Mustafa Kademoğlu

Feyza Hepçilingirler’in “Anlar” kitabını okuyorum. Çağrışımlar sökün ediyor; neler anımsatmıyor ki!
Onlardan bir demet sunuyorum:
*
Kürk-
Yolcu indirme-bindirme yasağı olan yerde yolcu alan minibüs şoförünü durduran polis, aldığı yolcu kürklü bir kadındır. “Burası yolcu alacak durak değil” der polis. Kadın,” ne o yani, şoför karısını alamaz mı? diye  müdahale eder. “Şoförün karsı kürk giyemez mi? diye sorunca, yürü der polis.
-Yıllar yılı bir kürk ister kadın kocasından. Ama durum bunu gerektirmez anlayışına göre. Ama epey sonra taksitle o kürkü alır. Son taksiti ödeyememiştir. Önce avukata, sonra icra dairesine gider. Koşturup dururken merdivenlere yığılır kalır. Spazm geçirmiştir. Yıllar sonra by pass olacaktır. Doktor sorar: “Sen daha önce iki kez geçirmişsin.” Farkına varmadım der adam. 
*
Yanlış Hesap-
Dilimizde şöyle bir deyim vardır: “Yanlış hesap Bağdat’tan döner”miş. ABD’nin yanlış hesabının bedelini Irak’ta biz ödedik, hâlâ da ödüyoruz.
Feyza Hanımın öyküsü şöyle: Ocak maaşı 1075 lira olan emekli, Şubatta 1030 lira almıştır. Gider bankaya. Memur der ki: “Bak burada ne yazıyor, 1030 lira. Şimdi ben sana cebimden niye 45 lira vereyim?” Haklı, veremez der adam. Peki, geçen ay diyecek olur bu kez: “Yanlış hesaplanmıştır” der. Adam hayıflanır: “Bu ay ki yanlış olsaydı ya…”
*
Küfür-
Kitapçıda bir kitap gördüm. Adı, S*ktir Et  Tiyatroda, filmlerde moda olmuştu küfürlü konuşmalar. Hâlâ da sürüyor. Feyza Hanım adama sorar: “Ne oldu, niye konuşmuyorsunuz? Niye küstünüz?” “Küfretmişim ona” diyor adam. “Ettin mi?” deyince:” Yok be!” der adam: “Siktir git demek küfür müdür?”
-Kasabamızda bir Laz Şakir vardı: Küfür için şöyle derdi:” Ha bu küfur deduğumuz, rahatlatıcı bir sözdür daaaa” 
*
“Fedakâr-
Çocuk gelinler gündemde şu sıralar. Bu öyküde, “12 yaşındaki karısı, oyuncak tencere takımını da getirmiştir koca evine. Odanın kapısında durup karısını  evcilik oynarken gören adam şöyle düşünür: “Evliliğin evcilik olmadığını nasıl öğretmeli  bu çocuğa?” der.
-Bu minval üzere, kitap yazan, tv kanallarında bunu özendiren Hoca tayfasına, hatta Meclis’te savunan vekillere adıyorum bu öyküyü.
*
Kekeme (ler)-
Facebook’ta, gazetelerde okudum: “Evlilik ve Aile” kitabı dağıtmış Kütahya, Pamukkale belediyeleri. Bu kitapta şu uyarı varmış: Eğer, sevişenler konuşursa çocukları kekeme olurlarmış.
-Asıl kekeme kendileri miydi acaba? Öyle olsa memlekette, 50 milyon kekeme olmaz mıydı?
Feyza Hanım bu öyküsünde bir  kızın, beyaz çarşaf giyip, komşusu Zekeriya amcasını korkuttuğu için kekeme olduğunu anlatıyordu. Bu yobaz tayfasını kınıyorum, ayıplıyorum.
*
Baston-
Rahmetli Demirtaş Ceyhun, Devrek Baston Festivali’nde, Devrek’te şöyle demişti: “Bu bastonla, demokrasi düşmanlarının belini, kafasını kırın…”
Kitabın sonuncu sayfasında “baston” adlı bir anekdot var: “Eskiden baston kullanmazdım” diyor yaşlı kadın. “Eşim vardı kolumda. Eşimi kaybettikten sonra… Mecburen. Bastonuna sarılıyor. Çağrışım varsılı bir araç ve sözcüktür bastonumuz.