Afrika Ülkeleri… Ekonomik olarak, geri kalmış Ülkelerden sayılır… Biz ise kalkınmakta olan Ülkeler arasındayız… Hat ta, G 20 (Ekonomisi güçlü 20 Ülke) toplantılarına ev sahipliği bile yapıyoruz…
Lâfa geldi mi, hiçbir Afrika Ülkesi ile kendimizi: Hak ve Özgürlükler, Eğitim, Sağlık, konularında kıyaslamayız değil mi?
Afrika’da ilk Eşek Mezbahası’ haberini okuyunca ‘Zonguldakta mezbaha’ konusuna bir göz atmak istedim.
Çin’in et ihtiyacına cevap vermek için, Kenya da Eşek Mezbaha’sı açılmış.
Ancak: Tüccar da Rantiyeci, denetimde ‘Boşverci Bürokrat’ kafası birleşince, aynen ‘bizim burası’ gibi bir durum ortaya çıkmış.
Kenya kesimhane yetkilisi ; ‘Eşek kesimi yasal… Ancak; bazı ahlâksız tüccarlar, kesim işini çalılıklarda yapıyor.’ demiş.
Gördüm ki, Afrika’daki mezbaha yetkilisi ile Zonguldak’taki mezbaha yetkilisinin şikâyetleri hemen hemen aynı.
Ben anlatayım da; siz duruma göre ‘ıhhh’ ya da ‘yuuh’ deyin.
Zonguldak Belediyesi’nin, 60 bin lira aylık giderden kurtulmak için, 2011 yılında işletmesini Özel Sektöre verdiği mezbahası Viktor Hugo’nun değil, bizim ‘Sefiller’i oynuyor.
Belediye, bazı fiziki ihtiyaçlarını (Arıtma tesisi) yerine getirmediği için, ‘geçici ruhsat’ ile çalışan mezbaha, ‘Afrika usulü’ çalışmaya mahkûm edildiği için; kira, vergi- sigorta, personel giderleri başta olmak üzere, aylık 20 bin lirayı kazanamıyor.
Arıtması yok ancak; arada bir vidanjörle boşaltılan kan göledi yapılmış. Belediye vidanjör göndermediğinde, dere kırmızıya boyanabiliyor arada bir.
Belediye, binanın fiziki yapısı ile hayvan taşıma tavan rayları ve birkaç makine eksiğini tamamladığında, mezbaha geçici ruhsat’tan kurtulacak.
Zonguldak’ta resmi rakibi olmayan bu mezbaha’nın rakipleri ise Afrika usulü ‘çalı diplerindesağlıksız ve kaçak hayvan kesenler
Mezbaha, halkın sağlıklı et yemesi için, kontrollü et kesiminin yapıldığı yerdir.
Merkez, Ereğli, Çaycuma ve Bakacak kadı olmak üzere Zonguldak’ta beş mezbaha var.
Merkez İlçe’nin aylık et ihtiyacı 300 ton civarında. Bu 700- 800 büyükbaş hayvana tekâmül eder. Bu rakamlar kış ayları için geçerli. Yaz aylarında ihtiyaç daha da artar.
Zonguldak’ın et ihtiyacının 50 ton’u (150-200 takım-Büyükbaş)dışarıdan gelir.
Sıkıntılardan biri bu... Dışarıdan gelen etler kontrolsüz.
Yasal ya da Sağlıklı olduğu konusun da şüphe çok. Gelen etlerin çoğu faturasız
Denetimden kurtulma yolları basit. Et teslimatı, mesai saati dışında ve cumartesi- pazar günleri yapılıyor. Bu denetimsizlik, haksız rekabet ve vergi kaçağına neden oluyor.  
Bu konuda birinci derecede yetkili kurum ise İl Tarım Müdürlüğü ile Belediye.
Nüfusuna göre: Zonguldak mezbahasında da aylık, en az 500- 600 kesim yapılması gerekirken, üç aylık (Şubat- Mart - Nisan)kesim toplamı: 350 olarak karşımıza çıkıyor.
Nizami denetim yapan ve Zonguldak nüfusunun yarısına tekâmül eden Bartın; aylık 500 kesim yapıyor.
Kaçak et’in merkezi olarak Beycuma gösteriliyor. Çatalağzı, Muslu, Karaman, Elvanpazarcık, Kozlu/ Ilıksu diğer kaçak kesim merkezleri arasında.
Kaçak et organizesini ise Zonguldak’ta beş tüccarının yaptığını tüm Kasap Esnafı biliyor.
Et kesiminin mezbaha dışında yapılmasına üç neden gösteriliyor.
1- Kesilen büyükbaş hayvan başına, mezbaha’da 120 lira (kesim, KDV: %18, nakliye, hamaliye) alınması.
2- Hastalıklı hayvanların kesilip, piyasaya sürülmesi… Mezbaha da kesilen hayvan veteriner kontrolünden geçer. Hasta hayvan imha olur. İmha edilen küpeli hayvanın ceremesini devlet çeker.
3-Vergi kaçırmak. Kaçak kesimde giriş- çıkış yok. Mezbaha da kesilen hayvan, faturalandırılıp kasap’a teslim edilir.
Kaçak et’in tüketildiği alanlar ise genelde lokanta ve kebapçılar ile kamu kurumları. Kamu kurumlarına Hijyenik (sağlığa uygun)olmayan, torbalarla taşınan etler, personele satılır.
Maalesef: Et ürünü alan vatandaş, duyarlı davranıp kasap’a ‘kesim belgesi’ sormaz ki, dairede - sokakta satın aldığı et’in hastalıklı olup- olmadığını bilsin!
Zonguldak’ta kaçak et kesilmesinin kanıtlarından biri de ‘deri ticareti’.
Resmi olarak kesilen mal’ın en az beş katı deri, Zonguldak dışına, Gerede ve İstanbul’a gider. Dericiler, bir deri ağırlığının 30 kilo ve kilosunun 4-5 liradan alıcı bulduğunu belirtiyor.
Zonguldak /Çaydamar da bulunan deri deposundan, aylık olarak dışarıya en az 20 - 25 ton gittiği belirtiliyor. Denetimsiz deri çıkışı da, vergisiz kazanç olarak ortada kalıyor.
Kırmızı et’te, Coğrafi şartlar gereği, Zonguldak fakir bölge. Ancak, tüketim oranı toplam da iyi…
Et; daha ziyade baharatla zenginleştirilir. Hatta: Adana Kebap ve lahmacun da olduğu gibi üzerine sos dökülüp, damak zevki yaratılır.
Kişi’nin et’i keyfine göre tüketmesi onun sorunu. İster mangal da; isterse su da kemikli…
Ancak: İnsanların sağlıklı ve yasal prosedür kapsamında, et tüketmesini sağlamak Devlet’in yetkisinde.
Afrika Usulü çalılıklarda et kesip, faturalandırmadan dağıtım yapmakta yasak, göz yummakta…
Kulakları çınlasın, Tarım eski İl Müdürü dostum Yusuf Akın ‘Ha sınırdan düşman girmiş ha gümrükten virüs’ diyerek, görev ve yetkisinin ulviyetini - kutsiyetini belirtmişti…
Bu gün görüyoruz ki, sokaklarda beş santimlik trol balıkları: Hükümet Önü, İşçi Anıtı ve Belediye Sarayı kapısında; egzoz gazları, balata tozları ve pislik içinde sattırılıyor.
Yasalara uygun yapılmayan Kozlu Limanı içindeki çekeklerin porno ve bonzai merkezi haline gelmesine göz yumuluyor. Gıda Kodeksi’ne göre yasak olan dökme ve etiketsiz bal satımına adım başı rastlanıyor. Say sayabildiğin kadar…
Düşman, sadece sınırdan giren asker, gümrükten geçen virüs mü?
Sağlıksız et kesen, vergisiz kazanç elde edenlerin kontrolü, devletin görev ve yetki alanında değil mi acaba?
SONUÇ:
Elbette, Afrika Ülkelerinden birçok konuda fersah fersah ilerideyiz…
Ancak, ticari ahlâk ve denetim anlayışında benzerliklerimiz çakışıyor.
Bu gün ticari ve siyasi getirim için görmezden gelinen sağlıksız - kaçak kesim; sütü için (Ana sütüne eş, birçok hastalığa ilaç ve litresi 100 lira) beslenmeye başlanan Eşeklerin, eti için kesilmeye başlanmasına neden olacaktır(!)
Kim bilir? Bu gün mezbaha’ya girmeden çalı diplerinde kesilen hayvanların kaç tanesi at- eşektir?
Olayın Envanteri (dökümü), matematik olarak yukarıda…
Karar sizin.