Garip bir şehirde yaşıyoruz…
MEKTUP hastalığımız milattan önceye dayanır…
Bu şehirde 44 yıllık meslek hayatımda ne çektiysem sahte isimli gerçek isimli şikayet mektuplarından çektim…
Mahkemelere de bugüne kadar bir iki mevzu hariç hiç davacı olmadım…
Hep benden davacı olunmuştur…
Bundan birkaç ay önce bir EGOSU tavan yapan kendisine sorarsanız PİAR yapan muhterem mektup yazmış…
Önce önünü keseyim…
Allah yalvarmasıyla tatile giderken arabayı yol kenarına çekerek ben onu o gece listeye aldırdım…
Hani Zenci muhabbeti vardı ya…
Onun için ben Romanya semalarına uçtum…
Ha o istediği diye imam geçinenlerin sarhoş muhabbetini es geçtim…
Ha halvet olduğunu da gözümüze sokarcasına sahanın ortasında gezdiriyor…
Ben baştan söyleyeyim dedim…
Gelelim mektuba…
Adam çalışmıyor…
Neden çalışmıyor diye sorduğunuz da cevap ne?
Harama uçkur çözmüyor…
İhale takipçiliği yapmıyor…
İhalelerden komisyon almıyor…
Avanta yemiyor…
Avanta karşılığı iş yapmıyor…
Dolandırıcılık yapmıyor…
Sahtekarlık yapmıyor…
İçki içmiyor….
Kumarda oynamıyor…
Avanta karşılığı adam işe yerleştirmiyor…
Müteahhitlerden avanta lavanta almıyor…
Hırsız, komisyoncu, çalan-çırpan, İŞİNİ İYİ BİLEN MEMURA GÖZ YUMMUYOR…
Şaibeli ÇETELER’e boyun eğmiyor…
Ne yapacağız bu HARAM YEMEYEN ADAMI…
Vallahi bunun için mektup yazmaya gerek yok…
Bari vuralım onu…
Yoksa öbür türlü ÇALIYOR AMA ÇALIŞIYOR diyemeyeceğiz ona…
Mektupçu sen ne istiyorsun biliyor musun:
Sen bu kenti yönetmek…
Senin ona ne aklın… Ne paran… Ne zekan… YETMEZ…
Sen DON LASTİĞİ üret…
Boş ver…
FETÖ kıç yalayıcıları ile bu işler olmaz…
Tarihe notlar var…
Ben yine de dostane uyarıyorum seni…
Çocukların oynadığı zıp zıplar var ya…
İşte ben seni ona benzetiyorum…
Fazla zıplama…
Sonra ters köşe olursun MİLLİ kaleci…