“Eskidendi o” diyeceksiniz belki ama…

Ben o kültürle büyüdüm…

Mahalle ağabeyleri vardı bizim çocukluğumuzda…

Hepimiz onun ağzına bakardık…

O ne derse doğruydu…

Raconu o keser, son sözü o söylerdi…

Kimse onun adaletinden şüphe etmezdi…

Mahallenin kızlarının namusu, delikanlıların güvenliği ona emanetti…

Düşkünün, yoksulun, hastası olanın yanındaydılar…

Kısacası kötü gün dostuydu mahalle ağabeyleri…

Biri mi evlenecek, hemen “salma” yapılırdı…

Askere, mahkuma, gurbettekine gerektiğinde el verilir,

Küskünleri barıştırır, mazlumun yanında olurlardı…

Şimdi bunca şeyi niye anlattım…

Dün sabah afyonum patlamadan soluğu ‘Çiko Hasan’ın Vergi Dairesi önündeki örgüt evinde  aldım…

Tam da kepekli-kaşarlı poğaçaları duble çayla boğduğumuz sırada Kozlu sahil yolundaki Moda Cafe’nin yandığı haberini öğrenir öğrenmez yola düştük…

Karşılaştığımız manzara tam bir felaketti…

Aynı zamanda arkadaşımız olan Orhan Güvercin ve Cenk İncedayı varını yoğunu koyup kredi çekerek almıştı Moda Cafe’yi…

Yine Kozlu Belediyesi eski Zabıta Müdürü Savaş Gökdemir’in sahibi olduğu Moda Büfe aynı yangında bir saat içinde kül olup gitti…

Çok değil üç gün önce kahvaltıya gitmiştim Moda Cafe’ye…

Gerçekten de Zonguldak’ta elle sayılacak kadar az mekanlardan biriydi Moda Cafe…

Ekmek teknesi alevler arasında kül olup giderken, yangını donuk bakışlarla izleyen Orhan Güvercin’in yaşadıklarını anlayabilmek için ille de evimizin yanması mı gerekiyordu?

Bir şeyler yapmak lazımdı…

Şimdi niye “mahalle ağabeylerini” anlattığımı anladınız mı?

Bırakın aynı mahalleyi, aynı apartmanda oturanların birbirini tanımadığı bir dönemde fantastik bir yaklaşım gibi gelebilir size ama ben içimizdeki dayanışma duygusunun yeşermesinin tam da sırası diyorum…

Çıksın bir mahalle ağabeyi, herkes karınca kararınca yardım etsin arkadaşlarımıza…

İşin içinde akçeli işler olunca herkese güvenemiyor insan…

Ama toplumda saygınlığı olan bir esnaf, esnaf birlikleri başkanları ya da eski kulağı kesiklerden biri olabilir o kişi…

Üzülmek yetmiyor bazen…

Dün yangın mahalline onlarca insan gelip gitti…

Kimsenin iyi niyetinden şüphemiz yok elbet…

Ama herkes imkanları ölçüsünde yardımcı olsa ne de güzel olurdu değil mi?

Ben kendi adıma 500 lira ile katkı sağlamaya hazırım…

Umarım bu çağrım karşılık bulur da bir yaraya melhem oluruz…

Hayatın tüm acımasızlığına rağmen…

Dünyada iyi insanlar da var!