Zonguldak değerleri denilince klişe olmuşlar dışında kıyıda kenarda kalmış ancak hayatın içinde sürekli olan, her Zonguldaklının göz aşinası olduğu istif edilmiş bir başka değeri var. Zonguldak’ı Zonguldak yapan kömürünün yanında, olmazsa olmazı “Maden direği…”

Maden direği; madenin ve madencinin olduğu yerde hayatın tam ortasında olan bir değerimiz aslında. Yeraltında kullanım şekilleri dışında yer üstünde de faydasını ve yaşama etkisini görmekteyiz. 1957 yılında yeni liman inşaatının batı mendireğine inşa edilen yanaşma iskelesi ve yük vinci ismini de maden direğinden alması ile “Direk Rıhtımı…” olarak kalmıştır. Limandan önce bu işlem açık denize demirleyen gemilerden denize atılarak, suda yüzdürülerek kıyıya sürüklenip, yarı beline kadar suya girmiş işçilerin kas kuvvetiyle karaya istif ettiği direk harmanlarından oluşuyordu. Eskiye ait bu uygulama kent kültürünün bir fotoğrafı olarak hafızalara kazınmıştır.
Madencinin kömür damarını sürmede ve çalışma ortamının güvenliğini sağlamada, domuz damı, kama ve diğer isimlendirmelerinin baş aktörü yine maden direğidir…

Maden işçisi direksiz çalışamaz, işçi ile öyle bir uyum sağlamıştır ki, yer üstünde bile maden işçisi görürseniz omzunda maden direği taşırken görürseniz şaşırmazsınız. 
Zonguldak’ın büyük yaşadığı sel felaketlerinin baş aktörü nasıl maden direkleri olmuşsa, büyük depremlerde halkın yardımına koşan Zonguldak maden işçisinin kurtarma çalışmalarında ustalıkla kullandığı ve ulusal basına haber olmuş kurtarma şeklinin yine baş aktörü maden direkleri olmuştur.

Maden işçisi alımlarında sözlü sınavının baş aktörü yine maden direğidir. Denge noktasından tek hamleyle kavrayıp omzunda taşıyabilen bir aday yeraltına işe girmenin sınavını nasıl veriyorsa. Madencilerden kurulmuş bir koronun sahne dekorunun ana objesi de yine maden direğinden hasıl edilmiş simgesi olmuştur. Madencinin feneri sönmeyeceği sloganı gibi, Zonguldak’ın dik duruşunun simgesi de maden direğidir.

Alıntı: Yüksel Yıldırım
Zonguldak Nostalji