Basın bayramı nedeniyle CHP milletvekili Ali İhsan Köktürk bir kutlama mesajı yayınladı ve mesajında şu görüşlerine yer everdi:

24 Temmuz 1908’de, II. Abdulhamit’in yaklaşık 33. yıl süren “Baskıcı” yönetimi sona erdi ve II. Meşrutiyet ilan edildi. “Osmanlı Matbuat Cemiyeti” adıyla örgütlenmiş gazetecilerin büyük bölümü meşrutiyeti sevinçle karşıladılar. Artık, II. Abdülhamit’in gazetelere uyguladığı sansürün karşısına dikilebileceklerdi. 1876’dan kalma sansür kararnamesini uygulatmayacaklardı. O güne kadar uygulanan, sansür memurları yayından önce gazeteleri kontrol edemeyecekti…

Meşrutiyetin ilan edildiği günün gecesinde İkdam gazetesinin sahibi Ahmet Cevdet ile Sabah Gazetesi sahibi Mihran Efendiler, gazete provalarını görmek için gelen sansür memurlarını aynı sözlerle geri çevirdiler: “gazeteler hürdür, sansür yasaktır.”

Cumhuriyetimiz de basın emekçilerini unutmadı. 24 Temmuztarihi, Türk basınından sansürün kaldırılması ve basın bayramı olarak ilan edildi…

Demokrasimizin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan, hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından biri olan, haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracı basındır...

Ne yazık ki, bugün AKP iktidarında basın özgür değildir. Basın üzerinde olağanüstü bir baskı vardır. Abdülhamit dönemi uygulamaları devreye sokulmuştur.

Basının özgür olmadığı, geçen ay gerçekleşen “Gezi parkı Direnişi” sırasında bir kez daha ortaya çıkmıştır.  Öyle ki, hükümeti protesto için sokaklara çıkan milyonlarca insanı yandaş medya ve baskı altındaki medya haber olarak görmemiş ve penguen belgeselleri yayınlayarak bütün olup bitenlere gözlerini ve sayfalarını kapatmışlardır.

Bugün bu sansür, tüm hızıyla devam etmektedir. Kalemi ve gazetecilik namusu nedeniyle pek çok gazeteci tutuklanarak özgürlüğünden yoksun durumdadır. Her gün başbakanın iftar konuşmalarını saatlerce canlı yayınlayan televizyon kanalları, muhalefet liderlerinin konuşmalarını, açıklamalarını, görmezden gelmekte, birkaç saniye yer vererek geçiştirmektedir…

Ancak, halkın bilgi alma özgürlüğünü, ne kadar engellemeye çalışırlarsa çalışsınlar, AKP’nin baskıcı iktidarının sonuna gelinmiştir. Artık, halk kendi medyasını kurarak gerçeklere ulaşmanın yollarını zorlamaktadır.

Bu duygu ve düşüncelerimle;

Her şeye rağmen; halkın bilgi edinme özgürlüğünü yasal sınırlar içinde sonuna kadar sunan, ekonomik ve sosyal sorunları cesaretle irdeleyen, iletişimde köprü görevi görerek sorumluluk duygusuyla hareket eden, kamuoyunu aydınlatmak ve bilgilendirmek için, özveriyle her ortamda ve her koşulda, meslek ilkelerine bağlı olarak görevini yerine getirmeye çalışan basın kuruluşlarımızın ve çalışanlarımızın,“Basın Bayramını” kutluyor,  sevgi ve saygılar sunuyorum.

Başta Değerli Milletvekilimiz, gazeteci yazar Mustafa Balbay olmak üzere, kalemleri nedeniyle özgürlüklerinden yoksun bırakılan tutuklu gazetecilerimizi saygı ve şükranla anıyorum…