1982 yılından beri Bolu şehir merkezinde yaşıyorum. Son 40 yılda 81 vilayetin yüzde 90’ını yeterli seviyede gördüm. Son 1 yılda da 20 kadar şehri, 40 kadar ilçeyi görme imkanım oldu. 
Bolu ilinin şehir merkezini de son 3 ayda bisiklet ile sokak sokak, cadde cadde dolaştım.  
2000’li yıllardan beri, yani son 23 yıldır belediye başkanlığı yapan kişiler halkın kaynaklarının yüzde 90’ını gösterişe, süse, abartılı işlere harcadılar diyebilirim. 
Sade bir vatandaşım. 34 yıldır öğretmenlik yapıyorum. Belediyecilikten, imardan, şehir planlamasından pek anlamam.  
Elektrik, elektronik, bilgisayar ile ilgiliyim. Ancak bir şehrin estetik olup olmadığını, israfın boyutlarını biraz analiz edebilirim.  
Elektrikçi olduğum için bir ilçeye ya da ile gittiğim zaman sokaklardaki aydınlatma lambalarına, ışıltılı afişlere, neon ışıklarına, projektörlere bakarım. Bu sanırım mesleki algı ile ilgili bir durum.  
Son 1 yılda gördüğüm 20 şehir içinde en görgüsüz, en lüks, en abartılı, en sakil, en itici aydınlatmaların Bolu ilinde olduğunu söyleyebilirim. 


“Arap yağı bol bulunca orasına burasına sürermiş.” Geçen hafta Sümer Mahallesindeki ana caddeye yapılan abartılı aydınlatmaları, yürüyen ışık devrelerini pahalı güç ledleri ile yapılan gereksiz aydınlatmaları kabaca hesapladım. Buralara harcanan paralarla çok rahat bir fabrika, bir okul, bir kütüphane yapılabilir. 
Belediyenin abartılı led aydınlatma, ışıltılı süslemeler noktasında haddi aştığını söyleyebilirim.  Bolu Belediyesinin Meclisinde hiç makul, tutumlu, akıllı, aydın fikirli, mekan estetiğinden haberli insan yok mu?  
Belediyenin çok pahalı animasyonlu aydınlatmalarına dur diyecek bir yiğit, güçlü bir medya yok mu? Yerel medya bu konuları neden haberleştirmez?  
Çok kızanlar olabilir ama bu kadar abartılı aydınlatma ve ışıltılı led animasyonlu işler daha çok bazı erkeklerin ilgi duyduğu mekanlara özgüdür. Uzakdoğu’da yer alan, sadece abidik gubidik sektörlerle geçimini sağlayan ülkelerin şehirlerine benzeyerek ne kazanacağız? 
“Başka işin yok mu? Sana ne?” diyenler olabilir. Onlara şunu ileteyim: Evde 2 kişi yaşıyoruz. Haftanın 4 günü de Ankara’da oluyorum. Evime gelen su faturası Ankara’da ödediğim su bedelinin neredeyse 3 katıdır. Yani benden alınan hukuksuz su paraları ledli aydınlatma yapan “işbilir” firmaların cebine gidiyor. 
Bu işe mutlaka dur denilmelidir. Belediyedeki yöneticiler üşenmesin. 1 gün için Ankara’ya gitsinler. Yaptıkları israfın boyutlarını 1 – 2 saatte anlarlar.  
Bolu’nun sanayi sitesinde; sokaklarda kullanılan anormal pahalı, eğri büğrü aydınlatma direklerini 3’te 1 fiyata üretebilecek firmalarımız da vardır. 
Bu şehre yazık etmeyin…