CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve bir grup CHP Milletvekili geçtiğimiz gece saat:12.00’de Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesine giderek önce orada beklemekte olan, gözaltına alınanların yakınları ve avukatları ile daha sonra da emniyet yetkilileriyle görüşmeler yaptı.

 

Emniyet yetkililerine gözaltındakilerin özellikle “ölçülülüğün aşılmaması”, “gözaltı sürelerinin aşılmaması”, “gözaltındakilerin sağlık, su ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması” ve “gözaltına alınanların listelerinin asılarak ailelerine ve avukatlarına bildirilmesi” konusunda yasal haklarını hatırlatan Köktürk daha sonra, Ankara Barosu Genel Sekreteri ile birlikte gözaltına alınarak terörle mücadele şubesinde bekletilen öğrenciler ve diğer gözaltındakilerle gece 03.00’e kadar görüşmeler yaptı. Köktürk ve CHP’nin bir kısım hukukçu milletvekilleri özellikle gözaltı işlemlerinin hızlandırılarak öğrencilerin bir an önce salıverilmesi ve sınav haftası olması nedeniyle mağduriyetlerinin önlenmesi konusunda çaba gösterdiler.

 

Gece 03.00’te Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinden ayrılan Köktürk bir basın açıklaması yaptı.

Köktürk açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

 

“BAŞBAKAN, DEMOKRASİLERDE TEK AKLIN “KENDİ AKLI” OLAMAYACAĞINI BİLMELİDİR…”

Başbakanın, Taksim Gezi Parkı için direniş gösteren yurdun dört bir yanındaki milyonları “Çapulcu” olarak nitelendirmesi ve bu üslubunu mütemadiyen devam ettirmesi,  hatta tehdit ve şantajlarla bu anlayışını beslemesi, yaşanan sürecin asıl sebebi ve sorumlusudur.

 

Bu nitelendirme ve sergilenen anlayış, hiçbir siyasi partinin angajmanı olmayan, kendi hassasiyetlerine sahip çıkma bilinciyle hareket eden halkımıza yapılan büyük bir saygısızlıktır… Aynı zamanda da, sürecin doğru okunamaması nedeniyle içine düşülen büyük bir gaflettir.

 

Başbakan bir an önce süreci doğru yorumlamalı, yurttaşlarımızın hassasiyetlerini iyi algılamalı, halkımızın yaşam biçimlerine, değerlerine ve çevrelerine olan hassasiyetlerini saygı göstererek saldırıdan vazgeçmelidir.

 

Türkiye Cumhuriyeti laik – demokratik – sosyal bir hukuk devletidir. 90 yıllık süreçte bin bir zorluklarla ve mücadelelerle elde edilen çağdaş değerlere sahiptir.

 

Bu nedenle Sayın Başbakan; ülke demokrasisine, yurttaşların temel hak ve özgürlüklerine, yaşam biçimlerine ve ülkenin temel değerlerine bir an önce saygı göstermelidir. 

 

Yine Sayın Başbakan, demokrasilerde tek aklın “Kendi aklı” olamayacağını bilmeli, kendi yurttaşlarını düşman gibi görmekten vazgeçmelidir…