Yerel seçim öncesi “Zonguldak’ta CHP’ye oy vermek, zaman kaybıdır’ . AKP’ye oy vermek ise ‘Zonguldak’a zaman kaybının ötesinde zarar verir” diye yazıyordum.

Kimse AKP’nin adayını aramıyor. CHP’ye oy verenler ise pişmanlıklarını her vesile dile getiriyor.

Kendi başkan adayına oy vermeyen, eski Belediye Meclis üyelerinin ekarte edilmesiyle umutlanan sol seçmen, seçim sonrası Zonguldak Belediyesinde sistemin değişmediğini görünce şoke oldu. Bu şok ardından, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de darbe yedi.

Belediye de ki Yerleşik Yapı yine etkili. O kadar etkili ki, seçimle gelen Başkan Yardımcısı’na bir makam odası verilmesini engelledi.

Meclis üyelerini tamamen değiştiren parti örgütü, Üçüncü ve Altıncı kattaki yerleşik yapıya dokunamadı bile.

Yetkileri alınan Başkan yardımcıları ve danışmanların yerine atama yapılamadı.

 -‘Bir işe yaramadıklarını göstermek için yerlerine atama yapmıyoruz(?)’ deniyor.

Belediyelerde seçimi kazanmak her şey değil. Seçim atmosferinde, aday ve rakiplerle orantılı bir gelişmedir seçimi kazanmak. Aktörler kadar, faktörler de öne çıkar.

Mesele, Belediye seçimini kazandıktan sonra, umutların gerçekleştirilmesidir.

Umutlar… Vaat edilenler ile vatandaşın beklentileridir.

Bir belediyenin başarılı olması için evvelemirde gerekli olan, mali yapısının düzgün olmasıdır. İkinci plân da İrade gelir.

Seçmen iradesinin galebe çalıp, işbaşına getirdiği gibi, yönetici iradesinin öne çıkıp umuda yolculuğu başlatması...

Bu açıdan Zonguldak Belediyesi varlık içinde yokluk çekiyor.

Para, kaynak var. Cep’te değil defter de. Ancak; Nakit’e çevirecek irade yok.

Piyasa da 10 milyon üzerinde alacak var. Vatandaş küser korkusuyla, emrivaki yapılamıyor. Gazipaşa da kaldırım işgâli yapan esnaf’a dokunamayış gibi.

Hal bu ki, 100 tane esnafı yasalara uydururken, binlerce insanın gönlünü alacaksın.

Alacağı nakit’e çeviremediğin vakit, işçi elektrik ve Müteahhit borçlarını ödeyemiyorsun.

Efendim; ‘60 yüksek maaşlı işçiyi emekli edersek, biraz düze çıkarız’ deniyor.

Her bir emekli işçi, yan dallarıyla birlikte ortalama 150 bin lira tazminat demek.

Çarp 60 ile. 9 milyon lira civarında para eder. Nasıl ödeyeceksin?

- Kredi çekeriz.

Krediyi nasıl ödeyeceksin?

Sen, bir dünya başkan yardımcısı ve danışman’ın yetkilerini verdiğin, seçimle gelmiş Başkan Yardımcısına bir oda tahsis edemedin. Yetkilerini aldıklarına oda boşalttıramadın, atıl vaziyette oturuyor, maaşlarını alıyorlar (!)

- Efendim, yetkilerini aldıklarımızın bir işe yaramadıklarını göstermek için boş oturtuyoruz onları…

Bu cevap, doğru değil. İrade zayıflığının göstergesidir.

Giderek disiplinsizliği, personelin ayrışmasını, riyasete karşı serzenişi getirir. Serzenişi geçer, sinkaf’lı çözüm arayışları artar. Disiplin yok olur, birey olarak ta, riyaset olarak ta sinek ikili olursun.

İçerde disiplin olmayınca; Zabıta, Belediye karşısındaki manav’ın kaldırım işgaline nasıl son verir? Sokak, cadde işgalleri hak getire!

İrade eksikliği değil, yokluğu.

İmâr disiplinsizliği… Rezalet safhasında. Üst yoldan kot al, dört kat fazla yap.150 daireli apartmanda yangın merdiveninden kurtul. Terası lokanta ve mescit’e çevir. Proje hak getire!

Binayı dik, sonra yol, kanalizasyon, istinat ve çevre düzenlemesine bak!

Binaya başlarken ön çalışma ruhsatıyla bu işler denetlense olmaz mı?

Bu gün Zonguldak’ta yüzlerce imara aykırı (kaçak)olduğu için iskân ruhsatsız bina var. Bunların sebebi, şaibeli denetimlerdir. Bu ‘İskân Ruhsatı olmayan’ yapıların vebalini, yalnızca ‘zabıta’ ya da ‘İmar Müdürü’ne yaftalamak olur mu?

Riyaset makamının camından bakınca, en az yirmi tane kaçak kat sayma mümkün iken, Belediye Başkanı bu işin içinde yok sayılabilir mi?

Bu manzara içinde vatandaşa ‘şehrin sakini değil, sahibi ol’ demek, ne kadar ciddiyet taşır?

Bütün bunlar, görev ve yetkiler ortada iken, irade zayıflığından kaynaklanan şaibeli işler.

Doğalgaz boru döşeme işi disiplinsizliği... Rivayet odur ki, gaz şirketi, açtığı çukurların üzerini beton ya da asfaltla kapatmak için, bir düzen kurmak istemiş.

Ancak, Zonguldak Belediyesi Parayı bana ver, ben kapatırım (!) demiş. Birçok mahallede toz- çamur diz boyu.

Kozlu kavşağında havuz üzerindeki ‘dönmeyen dünya’nın mucidi Belediye; Gaz şirketinin başında durup, işin hızlı olmasını sağlamak varken, neden ‘ben kapatırım’ dedi ki?

Gaz şirketi ile Belediye arasındaki ‘çukur kapatma/ ma’ sözleşmesinin açıklanmayışı da bir irade eksikliğidir.

SONUÇ;

Zonguldak Belediyesi, siyasette başarılı olmak için gerekli olan para ve irade’ye sahip. Ancak; Kısır çekişmeler yüzünden uygulamaya koyamıyor.

Bünye de ki herkes, Siyasi - ticari dereden bir kütük kapmak hevesinde.

Başkan izine çıkınca, yerine kim bakacak?

Beklentisi olanların, basında ahkâm kes(tir)meleri bile ilginç değil mi?

Bu bile irade zayıflığının basit bir göstergesi.