Hayati Yılmaz yazdı... Hayati Yılmaz yazdı...

-Saltukova yerleşim açısından oldukça ilginçtir. Burası Batı Karadeniz'in neredeyse tüm suyunun en son toplandığı yerdir. Bu sebeple sahili kumsaldır. Osmanlı dönemi ve ilk antik haritalarda Sazköy sahili “Killi” olarak geçiyor. Kil, nehrin getirdiği taşı toprağı 2mm'den küçük hale getirdiği için bu kuma kil deniliyor. Kilyos'ta olduğu gibi , Kilimli'nin kili gibi.
- Bu topraklar bir Kaoukan yerleşimidir. Kaukanlarla birlikte , Ataloslar ve Miletoslar da burada tarım yapmış topluluklardı.
-Saltukova,  Paflagonya topraklarının batı kısmında yer alır. Uzun yıllar Tion şehrine dahil iken bir süre Amatris Devleti topraklarında yer aldı. Daha sonra Pontus egemenliğine geçti.
-1460 yılında , Ceneviz hakimiyetindeyken Fatih Sultan Mehmet'in bölgeyi ele geçirmesinden sonra Türk topraklarına geçti. 
-Henüz demiryolu gelmeden önce burası (daha iç tarafta) 1903 yılında Prof. Dr. Richard Leonhard’ın haritasında Saltukova “Turfa Merkez “ olarak geçiyor. “Turfa” aslında pek verimli olmayan toprak anlamındadır. Bölgede turfanda meyve, sebze yetiştirildiğini gösteren bu terim ;İklim koşulları , alışılmış aylardan önce ya da sonra sebze ve kimi meyveleri yetiştirmek için başvurulan yöntemlerle tarım yapıldığını gösteriyor. Yani bir şekilde seracılık. Bugün de bölgede seracılık en yaygın tarım yöntemlerinden birini oluşturuyor.
Zira bugün halen adı “Çorak” olan köy de hemen Saltukova istasyonunun arkasında yer alıyor. 
-Çorak Köyünün tam karşısında Çomranlı köyü var.   Her ne kadar bugün “Çomranlı” olarak geçse de  Osmanlı haritalarda Tchormanlı (Cormanlı ) olarak  geçiyor. Köyün sosyal medya sayfasında ,  Dulkadiroğulları Beyliğinde bir cemaat olarak yazılmışsa da , Haritadaki gibi  “Çormanlı”  olduğunda,  Kafkas dilinde bir kelimeye dönüşüyor. Bugün Dağlık Karabağ'da bir ilçenin adı da Çormanlı'dır. İlginç olan bu ilçenin de nehir kenarında aynı konumda olması. Yani Çorman da sapa verimsiz yer anlamındadır. “Çor” kelimesi aslında Kafkaslardan dilimize geçmiş. Çorlu, Çorum , Çorba gibi kullanımı "hastalık veya kötü koşullar veya  kurak anlamındadır. 
 Saltukova aslına aynı zamanda  1800'lü yılların sonlarına doğru Çerkez ile Abhaza yerleşimidir. 
- Bölgenin bazı köylerinin Çerkez ve Abhaza yerleşimi olduğunun en önemli kanıtı Aşağı ve Yukarı İhsaniye Köyleridir. Haritada Çerkezler olarak geçiyor. Bir başka Köy ise Urum’dur . Urum halkı da Kafkas halklarındandır. Bir dönem Rumların hakimiyetinde oldukları için Kafkas Rumları olarak geçse de kendilerini Türk olarak kabul eden halk , Kırım tehciri ile bölgemize gelen halklardan biridirler. Eski adı “Urum” olan köy bugün yine Çomranlı Köyü karşısında , Kiremithane - Akyamaç ve Hacılar köyüne denk geliyor.
- Zonguldak kıyılarına yerleştiği kesinleşen Çerkezlerin “Sadz” Çerkezleri olduğu araştırmalarda kanıtlanmıştır. Filyos’un Saltukova yakasında olan Sazköy’de bir Çerkez yerleşimi olduğu,  hatta Sazköy’ün adının Çerkezlerin “Sadz” kökenden esinlendiği düşündürse de bölgenin sazlık olması gerçeği de var. Ama bizim yer isimlerinde genelde hem aslına uygun hem de Türkçe mealine çevrilecek isimler seçtiğimiz gerçeği de var. 
Burada yaşayan  Abhazların,  “Kuzeybatı Kafkasya’nın güney yamacının halkı” olduğunu belirtiyor. 
“Savaş sırasında (1853. Rus katliamı) Türklerin kıyıya çıkarma yapmasına güvenerek,  Abhazalar Ruslara karşı direndikleri ve başarısız olunca Abazaların tamamının Anadolu'ya göç ettiğini” anlatılıyor.  “Abazaların ve Çerkezlerin  kıyafetleri kendi topraklarındakiler ile aynı. Türk köyleri ve evleri ile de çok az farklılık gösteriyor. Abhazalar karakteristik olarak derebeyliğe, Çerkezler demokrasiye daha yakın halk olduğu da vurgulanıyor. . Ayrıca neredeyse bütün Abhaza köylerinin adı kabile liderlerinin adını taşıyor, Çerkezlerde ise bu nadiren dir. "diye ekleniyor.  
Bir başka kaynakta ise ; Bithynia'nın (Batı Karadeniz )  kıyılarındaki Çerkezlerin , Ege'dekilerden daha farklı olduğu. ; fiziksel ve ruhsal olarak yaşadıkları köylerin serin hava, memleketlerindekine daha yakın, dağ havası onlara daha iyi geldiği,  birbirlerine yakın yerleşim birimlerinde birlikte oturdukları, geleneklerini ve erdemlerini korudukları vurgulanıyor.
Çerkezler kendilerini manevi açıdan Türklerden üstün görüyorlar" diye ekleme yapılıyor. Abhazların derebeylik, kabadayı vasıfları olduğunu vurguluyorlar.
Abazaların ve Çerkezlerin sadece Saltukova`ya yerleşmedikleri , örneğin Çaycuma , Devrek, Mengen ve Bolu köylerinde de yerleşkeleri olduğu , yapılan çalışmalarda çıkartılmış. Bildiğim kadarı Çaycuma Ahatlı köyünde kendilerini Çerkez olarak tanımlayan aileler yaşamaktadır. 
- Saltukova’da başka azınlıklar da vardı. Mesela bir köyün eski adı “Kürtler” olarak geçiyor. Ayrıca Bektaşi adında bir köyde vardır.
(Tabi zaman içinde bu köyler göçlerle karışmış hatta azınlıkların iş olanakları ile Anadolu’ya dağılmasını da vurgulayarak adı geçen köylerde yaşayanların Çerkez veya Abhaza olduğu anlamı çıkarmaz.) 
-Filyos vadisinin eski köy adları anlamsız gibi gelse de aslında araştırıldığında her birinin anlamı olduğu çıkıyor. Örneğin Saltukova İstasyonunun arka taraflarına denk gelen Caburlar Köyü. Caburun farklı anlamları olsa da  , bu bir yemek ismidir. Bölgemizde genelde bayramlarda yapılan et haşlamasıdır. Cabur çorbası , cabur haşlaması sığır ve av hayvanlarından yapılan yemektir.
Karamazak Köyü ; Mazak bildiğimiz gök İncirdir. Reçeli oldukça tatlıdır. Koz ile başlayan köyler cevizlik anlamındadır. Kozlu ve Kozcağız gibi.
-Bölgede “kızıl” kelimesi ile adlandırılan bir çok köy var. “Kızıl” yine kumdan geliyor. Örneğin  Filyos ile Bartın arasında Kızılkum, Kızıl Elma köyü gibi. Bugün adı Güzelcehisar olan sahilin eski adı da aslında Kızılcahisar olduğu yine Osmanlı Dönemi haritalarında görünüyor. “Mukata “yani bugün “Mugada” eski antik adlardandır. Buraya dökülen nehrin adı ise Psilis Papanius’tur. 
Gelelim Saltukova’nın adının kökenine ; 
-Şu an Saltukova İstasyonluğu olduğu yerin adı haritada ”Burun” olarak verilmiş, Burun olması Filyos Çayı ile belediyenin arkasından akan derenin birleşmesinden oluşan bir durumdur.
- Şu an Saltukova’nın merkezinde herhangi bir yerleşim yoktu. 1936 yılında bölgeden  demiryolu geçtiğinde buraya istasyon yapılmadı. Sadece bir duraktı. Fakat,  Bartın güzergahının en yakın yer olması ile 1940 yılında İstasyon yapılması zorunlu haline gelmişti. (Bu yüzden mimarisi diğer istasyonlardan değişiktir.) İstasyonun ismine de “Kokaksu” adı verildi. “Kokaksu” adından da anlaşıldığı üzere “Kokan su”  anlamındaydı. Bazı iddialara göre bir kaynaktan Su içen mühendisler,  "kokar su" şeklinde söyleyince, güya “Kokaksu” ismi buradan kalmış. Yalnız bu iddia bana pek gerçekçi gelmiyor. Bugün bile Filyos’tan nehir tarafına geçtiğinizde havanın kokusu değişir. Çünkü nehir yüzlerce kilometre uzunluğundaki güzergahtan tüm pisliği nehrin en son döküldüğü alana taşır.
Kokaksu, nahiyesi Çaycuma ve Devrek’e  uzaklığı ve ulaşım zorluğu nedeni ile   5 Aralık 1941 tarihinde Bartın’a bağlanmıştır. 
-Çaycuma’nın ilçe olmasıyla Çaycuma’ya bağlanan Kokaksu,  1988 yılında "Saltukova" adıyla belediye kurulunca adı değişmiştir.
 İstasyonun adı da “Saltukova” olarak değiştirilmiştir.
- Bölge kesinlikle bir ovadır fakat “Saltuk” kelimesi nereden gelmiştir ?  Saltuk anlamı; bağımsız yer ,ova anlamındadır. Dolayısı ile belediye olmak,  artık bir yerel idari yönetim bakımından bağımsız sınırları olmak demektir.
Hayati Yılmaz ile
Zonguldak Tarih