Bağımsız Emekliler Sendikası Zonguldak Şubesi, artan hayat pahalılığı ve yetersiz maaş artışları nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. Sendika adına konuşan Genel Sekreter Muzaffer Esen, emeklilerin geçim mücadelesi verdiğini ve alım gücünün her geçen gün daha da azaldığını söyledi. Esen, milyonlarca emeklinin açlık sınırının altında yaşadığını belirterek, “Sorunumuz açlık, yoksulluk ve insanca yaşam hakkı” ifadelerini kullandı.
Açıklama şu şekilde:
“Sayın Genel Başkanım, Değerli Yönetim Kurulu Arkadaşlarım, Kıymetli İl Başkanlarımız, Basın mensuplarımız, alanda bulunan emniyet güçlerimiz, Saygıdeğer Konuklar her birinizi ayrı ayrı selamlıyorum. Hoş geldiniz.
Hepimizin bildiği üzere EMEKLİLİK; çalışmaya bağlı elde edilen hak ve çalışma hakkının devamı niteliğindedir.
Çok iyi bildiğiniz üzere emekliler yaşamdan emekli olmaz. Dinlenme zamanlarında refah içinde insanca ve onurlu yaşamak emeklinin en doğal hakkıdır. Emekliler, çalışan emekçiler ve hatta geleceğin emeklileri olarak hepimizin amacı ortak, sorunlarımız aynı…
Sorunumuz; AÇLIK ve YOKSULLUK!
Sorunumuz; EMEKLİNİN İNSANCA YAŞAM HAKKI!
Sorunumuz; EMEKLİNİN ENFLASYONA RAKAMLARI ALTINDA EZİLMESİ!
Öncelikle sizlere kısa bir hatırlatma yaparsak; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ ın 2024 Kasım ayında 2025 yılı bütçe görüşmeleri sırasında söylediği şu sözlerini tekrarlamakta yarar var. Bakan Işıkhan, beyanatı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı resmi sayfasında şöyle yer aldı. ‘’Çalışanlarımızı enflasyona karşı koruma ve onlar için kalıcı refah sağlama prensibimizi, kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.’’ dedi. Bu cümlelere benzer cümleler emekliler için de söylendi, sözler verildi. İktidar tarafından bizlere verilen sözler Ocak 2025 yılında aldığımız ücretlerde tutulmadı ve emekli aylarca açlık ve yoksullukla mücadele etmekten yoruldu.
Siyasi iktidar tarafından uygulanan sistem ve ekonomik politikalar sonucunda emekliler yıllar ve son aylar içinde refaha erişmek şöyle dursun gün geçtikçe ücretleri erimiş, sürekli fakirleşmiştir.
Ülkemizde yaşayan 16 milyondan fazla olan emeklimizin büyük bir geçim sıkıntısı olduğu bariz bir şekilde anlaşılmaktadır. Yüksek enflasyon sonucu temel tüketim mallarının ve hizmetlerin fiyatlarının sürekli artması sonucu; özellikle gıda, enerji gibi temel ihtiyaçlarda alım gücünün azalması, kur dalgalanmaları ve gelir dağılımındaki eşitsizlik, faiz politikaları, üretim yerine tüketime dayalı ekonomi, dışa bağımlılığın artması halkımızı ve daha da çok emeklilerin yaşam kalitesini azaltmaktadır. Siyasi iktidar bu durumu görmezden gelmektedir.
Emekliler; 2000 li yılların başından itibaren hak kayıpları yaşamış ve yaşamaya devam etmektedirler. Bu mağduriyetin temel kaynağı ‘’5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’’ dur. 2008 yılında yürürlüğe giren bu kanun ile emekliliğe erişim hakkı zorlaştırılmış, emeklilik yaşı yükseltilmiş, emekli aylığı elde etme koşulları değiştirilmiş ve emekli aylıkları her geçen yıl düşmeye başlamış, çalışanla emekli aylıkları arasındaki makas sürekli açılmış ve açılmaya devam etmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) açıkladığı resmi verilere göre Mart 2024 itibarıyla yaklaşık 2 milyon emekli SGK'ye sosyal güvenlik destek primi ödemesiyle çalışmayı sürdürüyor. Türkiye Emekliler Derneği'ne göre yaklaşık 2 milyon emekli de kayıt dışı çalışıyor. Durum vahim…
Ülke genelindeki 16 milyon emeklinin aylıklarına yapılan her artış, emeklilerin yaklaşık 13 milyonu için kötü sürpriz oldu. En zor durumda yaşamaya çalışan emekliler, meydanlarda isyan ederken yapılan ve düşünülen zamlar emeklilerle alay etmektir.
31 Mart 2024 seçimlerinin belirleyici gücü büyük ölçüde emekliler olmuştur. Bu durumu da önemsemeyen bir iktidar var karşımızda…
Şu anda ülkemizde 11.508.619 kişi emekli maaşı, yaklaşık 5 milyon kişide dul ve yetim maaşı almaktadır. En düşük emekli maaşı olan 14.469 Tl açlık ve yoksulluk sınırı altındadır. Ayrıca açlık sınırı altındaki 17.002 Tl olan asgari ücretin de çok altındadır.
Mayıs 2025 te Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 25.092,26 TL’ye,
Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 81.733,73 TL’ye
Mutfak enflasyonu aylık %4,40 on iki aylık %32,28 yıllık ortalama %47,62 artış olarak belirlenmiştir.
Rakamlar ortada… Açlık ve yoksulluk hep gündemde, toplumun büyük bir kesimi olan emeklinin satın alma gücü de her geçen gün düşmektedir…
Yürürlükte olan 22.104 lira asgari ücret ise vatandaşların aileleriyle birlikte temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek gelir olma niteliğinden uzaktır.
Bu verilere göre, 16.20 milyon emeklinin 9.5 milyonu açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor.
Her zaman olduğu gibi bugünde geleceğin emeklileri emekçilere tekrar bu alandan sesleniyoruz. Diyoruz ki; ’’Çalışanlar emekli olmadan önce çok düşünmelidir. Çünkü emekli olunca çalışma hayatı boyunca ödemiş olduğu primler alınamıyor. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı bazında yapılan hesaplama farklılığı nedeniyle sosyal kesimler arasındaki gelir uçurumunun iyice büyümesiyle dengelerin iyiden iyiye bozulmuş olduğu yadsınamaz. Her yıl çalışanla emekli arasındaki hesaplama farkı emekli artışlarındaki makası giderek açmaktadır. Bu makas acil düzenlemelerle giderilmezse 2025 yılının ikinci yarısı emeklinin en kötü zamanları olacaktır.
15 Ekim 2024 Küresel Emeklilik Sistemi raporuna göre Türkiye 45. sırada yer almaktadır. Dünya ülkeleri içinde sondan 4. sıradadır. İktidarın 22 yıl boyunca uyguladığı emekliyi fakirleştirme politikası maalesef başarıya ulaşmıştır.
Çalışanını, emekliyi küstürmek hiçbir yönetimin, siyasetçinin yararına olamaz. En kısa zamanda emeklinin gelir artışı fabrika ayarlarına yani 2004 yılı değerlerine geri dönmektir.
Sonuçta Bağımsız Emekliler Sendikası olarak iktidardan taleplerimizi sıralarsak:
1.Yüzde yüzlere varan enflasyon verileri karşısında en düşük emekli aylığının asgari ücretin üzerinde olmasını ve emeklilerin Temmuz 2025 de verilecek maaş artışlarının gerçek enflasyon verilerine göre değerlendirilmesini,
2.Ocak 2025 te yapılan emekli ücret artışının adil olmadığını Temmuz maaş artışlarında emeklinin her yıl olduğu gibi yılın son altı ayında da hayal kırıklığına uğratılmamasını,
3.Emekli maaşı hesaplamalarındaki karışıklığa neden olan 2008 de yapılan sosyal güvenlik reformunun 5510 sayılı kanunun yeniden düzenlenmesini, aylık bağlanma oranının yeniden yüzde 72’lere çıkarılmasını,
4.İlaç ve sağlık alanındaki katkı paylarının yeniden düzenlenerek kaldırılmasını,
5.Barınma sorunu olan emeklilere destek verilmesini,
6.Emeklilerin birlikte söz ve karar sahibi olacağı kendi sendikasını kurma hakkının sağlanmasını,
7.Emeklilere yılda 2 kez ödenen bayram ikramiyelerinin 2 dini bayram, 2 resmi bayram olmak üzere ödenmesini ve ikramiyelerin asgari ücrete eşitlenmesini,
8-Bankaların emeklilere ödediği 3 yıllık promosyonların yıllık bir maaş artışına bağlı olarak endekslenmesini,
9-Milyonlarca emeklinin yaşadığı ülkemizde elektrik, su ve doğalgaz faturalarından geçici ve aldatmacı değil, sürekli ve gerçek olarak % 50 indirim yapılmasını,
Bağımsız Emekliler Sendikası olarak 2025 yılı ikinci zaman diliminde verilecek maaş zamlarının tüm emekçilerin ve emeklilerinin alım gücünün fazlalaştırılmasını talep ettiğimizi basın ve medya aracılığıyla yetkililere duyurmak istiyoruz.
Saygılarımla…”