Türkiye Gazeteciler Sendikası(TGS) ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti(TGC) eski Genel Başkanlarından, Posta Gazetesi Yazarı Nail Güreli, Zonguldak’a gelerek Karaelmas Gazeteciler Derneği’nin(KGD) konuğu oldu. Zonguldak’taki basın mensuplarıyla sohbet eden Güreli, mesleki deneyimlerini ve anılarını paylaştı.

Güreli, gazetecilere örneklemelerle nasihatlerde bulunarak “Ağabeycim gazeteciliği yapmayın. Haber kaynağıyla belli bir mesafede olacaksınız. Yüz göz olduğunuz zaman onun istediği haberleri yayınlayıp da, istemediği haberleri yayınlamamaya kalktığınız zaman, başka bir şeyi sormaya gittiğinizde size bilgi vermez” dedi.

“GÖZLEM GÜCÜ ÇOK ÖNEMLİ, GENİŞ AÇI GÖRECEKSİNİZ”

“Gazetecilik zamanla yarışan bir meslek, zamana riayet etmek çok önemli, çok titiz çalışmak gerekiyor, ayrıntılar ve gözlem gücü çok önemli…Karşılıklı yapılan söyleşiler röportaj değildir. Röportajda betimleme önemli, görüntü vereceksiniz, mekanı anlatacaksınız. Muhatabınızın mimiklerini, jestlerini, lisanında takıntılar varsa, mekanın sıcaklığını, soğukluğunu ne var ne yok anlatmak gerekir. Röportaja görsel malzemeyi de katmak gerekir. Söyleşi ve röportajı iyi ayırt etmek gerekir. Gözlem gücüne dikkat etmek gerekiyor, geniş açı göreceksiniz ve de hafızaya kaydedeceksiniz. Bu yetenek değil de fiziki bir kapasiteyle de ilgili, bu yaşta olsa benim aklımda kalmaz. Genç arkadaşlarda bu kapasite doğal olarak var. Ama bu yeteneklerini de geliştirmeleri ve kullanmaları gerekir. Gözlemlediği, röportaj yaptığı konunun ayrıntılarını yazısında yansıtması lazım…Bir de haberi iki kaynaktan kontrol etmek lazım, bu bize Abdi İpekçi’den miras kalan bir ilkedir. Bir haberde birisinin adı geçiyorsa, başka bir kişiyi ya da gurubu aleyhinde eleştiren bir husus varsa mutlaka adı geçen o kişinin yanıtını almanız gerekir. Onu altına yazmanız gerekir. Bunların çok örneğini yaşadık.”

“GAZETECİLERİN GAYRETLERİYLE YEREL YÖNETİMLER TABİRİ CAİZSE HİZAYA GELDİLER”

 “Gazeteciler haklarını yasal çerçeve içinde sonuna kadar kullanması lazım, hele ki idari yönetimlerde, yerel makamlarda ‘Öyledir, peki’ demek, boyun eğmek olmaması gerekir. Ama bunun için de hukuki bakımdan gazetecinin donanımlı olması gerekir. Bu konuda derneklere de görev düşüyor. Derneklerin üyelerine yardımcı olması, donanımlı hale getirmesi de fayda var ki haklarımızı koruyalım. Karşınızdakiyle konuşurken çok iyi dinlemek gerekir. Televizyonlarda çok sık rastlıyorum. Karşısındakilere aynı soruyu sorabiliyor. Sorduğu sorunun cevabını iyi dinlemek gerekir. Hele genç arkadaşlara dinlemelerini özellikle öneriyorum. Anlatılanlardan soru çıkaracaksınız o da önemli, kiminle hangi konuyu konuşmaya gidiyorsanız o konu hakkında bilgi edinmelisiniz. Biraz kitap ve arşiv karıştıracaksınız. Arşiviniz olacak, defteriniz olacak. Haberinizi takip edeceksiniz. Gazetecilikte takipçilik önemli…Yerelde de sorunlar vardır, ama sanırım giderek azaldı. Hem derneklerin, hem cemiyetlerimizin çalışmasıyla TGC’nin gayretleriyle artık yerel yönetimler biraz tabiri caizse hizaya geldiler. Gazeteciliğin sorumluluğuna, gazetecilerin halk adına kamu hizmeti yaptığını idrak eder, anlar hale geldiler. Eskiden bu çok şikayetlere sebep oluyordu.”

“TAMAMEN DİKTA DİYEBİLECEĞİMİZ BİR REJİME DOĞRU GİDİŞ VAR”

“657 sayılı devlet memurları kanunu memurların kendi alanları dışında demeç vermelerini yasaklar. Meteoroloji Müdürü kalkıyor ‘Türkiye NATO’dan çıkmalı’ şeklinde demeç veriyor. Senin alanın meteoroloji, NATO’dan çıkmaya sen ne karışıyorsun. Hava durumunu söyleyeceksen söyle…Bunlar örnek verilerek bu yasa yanlış yorumlanmaya başlandı. Şimdi de kendi alanı dışında demeç veremez kalktı, bilgi veremez oldu. Ben bir kere Hürriyet Gazetesi’nde şahit olmuştum, bu yasa kötü uygulanmaya başladı. Recep Tayyip Erdoğan, Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı döneminde ‘O yasayı düzelteceğiz, gazetecilerin bilgi almasını sağlayacağız’ dedi. Başbakan oldu tam tersine valilere ‘657 sayılı yasayı uygulayın’ diye talimat verdi. Bütün dünyanın bildiği bir şey var, dördüncü güç basın diye niye demişler. Onları halk adına denetlemekle yükümlülük aldığı için dördüncü sırada yer almış. Ama bütün dünyada dördüncü gücün ne hale geldiğini görün. Tamamen dikta diyebileceğimiz bir rejime doğru gidiş var. Genelleme baktığımızda da küreselleşme de, bütün sermayenin dünya üzerinde ortak olarak hareket etmesi anlamına geliyor. Giderek bir sömürü aracı olarak kullanılmaya başlandı. Bu sorunu 25-30 yıl önce Fransızlar gündeme getirmişti. “Artık biz basın olarak dördüncü güç görevini yapamıyoruz” şeklinde beyan ettiler.”

SAV; “BİRÇOK KONUDA KENDİSİNİ ÖRNEK ALIYORUZ”

KGD Başkanı Osman Sav “Bilgi paylaşımı toplantılarına başlamıştık. Zonguldak’ta ki tecrübeli gazeteci ağabeylerimizle başlamıştık. Sizi de aramızda görmekten mutluluk duyduk. Nail Bey’in şöyle bir özelliği var. Sadece mesleki anlamda değil, cemiyetçilik, sendikacılık anlamında da duruşu hem Türkiye’de hem de bizde ayrı bir yeri var. Birçok konuda kendisini örnek alıyoruz” dedi.

Başkan Sav’ın “Gazetecilerin asıl sıkıntısı; siyasetçilerle ve bürokratlarla iç içe girebiliyoruz. Son zamanlarda özellikle gazeteciye bakış açısı da çok değişti, kullanılıyor. Biz bunu nasıl engelleriz?” şeklindeki sorusuna Güreli, şu şekilde yanıt verdi;

“HABER KAYNAĞIYLA BELLİ BİR MESAFEDE OLACAKSINIZ”

 “Bu bize düşüyor. Bunun örneklerini gördüm. Haber almak için emniyet müdürünü arıyor; “Abicim bugün ne var ne yok, önemli bir şey var mı” diyor. Ağabeycim gazeteciliği yapmayın. Gazeteci haber kaynağıyla her gün sık temas içinde olması gerekir. Ama bunun bir sınırı vardır. Bunu aştığınız zaman aleyhinize olur. Haber kaynağıyla belli bir mesafede olacaksınız. Yüz göz olduğunuz zaman onun istediği haberleri yayınlayıp da, istemediği haberleri yayınlamamaya kalktığınız zaman, başka bir şeyi sormaya gittiğinizde size bilgi vermez. Sizi ciddiyi almamak sonucunu doğurur. Sadece resmi ilan için gazete çıkaranlar var.”

Deneyimlerini ve anılarını anlatan Güreli’ye Zonguldaklı Yazarlar Ekrem Murat Zaman, Ali Kaya ve İbrahim Tığ kitaplarını hediye ettiler.

(Öznur GÜNEŞ)