Mahalli idareler seçimi yaklaştıkça, gerginlik artmakta, hoş görü yok olmakta. Halkın birbirine olan sevgi ve saygısı azalmakta. Nefret, öfke ve huzursuzluk zirve yaptı nerdeyse. Olaysız ne miting, ne yürüyüş ne de toplantılar görebilmekteyiz. Televizyondaki tartışmalara bile küfür hakim. Bu olumsuzlukların yok olması gerekirken bir önceki seçim ortamını aratır oldular. Herkes herkesi hainlikle, yolsuzlukla, rüşvetle hatta hırsızlıkla suçlar hale geldi. Anlayacağınız Türkiye’de görünen tablo hiç iç açıcı değil…

Neyse ki, şehrimizde bu olumsuz görüntülere pek rastlamıyoruz. Gösteriler, yürüyüşler ve mitingler olaysız ve demokrasi olgunluğunun hâkim olduğu bir havada geçmekte. Bu etkinlikleri düzenleyenlerle, emniyeti sağlayan devlet görevlileri arasında uyumluluk bu huzuru sağlamaktadır. Ne bir gaz, ne de su sıkılmakta halkın üstüne… Herkes üstüne düşen görevi aklıselim biçimde yerine getiriyor. Karşılıklı anlayış ve güvenin sonucuydu bu güzel tablo. Kimse kimseye düşman gözüyle bakmıyordu. Demek ki, Demokrasi kültürünü hem kamu görevlileri hem de halk iyice özümlemişti. Bunu sağlayan herkese kocaman teşekkür de bizim görevimiz. Valimize, emniyet müdürümüze ve Zonguldak halkına… Ufak tefek olaylar ise nazarlığımız olsun.

Bu hava içinde, benim seçilecek olan Belediye başkanlarına seslenişim olacak. Tıpkı beş yıl evvel yaptığım gibi:

·        Koltuğa oturduğunuz andan itibaren artık siz kamuya hizmet eden bir görevlisiniz. Yakanızdaki, gönlünüzdeki parti rozetinizi bir kenara bırakacaksınız! Ortada hizmete aç bir Zonguldak şehri var. Gösterişten uzak, önceliğe göre sıralanmış sorunları, samimi bir şekilde çözmek için, onun hizmetkârı olacaksınız!

·        Oy veren-vermeyen ayrımı yapmadan cadde, cadde, sokak, sokak ve mahalle, mahalle çalışıp beklentilere cevap vereceksiniz! Kininizi, hırsınızı ve inadınızı bir kenara bırakarak…

·        Seçim zamanlarında dağıttığınız bildirilerde sayfa, sayfa anlattığınız, gösterdiğiniz projeleri hayata geçirmek için uğraş vereceksiniz! Nasıl olsa unutulur düşüncesine kapılmadan adımlarınızı atacaksınız! Yoksa size duyulan güveni ortadan kaldırırsınız…

·        Hizmetin, yalnızca yol, su, inşaat ve kanalizasyondan ibaret olmadığını; bugünlerde yokluğunu çokça hissettiğimiz sosyal-kültürel projeleri bir an evvel gerçekleştirme yönünde harekete geçmelisiniz! Eksikliği herkesçe bilinen Belediye Kültür Sarayını bir an evvel projelendirip inşaatına başlayın!

·        Başta, büyüyüp gelişmesi ile örnek teşkil eden Bülent Ecevit Üniversitesi olmak üzere, TTK’den ve diğer kamu kurumlarından yararlanma yoluna gidin! Özel teşebbüslerle ilişkilerinizi güçlü tutun! Üniversitenin biliminden, donanımından ve de projelerinden yararlanmak yapacağınız işlerin kalitesini artırır, ömrünü uzatır. Vizyonunuz güçlenir, kent bilinci oluşumuna büyük katkı sağlar.

·        Yapacağınız hizmetlere halkı ve muhtarları mutlaka dahil edin! Katılımın artması sorumluğun paylaşımı demektir. Ve tabi ki yaptığın hizmetin korunmasıdır aynı zamanda. Yapmak kadar yapılana sahip çıkıp korumakta önemlidir.

·        Çevreye ve yaşanılan yeşil doğamıza önem verin! Mümkün olduğu kadar yeşil alanları çoğaltın! Onları yok edip soğuk betonarme binaları dikmek insanlık suçu olduğu kadar da günahtır.

·        Yapacağınız ihalelerde olabildiğince şeffaf olun! Firma davetleriniz sınırlı değil, işi yapabilecek ehildeki tüm şirketleri kapsasın! Halkı bilgilendirin ki, dedikodu ve suçlamalarla karşı karşıya kalmayın! Denetime her zaman açık olun, korkmayın! Halkın alın terinin heba edilmesine göz yummayın!

·        Yapacağınız hizmetlerde kaliteye önem verin! Öncelikli hizmetleri ötelemeyin! Seçimden seçime yapılan işler, alelacele olduğundan, proje-planlar rafa kaldırıldığından kaliteden uzaklaşır. Yoksa on beş gün içinde bozulan asfaltlar, bir ayda sökülen yaya kaldırımları, kırk günde patlayan su boruları ile şehrimizi ve halkımızı sıkıntıya sokarsınız. Ayrıntılara önem verin! Unutmayın ki, kalite ayrıntıda saklıdır…

·        Hizmetlerinizde, çalışmalarınızda, öncelikle engellileri, çocukları ve yaşlıları unutmayın! Yolunuzu, araçlarınızı, parklarınızı ve yaya kaldırımlarını bu kişileri düşünerek  düzenleyin projelendirin! Çocuk olduğunuzu, yaşlı olacağınızı ve de engelli duruma düşebileceğinizi sakın aklınızdan çıkarmayın! Bunlara yapacağınız hizmetleri “yeter ki görev yerine gelsin” diye değil, hissederek, yaşayarak gerçekleştirin!

Bu seslenişim size sayın başkan adayları. İçten ve samimi olarak gönlümden geçenleri sıraladım. Gerisi size kalmış. Hepinize başarılar… Sevgi ve saygılarımla.

Önemli not: Zonguldak Sağlık İl Müdürlüğü engelli rampasını bina girişine değil de arka tarafa yapmış olduğunu bizzat görerek tespit ettim. Ancak engelli birinin bunu görmesi için yön levhaları yok. Ve rampanın önünde araçlar park etmekte. Buradan binaya giriş kapısı da kapalı. Umarım bu uyarılarımı dikkate alırlar… Engellilere bir zorlukta biz çıkarmayalım lütfen!