Vali, kaymakam ve rektörlerin makam odalarını ve arabalarını hasbelkader birkaç kez gördüm. Bu üç görevde; lüks, şatafat, israf, fakir halkın vergilerine çökme başka hiçbir meslekte yoktur.

Bu üst göreve gelenlerin yüzde 99’u fakir ailelerden gelen kişilerden oluşur. Yani valilerin, kaymakamların ve rektörlerin çoğu 1-2 odalı yoksul evlerinde doğup büyümüştür. Bunlar, ağızlarında gümüş kaşıkla doğan tipler asla değillerdir. Ancak, 21. yüzyıl Türkiye’sinde görgüsüzce bir şatafat, lüks, nobranlık içinde yaşamaktadırlar…

Bize rahmetli Recep Yazıcıoğlu gibi gerçek valiler gereklidir…

Türkiye’de üretilen otomobiller de gayet iyi makam aracı olabilir. Bunların hiçbir eksiği de yoktur.

Halkımızın yüzde 80’i yoksulluk, gıdasızlık içinde kıvranırken bazı devlet makamlarının Arap şeyhi gibi yaşam sürmesi hukuka, ahlaka, etik değerlere, devlet adabına aykırıdır.

Vali dediğimiz kişinin bir öğretmenden, bir teknisyenden zerre üstünlüğü yoktur. Sıradan 4 yıllık bir fakülteyi bitirenler artık yönetenlerce vali yapılabilmektedir. Son 40 yılda onlarca vasat, liyakatsiz, alt tip vali, kaymakam, rektör koltuklarına oturtulmuştur.

Sonuç olarak şatafat içinde yaşayan memurlara saygımız, hürmetimiz yoktur. Sade yurttaş gibi yaşamak zorundadırlar. Arap ülkeleri gibi zengin değiliz henüz.

Ulu valiler, kaymakamlar ve rektörler lüks içindeki yaşantınıza son veriniz. Japonlar gibi sade olunuz.