılan yeraltı kömür madenciliğinde çalışan her işçi, hem kendi ve hem de madenin güvenliğini sağlama konusunda bilinçli olmalıdır. Bu da ancak her çalışana belirli standartlarda eğitim verilerek sağlanabilir. TTK Eğitim Ocağı örneğinde olduğu gibi üretimin yapılmadığı, göçük, toz, yangın, degaj vb. tehlikelerin olmadığı konforlu bir ortamda martöpikörle veya kazma ile birkaç dakika kazı yapılarak madencilik deneyimlenmez, olsa olsa fikir sahibi olunur
Kaynak: Ali Baltaş-13 Ağustos 2023 Zonguldak Nostalji