Doğuş Üniversitesi Endüstriye Tasarım Bölümü öğrencisi Naz Genç ilk kişisel sergisini bugün Zonguldak Güzel Sanatlar Galerisi’nde açtı. ZOKEV yönetim kurulu üyesi Aykut Kırbıyık'ın yaptığı kısa ve güzel bir konuşmanın ardından ZOKEV Başkanı Kürşat Coşgun ve Gülderen Ar tarafından kurdelesi kesilen, 16-19 Mart tarihleri arasında açık kalacak olan sergi, “19” adını taşıyor.
Naz Genç sergiden elde ettiği gelirin yarısını depremzedelere bağışlayacak.
İşte genç sanatçı Naz Genç'in Karadeniz Havadis gazetesinde çıkan röportajı:
Doğduğum Şehirden Uçup Gitmeden 19 Yıllık Hikâyemi Ortaya Seren Bir Sergi
Sergide karakalem portrelerin yanı sıra karışık medya diye nitelediği fotoğraflara, tablolara ve gerçek boyut strüktürlere yer verecek olan Naz Genç, “Doğduğum şehirden uçup gitmeden tüm hikâyemi ortaya seren bir sergiyi açıyorum. İlk sergimi Zonguldak’ta yapmak zaten hayalimdi.” diyor.
Sevgi Tüm Üretimlerimin Hammaddesi
Naz Genç, sergi davetiyesinde, “Sanatçı üretmek için zihnini ve kalbini kullanan herkesti. Sanat kimsenin güzel hatırı için üretilmemişti. Benim için eserin kendisi kadar, oluştuğu süreçte çevresinde dönen hikayeler de önemliydi. Sevgi tüm üretimlerimin hammaddesiydi. Onun için kırışık eller ve ağaçlar, çiçekler sanatın tek gerçeğiydi, sanat acıdan ve ahlaksızlıktan beslenmeliydi.” dedi.
Yürüdüğüm, Elimi Sürdüğüm Her Yol Çiçek Açsın İstedim
Naz Genç davetiyesinde, “Herkesin farklı fikri vardı ama hiçbiri tam doğru değildi. Hem kimilerine göre bu dünyada var olmak için sadece tohumları tanıman değil, o tohumlarla bahçeler ekmen gerekirdi. Yürüdüğüm, elimi sürdüğüm her yol çiçek açsın istedim. Ama bazen çıplak toprak da kendi kendine güzeldi. Bu serginin bir tek hikâyesi yok, benim yirmi yıllık hikâyem var. Nereden geldim? Neredeyim? Sanatımla ben kimim? “ifadelerine de yer verdi.
Dünyama Hoş Geldiniz
Naz Genç, “Baktığınız her yüz benim yüzüm, gördüğünüz her doku benim parmak uçlarım, attığınız her adım benim sevdiklerime doğru gidiyor. Dünyama hoş geldiniz” diyerek herkesi sergisine davet etti.
Naz Genç’in Annesi Arzu Genç, Babası Metin Genç de tıpkı kıymetli kızları gibi kentte, sanat-kültür ve emek mücadelesinde, “Savaşsız, sömürüsüz bir dünyada, Usta Şair Nazım Hikmeti’in “…….
“…..Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.” de dediği gibi toplumsal mücadele geleneğine hala devam ediyorlar
