Zonguldak Doğa Kulübü kurucusu Melih Şentürk, doğanın ve yeşilliğin korunmasına dikkat çekerek insanların doğa ile imtihanını anlattı

“DOĞANIN KANSERİ İNSAN”

Zonguldak Doğa Kulübü kurucusu Melih Şentürk insanın doğa ile ilgili imtihanını anlatarak doğanın güzelliklerinden bahsetti. Halkın Sesi Muhabiri Aycan Karadağ ile doğanın kalbi olan yeşilliklerin ile ilgili keyifli bir sohbet yapan Şentürk, doğaya zarar veren en küçük bir şeyin bile yaptırımının olması gerektiğini dile getirerek, “Ben insanoğlunun büyük bir kesiminin doğayı yavaş yavaş öldüren kanser hücresi olarak görüyorum” dedi. 

Doğayı koruma üzerine kenttin ve yasaların yetersiz kaldığını da sözlerine ekleyen Şentürk,“Zonguldak en büyük eksiği geri dönüşümlü çöp bidonlarının olmayışı. Atık pil kutuları olmayışı.Bunları doğaya atmanın kesinlikle ve kesinlikle bir karşılığı olmalı” şeklinde konuştu.

 

Aycan Karadağ: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Melih Şentürk kimdir?

Melih Şentürk:41 yaşındayım. 11 yıldır Sağlıklı Beslenme Koçluğu yapıyorum. Yaklaşık 6 yıldır doğa sporları ile de ilgileniyorum ve bunların içerisinde profesyonel bisiklet sporu, trekking, kampçılık gibi sporlar bulanmakta. Aynı zamanda Zonguldak Doğa Kulübü kurucusuyum.

 

Aycan Karadağ: Doğaya olan sevginiz nasıl başladı?

Melih Şentürk:2009 yılında amatörce bisiklete binmeye başladım. Uzun bir süre İstanbul ulaşımımı bisiklet ile sağladım. Daha sonra bu sporu profesyonel olarak yapmaya başladım. Profesyonel bisiklet takımı ile çalışmaya başladım. Daha sonra Zonguldak’a yerleştikten sonra trekking ve kampçılığında ekledim. Zonguldak’ta çok güzel doğa yürüyüş parkurları olduğunu fark ettim ve bunu buradaki insanlarla paylaşmak istedim. Aslında Zonguldak Doğa Kulübü kuruluşu bu şekilde oldu. Buradaki insanlarında bu güzellikleri görmesi ve doğa ile buluşmasına vesile olmak için böyle bir girişimde bulunduk.

Aycan Karadağ: Zonguldak Doğa Kulübü kurucususunuz. Doğa Kulübü çalışmalarınız nasıl gidiyor?

Melih Şentürk: Doğa Kulübü çalışmalarımız iyi gidiyor. Bu sayede birçok yeri keşfetme sansımız ve birçok insan ile tanışma fırsatımız oldu. Bu da bizi çok mutlu etti. Hemen hemen her hafta sonu sosyal medya üzerinden haberleşerek doğa yürüyüşleri, kamp ve bisiklet turu etkinlikleri yapıyoruz.

Aycan Karadağ: Doğamız gün geçtikçe talan oluyor. Bunun önlenmesi için ne yapılmalıdır?

Melih Şentürk: Ben insanoğlunun büyük bir kesiminin doğayı yavaş yavaş öldüren kanser hücresi olarak görüyorum. Doğaya baktığımızda insanoğlundan başka zarar veren hiçbir canlı yok. İnsanlar doğamızın elden gittiğini yeni yeni farkına vardılar. Su an araçlar dâhil çevreci ama iş işten geçmiş durumda. Hala araçların penceresinden peçete fırlatanları görüyoruz. Belki o kulvarda çocuklar ve gençlerin daha duyarlı olabilmesi için doğanın bir parçası olduğumuzu hissettiren dersler verilebilir. Belki bu gelecek nesiller için kurtuluş olabilir.

Aycan Karadağ: Önümüzdeki dönemde projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Melih Şentürk: Elimden Tutmak ister misin? Adlı projemiz var. Bu projemiz ihtiyaç sahibi çocuklar için, fazla olan eşya, oyuncak ve kitapları toplayarak çocuklara ulaştırıyoruz. Her hafta Zonguldak’ın güzelliklerini halkımıza göstermek için sosyal medya ile iletişim kurarak doğa gezilerine çıkıyoruz. Bunlara her hafta devam edeceğiz.

Aycan Karadağ: Yasalar ve Zonguldak doğayla imtihanı nasıl gidiyor?

Melih Şentürk: Yasalar bu konuda çok yetersiz. Zonguldak en büyük eksiği geri dönüşümlü çöp bidonlarının olmayışı. Pil kutuların olmayışı. Çöp atmanın cezası olmalıdır. Doğaya zarar veren en küçük şeyin bile bir yaptırımı olmak zorundadır.

Aycan Karadağ: Havaların güzelleşmesi ile bu havza da doğaya inmek için ne yapabiliriz?

Melih Şentürk:  Halkımız bu güzel havaları AVM’ye giderek veya denize giderek değerlendiriyorlar. Ormanlara gidebilirler bu havada hem serinlemek, hem huzur bulmak, hem negatif enerjilerini boşaltmak için ideal bir ortamdır.  Ormanın içerisinde yürüyüş yapabilirler, kamp kurabilirler. Bu tür faaliyetler hem maliyeti düşüktür.  Zonguldak’ta bu tür etkinlikler oluşturan gruplar mevcuttur ve birini seçerek bu güzel havaları çok verimli değerlendirebilirler.

Aycan Karadağ: Son zamanlarda insanların organik hayat merakı var. İnsanlar doğaya mı dönüyorlar?

Melih Şentürk:Doğadan uzaklaşan insanlar mutsuz olmaya başladılar. İnsanların hafta da bir iki kez doğayla bütünleşmesi lazım. Bunu yapamadıkları için köy kahvaltılarına gidiyorlar, köylere tatile veya kamp yapıyorlar. Bu içgüdüsel bir olay olduğunu düşünüyorum. Yoldan beş kişiyi çevirelim ve soralım, “ Karavanla tatil mi ya da 5 yıldızlı bir otelde tatil mi?” eminim ki çoğu karavanla tatili seçer. 

Aycan Karadağ: Doğanın insan kişiliği üzerinde etkisi nelerdir?

Melih Şentürk:Yapılmış araştırmaya göre, on kişilik bir öğrenci grubu var. Bunun beşini bir eve kapatıyorlar ve evde her şey var. Diğer beş kişilik gruba ise doğanın içinde bir dağ evinde kendilerinin her şeyi yapabilecekleri bir ortam sağlanıyor. Bu iki gruba önce zekâ testi yapıyorlar ve 90 gün sonra tekrar zekâ testi yapıyorlar. Sonuç ise dağ evinde yaşayan dağ evinde yaşayanların zekâsının daha da geliştiği çıkıyor. Kendi kendilerine yaşamlarını sürdürebilmeleri için bir şeyler üretiyorlar. Bu da zekâlarının geliştiğini gösteriyorlar. Bunun sebebi doğanın bir parçası olmamız bu konuda etkili olmuş.

Aycan Karadağ: Toprak deyince aklınıza ne geliyor?

Melih Şentürk: Tabiat ananın kendisi, yiyecek, içecek ve en son doğamız olan yer. Toprak inanılmaz bir sırdır ve bu sır hala çözülememiştir. Doğayı, insan vücudunu benzetiyorum. Nefes almak, hava ile vücutta akciğerler nefes almamızı sağlıyor. Dünyanın yüzde yetmişi su ise, insanında yüzde yetmişi sudur. Toprak dünyayı ayakta tutuyor, kas hücreleri de insanı ayakta tutuyor. Dünya çok güzel bir gezegen ve bunun değerini iyi bilmeliyiz.

 

Aycan Karadağ: Doğada yaşadığınız ilginç bir anınızı anlatabilir misiniz?

Melih Şentürk:Aynı zamanda ben bir televizyon programı yapıyorum. Televizyon programı için Göl Dağı taraflarında çekim yapıyorum. Çekimde kimse yok. Ormanda her yer yere benzer ve kaybolmak çok kolaydır. Anlattığım konu da ormanda kaybolmak çok kolaydır ve ormanda kaybolmamak için neler yapılır diye anlatıyorum. Kaybolmamanız için sürekli arkanıza bakın ve kontrol edin. Ben yapmayı unutmuşum ve program yaparken kayboldum.  Sonra kendimi zor kurtardım ‘bayır aşağı’ inme tekniği ile kendimi kurtarmıştım.