Geçtiğimiz yıl temmuz ayında liman arkasında meydana gelen olayda boğularak hayatını kaybeden 17 yaşındaki Can Aygün’ün babası köpek eğitmeni Esat Aygün oğlunun boğulmadığını arkadaşları tarafından denize itilerek hayatını kaybettiğini söyledi.

Ayrıca oğlunun öldükten sonra yapılan otopsisinde organlarının alındığı iddia ederek “Oğlumun otopsinde organları alındı. Gözlerini gördüm. Gözleri bembeyazdı. Otopsi raporunu bize vermediler. Savcılığa başvurdum. Oğlumun mezarının açılarak yeniden otopsi yapılmasını istedim ama kabul edilmedi. Bana deli muamelesi yaptılar. dedi.

Olay kayıtlara normal bir boğulma olarak geçse de Baba Esat Aygün ve anne Hülya Baş, olayın peşini bırakmadılar. Çocuklarının o gün denize gitmek için hazırlık yapmadığını iddia eden acılı anne-baba yaptıkları araştırmalar ve o zaman yanlarında bulunan arkadaşları ile yaptıkları görüşmeler sonucunda çocuklarının denize itilerek boğulduğunu yani öldürüldüğü iddia ettiler.

Olay günü boğularak hayatını kaybeden Can Aygün yanında bulunan arkadaşlarından Eşref B. Cumhuriyet Savcılığı’na tanık olarak verdiği ifadesinde “Deniz dalgalıydı. Can denize girmek istemiyordu. Canberk ve Oktay onu gir gir diyerek teşvik ediyorlardı. Canberk kendisini elleri ile denize ittirdi. Can yüzme bilmiyordu. Biraz sonra dalga alıp götürdü” dedi.

Tanık Bektaş ayrıca olay anında Can Aygün’ü denize iten Canberk isimli çocuğunda kendisini gördüklerini anlatmaması konusunda tehdit ettiğini ifadesinde belirtti.

Verilen bu ifadelere rağmen olay boğulma denilerek kapatıldı. Can Aygün’ün ailesi nerelere başvurduysalar kapılar hep yüzerine kapandı.

"MEZARI AÇILSIN"

Acılı Baba Esat Aygün bu olay hep içimde yara olacak kalacak. Ben oğlumun mezarının gerekirse yeniden açılarak bu olayın aydınlatılmasını istiyorum diyerek şunları söyledi. “Oğlumun ben boğulduğunu inanmıyorum. Zaten verilen ifadeler var. Bu ifadeler sonradan bu çocuğa baskı yapılarak değiştirildi. Çocuğum öldürüldü. Ben adalet istiyorum. Çocuğumu öldürenlerin cezalandırılmasını istiyorum. Ayrıca çocuğumun otopsisi sırasında organlarının alındığını düşünüyorum. Otopsi raporu bize verilmedi. Otopsi odasından 3 tane organ sandığı çıkmış. Bunları görenler var. Oğlumun gözleri bembeyazdı. Korneaları alınmış gibiydi. Ben oğlumun mezarının yeniden açılmasını otopsi yapılmasını istiyorum. Hakkımızı istiyoruz. Adalet istiyoruz. Adalet güçlünün değil haklının yanında olmalıdır” diyerek feryat etti.

Anne Hülya Baş ise “Oğlumun organları alındı. Bunu bizden kaçırdılar. Oğlumun gözünde yaş vardı. Ölü insanın boğulan insanın gözünde yaş olur mu. Çocuğum boğuldu. Hemen yarım saatte çocuğumu çıkardılar. Götürdüler. Otopsi yaptılar. Bu ne aceleydi. Ayrıca benim oğlum o gün çarşıya gitmişti. Denize gitmek için bir hazırlığı yoktu. Olsaydı söylerdi. Ben oğlumun orada denize girip yüzdüğü konusunda tereddütlerim var. Arkadaşlarından birinin de itildiği konusunda ifadesi var. Ama hiç kimse bir şey yapmıyor olay hep kapatıldı. Bize bir yardım etsin” dedi. ( Barış DOĞAN- Yıldırım YILMAZ)