Jeoloji Yüksek Mühendisi Ali Baltaş, Nadir toprak elementlerinin ülkeler için neden önemli olduğunu kaleme aldı.
İşte o yazı:
Ulusal basında “Eskişehir Beylikova Nadir Toprak Elementleri (NTE) sahasının ABD'ye devredileceği” yönündeki iddiaların asılsız olduğu devletin ilgili birimleri tarafından açıklandı. Hem bir yer bilimci ve hem de TMMOB Jeoloji Mühendisleri Zonguldak İl Temsilcisi olarak Nadir Toprak Elementleri neyi ifade ediyor ve gelişmiş ülkeler bu elementlere neden sahip olmak istiyor konusunda son günlerde sıkça sorularla karşılaşıyorum. Bu sorulara daha önce olduğu gibi sosyal medyadan bir kez daha yanıt verme gereğini duydum.
İnsanlığın tarihi bir anlamda madenciliğin tarihiyle eşdeğer kabul edilebilir. İnsanoğlu çevresiyle ilgilenmiş önce değişik renk ve ağırlıktaki taşları ve daha sonra avlanma aracı, silah, para, ev eşyası, tarım araçları, ziynet eşyası vb. yapmak amacıyla madenleri keşfetmiş ve zaman içinde bunları eritip, işleyip daha fonksiyonel hale getirmiştir. Bu süreç günümüzde de devam etmekte, teknolojide geri kalmamak adına giderek daha karmaşık ve kapasitesi daha yüksek araçlar üretilmek için ülkeler birbirleriyle yarış haline girmiş durumdalar. Daha sağlam, ısıya daha dayanıklı, daha iletken, daha fazla veri depolayabilir, daha hafif vb. araçlar üretebilmek için de elementleri tek basına kullanmak yeterli olmamakta ve bu tür araçların yapabilmek için de Nadir Toprak Elementlerine gereksinim duyulmaktadır. İşte bu nedenle dünya genelinde keşfedilmiş sınırlı sayıda rezervi olan söz konusu elementlerin güvenli olarak tedarik edilmesi bu teknolojiye sahip ülkeler için önemli bir sorundur.
Kullanım alanlarının çok olması nedeniyle NTE'leri modern malzeme ve enerji teknolojilerinin vazgeçilmezleridir. Malzeme üretiminde ağırlık olarak az miktarda kullanılmalarına karşın malzemeye kazandırdığı üst düzey mekanik, manyetik, elektrik ve optik özellikler nedeniyle NTE’leri malzemenin vitamini ve malzemenin tohumu olarak nitelendirilirler. Kullanım alanları arasında; mıknatıslar (elektrikli motorları ve rüzgar türbinleri) ve alaşımlar öne çıkmaktadır. NTE’lerinin adlarında geçen nadir sıfatı doğada bulunma sıklığının azlığından çok cevherlerin işlenerek kullanıma sunmadaki zorluklardan kaynaklanmaktadır. Daha yaşanabilir dünya oluşturmak amacıyla yapılan ve yapılacak düzenlemelerde çevre dostu enerji üretim sistemlerine (rüzgar enerjisi, katı oksit yakıt pilleri ve elektrikli araçlar) talebin artacağı değerlendirildiğinde, gelecekte NTE'lere olan ihtiyacın da artıracağı öngörülebilir.
NTE’leri kimyasal, manyetik ve optik özelliklere göre benzer özellikler gösteren 15 elementin (lantanyum, seryum, praseodimyum, neodimyum, prometyum, samaryum, evropiyum, gadolinyum, terbiyum, disprosyum, holmiyum, erbiyum, tulyum, iterbiyum ve lütesyum) yanı sıra lantanit ile itriyum (İtriyum, kimyasal olarak lantanitlere benzeyen bir geçiş metalidir. Doğada serbest olarak bulunmadığından ve lantanit elementi ile birleşik halde bulunduğundan tek element olarak değerlendirilmiştir) ve skandiyumdan oluşan toplam 17 adet elementtir. Bu elementlerde kendi içlerinde ağır (Y, Eu, Gd, Tb, Dy, Ho, Er, Tm, Yb ve Lu) ve hafif(Sc, La, Ce, Pr, Nd, Pm ve Sm) NTE’leri olarak gruplandırılırlar. Bazı NTE'ler doğada krom, nikel, kurşun ve bakır gibi metallerden daha yaygın olarak bulunurlar.
Dünya genelinde NTE’leri üretiminin (ara ve uç ürün üretimi ve sanayii) %80’inin Çin'de yapıldığı değerlendirildiğinde bu metallerin aynı zamanda ticari, politik ve stratejik sorunların çözümünde silah gibi kullanılabileceğini değerlendirebiliriz.
Ülkemizde de NTE alanında yapılan arama ve teknoloji çalışmaları, dünyadakilere benzer şekilde son dönemde hızlanmıştır. Bu kapsamda NTE alanında yapılan araştırmaları izlemek ve teşvik etmek amacıyla 28 Mart 2020 tarihli Resmî Gazete ‘de yayımlanan 57 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü (NATEN) kurulmuştur. Bu amaçla ülkemizde bilinen rezervlerin yanı sıra, Zonguldak’ta dâhil olmak üzere ülkemizin birçok yöresinden elde edilen örnekler üzerinde ekonomik değer taşıyan NTE’lerin varlığı halen araştırılmaktadır.




