Memurlar Lokali işletmecisi Sami Aydın bir basın toplantısı düzenleyerek işletmesi hakkında yazılanlara cevap verdi.

Pusula Gazetesi ve Sahibinin kendisinden sürekli olarak para istediğini ve kendilerine 2 bin lira verdiğini belirten Aydın “İhtiyacım var dedi. İki bin lira verdim. Ama istekleri bitmedi. On bin lira istedi. Benim rüşvet verecek param yok. Gerekirse burayı kendi ellerimle yıkacağım ama Ali Rıza Tığ sana para vermeyeceğim” dedi.

“BEN BURAYI YENİ YAPMADIM, BURASI 17 YILDIR VAR”

“Ben burada17 yıldan beri işletmecilik yapıyorum. Ben buraya geldiğimde basınında yazdığı gibi burası küçük bir yerdi. Burayı Zonguldak’a açtım, Zonguldak’a mal ettim. Bunun içinde büyük fedakarlıklar yaptım, masraf ettim. Zonguldak’taki düğünler çok büyük kısmını biz yapıyoruz. İnsanlar bundan hoşnuttur. Kanunsuz yapılar dendi kaçak yapılar denildi. Bunların hiçbiri doğru değil. Ama önde yaptığımız yerle ilgili bazı çevreler tarafından özellikle bazı yayın organları organları tarafından maksatlı çıkarılan haberler üzerine bu basın toplantısını yapmam arz oldu. Ömrümde hep burası için çalıştım. 17 yıldır burası için mücadele ettim. Bir tek ağaç dikmemiş insanların aleyhimde konuşması doğayı mahvediyor, çirkinleştiriyor diye yazması maalesef beni üzüyor. Biz doğadan bir tane bile ağaç kesmedik bunun üzerine birçok ağaç diktik. Biz bu istinat duvarını yaparken TTK Genel Müdürlüğü’ne yazı yazdık. TTK Genel Müdürlüğü de yazıyı Zonguldak Belediyesi’ne gönderdi. Zonguldak Belediyesi de bu duvarla ilgili yap ya da yapma diye hiçbir cevapla geri dönmedi. İstinat duvarı burayı çok çirkinleştirecek ve bozacaktı. O yüzden altına iki tane kat koyduk. Alt katları kullanmıyoruz ve kullanmayacağız da. Sadece üstünü prefabrik yaptık. İnşaatın bitmesinden sonra babamı kaybettik.

“PUSULA’NIN SİTEMLİ TACİZİ VAR”

“Babamın daha üzüntüsünü yaşamadan belli basın organı tarafından çirkince tacize uğramaya başladım.  Devlete beş kurul borcu olmayan, bütün sigortalarını zamanında yatıran sigorta yatırdığında da iskonto alan ve vergilerini yatıran bir mükellefim. Yanımda 20 tane eleman çalışmakta hepsinin de sigortasını ödemekteyim.  İsmini çekinmeden veriyorum Pusula Gazetesi sanki Zonguldak’ın tek yeri burasıymış gibi tesis hakkında olumsuz haberler yapma, devleti ve kurumları görevlerini yapmama konusunda suçlamaktadır. Devlet daha ne yapsın burası hakkında yıkım kararı aldı ve mahkemeliyiz. Belediyenin, Milli Emlak’ın yaptığı tüm işlemler nasıl oluyor da bu gazeteye ulaşıyor. Akrabam olan Tahsin Erdem ile görüşmem nasıl oluyor da bu gazete de yayınlanıyor. Bu gazetenin başka işi gücü yok mu Sami’den başka? Doğru gazetecilik yapan insanlar önce haber yapıp daha sonra da yapmamak için de para istemek midir? Bu işi dürüst yapan gazetecilere de hakaret olur. Bu gazetenin herkesi kötü, beceriksiz, herke işini yapmıyor, ama kendisi Zonguldak’ın en düzgün adamı. Onun için benim gibi bir adamla sıkılmamak ve haber yapmamak adına elemanını gönderip ya da telefonla arayıp para isteyebiliyor. Şimdi ben soruyorum. O bu cesareti nereden buluyor?”

“ALİ RIZA TIĞ’I HERKES TANIYOR, BENDE GÖRÜNTÜLERİ VAR”

“Ali Rıza Tığ’ı da herkes tanıyor. Sami Aydın’ı da herkes tanıyor. Ben bugün kendisini arayarak basın toplantısı yapacağımızı söyledim. ‘Sami abi bizim görüntülerimizi yayınlayacak mısın?’ Benim tesisim 20 tane kamera tarafından takip ediliyor. Odam da dahil her şey takip ediliyor. Nedeni, bu tesiste bir cihazın değeri 20 bin tl. Tabii bunlar denetlenirken odam da her olan biten denetleniyor. Bugün yazdığı internet sayfasındaki yazılarının hepsi yalan. Namusun şerefim üzerine söylüyorum yalan. Hiçbir görüntüyü kimse ile paylaşmış değilim. Torunum üstüne söylüyorum yalan. Ben karakterli bir insanım. Karakter insana sonradan hasıl olmaz, doğuştan olur. Benim yanımda bir eleman düştü omzunu kırdı diye ben 4 yıldır sigortasını ödüyorum ve yanımda çalışmıyor.  Burada isim vermiş Orhan Yücel, Kasın Ayçek, Gürbüz Kanber inşaatın yapım aşamasında ofisinde yaptığı tüm görüşmeleri kaydeden Aydın’ın bu görüntüleri tüm kamu görevlisine izlettiği ‘burayı kimse yıkamaz. Bu binanın altında çok kişi kalır dediği ifade ediliyor’ Yalan.

“ALİ RIZA EFENDİ 10 BİN TL İSTERKEN GÖRÜNTÜLERİ VAR”

Ali Rıza efendi senin Zonguldak’ta kim olduğunu herkes biliyor.  Senin yargıda rüşvet istemekten mahkemen var. Zonguldak’ın bütün özel insanlarına, milletvekillerine, valisine, genel müdürüne pislik atıyorsun. Sen bu cesareti nereden buluyorsun? Sen kimsin.Sana söylüyorum. Tabii bende görüntüler var bende 10 bin tl isterken de görüntülerin var. İki bin TL vermek istediğim zamanda kız diyor ki ‘Ben bu parayı alamam.’ Neden alamazsın ‘Ali Rıza istemez bu parayı’. Ondan sonra beni taciz etmeye başlıyorsun. O kayıtların da var. 3 bin lira istiyorsun ondan sonra 1500 lira düşüyorsun. Senin karakterini herkes biliyor Ali Rıza Efendi. Beni biliyor. Bunu izlettiğim nasıl bir arkadaşım ki beni sana sızdırıyor. Benim senin gibi karaktersiz arkadaşlarım yok. Benim arkadaşlarımın hepsi karakterlidir. Burası bugün yapılmadı Ali Rıza Efendi 17 yıl önceden beri ben buradayım.

“ATİLLA ÖKSÜZ’ÜN DÜĞÜNÜ YAPILIRKEN KAÇAK DEĞİLDİ”

“Atilla Öksüz’ün düğünü burada yapılırken buranın ruhsatı vardı. Şimdi mi ruhsatı yok. 17 yıldır buranın ruhsatı varken şimdi mi yok buranın ruhsatı. Benim mekanımım mühürlemediler. İnşaatı mühürlediler. Orası da aşağısı. Ne yapmışım mekanımda esrar mı satmışım. Ben düzgün bir vatandaşım. Ben Cuma, cumartesi, Pazar 25 bin liralık fatura kesmişim. Vergim, faturam hepsi kayıt altında. Yemek faturası benden istiyorsun, ‘Ağabey vergiden düşeceğim’ diye. Böyle bir adamsın sen.

ALİ RIZA TIĞ ARTIK MASKEN DÜŞTÜ”

“Burası benim ekmek teknem. Burayı çalıştırıyorum ama sigara içki içmem. Hem inancım gereği içmem hem de içmem içmiyorum. Ben bu arkadaşlara karşı yasal hakkımı kullanmam lazım. Bu arkadaşların elinde gazetesi var. Benim gazetem yok. Ben de bu yasal haklarımı kullanacağım. Hem beni haber yapıyorsun para alıyorsun. Hem de haber yapmamak için para istiyorsun. Dürüst gazetecilik bu mu? Artık senin masken düştü seni Zonguldak tanıyor.  Ne zaman senin gazetende benim ilgili yazı çıksa vatandaş şunu diyor, ‘Ağabey Ali Rıza senden ne kadar para istedi.’ Ali Rıza sana para vermiyorum. Burası yıkılsın kendim yıkmazsam şerefsizim. Zaten yıkım kararı var sana para vermiyorum vermeyeceğim de.

“ÇOCUKLARININ YÜZÜNE NASIL BAKIYORSUN”

Şunu da çok merak ediyorum. Samimiyetle söylüyorum. Böyle bir rüşvet alan, isteyen adam yargıda rüşvetle ilgili mahkemesi olan adam nasıl oluyor da çocuklarının yüzüne, çalışanlarının yüzüne bakıyor. Ben bir ev aldım eşim dedi ki ‘Parayı nereden buldun da aldın’ sordu bana bende bankadan krediyle aldım. Eşim biliyor o evi alamayacağımı, bende para olmadığını biliyor. Sen nasıl bakıyorsun çocuğunun yüzüne, bide yanında çalıştırdığı elemana gebe kalıyorsun ‘rüşvet aldı’ diye. Önce insan kendine bakmalı, kendisi hakkında ne düşünülüyor ona bir bakmalı.

“PUSULA’YA 2 BİN LİRA RÜŞVET VERDİM”

İnternet sayfasında yazdıkları külliyen yalandır. Kendi elemanı buradan para alırken görüntüleri var. 10 bin lira isteyince ben 10 bin lirayı bir arada görmedim dedim. Yeri gelince onlarda gerekli yerlere gidecek. Sen beni tekrar arıyorsun para istiyorsun. Ben düzgün bir esnafım, şantajlara boyun eğmem. Bu tesiste bir insanın bile burnu kanamadı. Burası münhasır bir tesisi. Tığ sende çok yemek yedin burada. Helalı hoş olsun. Gerekli mercilerde hesaplaşacağız. 2 bin tl rüşvet verdim. Nasıl kabul ederseniz edin. Gerekirse ceza alayım. Muhasebe elemanı geldi. 10 bin lira istedi. 2 bin lira verdim. Fakat istekleri bitmedi.

“BURASI TTK’NIN”

Milli Emlak’tan burayı kiralamak için müracat ettim. Burası 1973 yılında Danıştay’ın kararı ile TTK’ya tahsil edilmiş. İstinat duvarı yapılması için belediyeye dilekçe verdim. Bir cevap gelmedi. Buraya 56 bin tl versem sahibi olurum. Buranın önü kurumumuzun yeri bizim mülkiyetimize geçmiş değildir. Sağda solda yazılmış haberlere bakmayın. Ben buraya sabah saat 8’de geliyorum. Akşam saat 12’de çıkıyorum. Babam öldü yanında bir şey götürmedi. Kaçak yapı ise belediye gelir yıkar sana ne oluyor. Pusula gazetesinde Tahsin Erdem Memurlar Lokali yıkılmasın istifa ederim.  Tahsin Erdem ile beraber büyüdük. Aradım kendisini ‘hakkımda şunları söylemişsin’ dedim. O da ‘Ağabey orası için değil herkes için söyledim’ dedi. Mahkeme Tahsin ile oturduk yüz yüze konuştuk ,anlaştık, barıştık. Yani pusula bizi birbirimize kırdırıyor”dedi. Yıldırım Yılmaz -Aykut Kara