Yeşiller ve Sol gelecek Partisi Eş Başkanı Ali Topaloğlu yaptığı açıklamada, “Berkin’in çocuk bedeni henüz toprağa verilmişken, Tunceli’den genç polis memuru Ahmet Küçükdağ’ın, Kurtuluş’tan bir başka genç kardeşimiz Burakcan Karamanoğlu’nun ölüm haberleri Türkiye’ye duyuruldu. Başbakan artık bırakması gereken o koltuğu korumak uğruna Türkiye’yi yangın yerine çevirmeyi göze aldı. Bu nedenle Berkin’in cenazesinin kaldırıldığı gün her tarafta planlı devlet terörü yaşandı. Berkin’in mezarına son toprağın atılmasını dahi beklemeden, kendini zor tutan bir psikolojiyle polisler düşman birliklerine saldırır gibi cenazeye katılmak üzere gelenlere tomasıyla, gazıyla, suyuyla, plastik mermisiyle saldırarak İstanbul’u cehenneme çevirdi. İzinli ya da izinsiz Berkin’i anmak ve sonsuzluğa yolcu etmek bütün vatandaşların tartışılmaz hakkıydı. Türkiye’nin dört bir yanında insanların bu amaçla sokağa çıkması, katilleri kınayıp, hem iktidarı hem de mağdurları oyalayan mahkemeyi kınamaları sorumlu vatandaş tutumuydu.” dedi.
“ŞİDDET DİLİNE VE POLİTİKALARINA SON VERİLSİN”
Topaloğlu açıklamasında, “Ailesinden ‘Berkin’in sağlığı nasıl oldu’ şeklinde bir soru ile hatır ve gönül almayı esirgeyen Başbakan ve İçişleri, yetmezmiş gibi onu uğurlamaya gelen ve hatırasını ananların üzerine, düşmanlıkla bilenmiş polis güçlerini göndererek, bu kez Burakcan ve Ahmet’in de ölümüne giden yolları döşedi. Genç polis Ahmet’in zırhlı aracın içinde gazdan veya kalp rahatsızlığından ölmüş olması işin esasını değiştirmez. Burakcan’ın iki grup arasında yaşanan çatışmanın arasında kalıp yaşamını yitirmesi de öyle. Bu genç ölümlerin sorumluları Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’dır. O koltuklardan kalkmak için daha kaş kişinin yaşamını kaybetmesini bekliyorlar? Hükümet ülkeyi şiddet sarmalına sürükleyen politikalardan hemen vazgeçmeli ve seçim sürecinin güvenliğini süratle sağlamalıdır. Şiddet ölümü davet eder, yaşama düşmandır. Şiddet diline ve politikalarına son verilsin. Burakcan’ın ve Polis Ahmet’in ailelerine başsağlığı diliyor ve acılarını paylaşıyoruz. Artık, bütün partilerin özgürce, barışçı ve demokratik bir ortamda siyasal kampanya yürütebildikleri bir seçim süreci için Hükümetin gerekli bütün tedbirleri acil almasını istiyoruz. Ya bunları yapsınlar, ya da o koltukları işgal etmesinler!” şeklinde ifadeler de yer verdi.




