Haber Analiz

AKP KÖR-KÜTÜK SARHOŞ!

Her şey CHP'den  siyasete girip AKP'de soluğu alan Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş'ın "yasak elma"yı yemesiyle başladı.

Tatlı bir ısırık için tüm gerçeklerini inkar eden Ali Bektaş, Türk siyasi terminolojisine giren "Fırıldak Kubi"yi aratmayacak bir kıvraklıkla, CHP'de başlayan "politikACI" yolculuğuna DSP, bağımsız, Türkiye Değişim Hareketi ve son olarak Adalet ve Kalkınma Partisi'nde devam etti.

Adaleti unutup "Kalkınma"yı şiar edinen AKP'ye kısa zamanda uyum sağlayan Bektaş'ın ilk işi "AKP'ye oy verenlerin yüzde 70'i cahil" dediği AKP surlarının arkasına saklanarak, "CHP iktidara gelse millete fare yedirir" diyecek kadar arsızlaşmak oldu...

Bir de Kozlu Merkez Camisi'ne süresiz VİP abonmanlık aldı mı?

Hooop al sana koç gibi bir AKP'li...

Bir de çakma bir slogan:

"Yaparsa Ali Bektaş yapar"

Bir tek şapkadan tavşan çıkarmadı muhterem...

Millet onu "sihirbaz" zannetti ama aslında herkes biliyordu ki; "sihir" diye bir şey yoktu...

Maharet sihirbazın el çabukluğuydu...

Boyu gibi eli de uzundu Ali Bektaş'ın!

CHP saflarında yediği haltlardan Zonguldak Adliyesi'nde ceza alınca, tek çare AKP saflarına  evrilmekti...

Öyle de oldu...

Pek yüce Türk Adaleti yerel mahkemenin verdiği kararı bozunca, Ali Bektaş AK Parti'yle pirüpak oldu.

Bu arada kendi zenginlerini yarattı...

Kozlu'da taş taş üstünde bırakmadı...

"Yaparsa Ali Bektaş Yapar" sloganı yerini "Satarsa Ali Bektaş Satar"a bıraktı.

Caanım Fatih Sitesi'ni 20-30 katlı binalarla Fatih'in surlarına çevirdi...

Onun döneminde bütün ihaleleri AKP yöneticileri kazandı.

Hatta Bektaş döneminde yılların Fatih Sitesi kavşağı, boynuna asılı bir utanç vesikası gibi "AK Kavşak" olarak anılmaya başlanıldı.

Güçten ve güçlüden yana saf tutan Ali Bektaş, bir ara Amerika'ya gidip Fetullah Gülen'in elini öpecek kadar 'FETÖCÜ' oldu.

Gülen Cemaati'nin en büyük finansörü olan Ali Bektaş, cemaatin Zonguldak Şehir Stadyumu'nda  düzenlediği "Türkçe Olimpiyatları"na "Altın Sponsor" olacak kadar da cesur bir FETÖCÜ'ydü...

Ama gizli bir el onu tereyağından kıl çeker gibi FETÖ davalarından çekip aldı...

Tıpkı, FETÖ'nün siyasi ayağının bir anda buharlaşması gibi Ali Bektaş'ın tüm günahları affoldu siyasetin tanrılaştırdığı ellerde...

Kendi paçasını kurtarmak için son çare "paçacı"nın paçasına yapıştı...

Özgürlüğe giden bileti almak uğruna "İspiyoncu" bile oldu...

 Ya da onların tabiriyle "itirafçı"

Uzun bir peşrevden sonra geldik bugüne...

İlki geçtiğimiz yıl yapılan "Kozlu Bira ve Müzik Festivali" gümbürtüye gitti.

Halkın Sesi, kurulduğu ilk günden itibaren kişi hak ve hürriyetini, özgürlükleri savundu hep...

Bir Belediye Başkanının bira ve müzik festivali yapması kadar doğal ne olabilirdi?

Burada altı kalın bir çizgiyle çizilmesi gereken konu:  "milli görüş"  geleneğinden geldiğini iddia eden insanların bira ve müzik  festivali düzenleyecek ve buna "AKP" imzası atarak 20 yıldır savundukları değerleri ayaklar altına almalarıydı...

Bu ne yaman bir çelişkiydi...

20 yıldır insanların özgürlük alanlarını kısıtlayan, alkollü mekanlara adeta savaş açan, alkole Cumhuriyet tarihinin en büyük zamlarını yapan AKP, kendi elleriyle diktikleri mescide 100 metre mesafede bira festivali düzenliyordu...

Halkın Sesi'ni, AKP'nin içine düştüğü bu ikilemi  kamuoyunda tartışmaya açtığı için, "laiklik ve özgürlük karşıtı/yobaz" ilan eden Ali Bektaş, parti içinden yükselen tepkilere neden "yobaz" diyecek kadar gözünü karartmıştı...

İnsanların inançlarını sorgulamak gibi bir derdimiz olmadı hiç...

Ama bunu CHP'li bir belediye yapsa yandaş medyada sorgusuz sualsiz infaz eden AKP'liler, mevzu "AK Partili" Ali Bektaş olunca neden sessiz kaldı?

Hani susan dilsiz Şeytandı?

AKP, kör-kütük sarhoş olmuştu adeta...

20 yılın zafer sarhoşluğu mu?

Paranın verdiği sarhoşluk mu kimse anlayamadı olan biteni...

Öznesi din olan bir siyasi parti, yasal olmadığı halde, yasal olmayan bir yerde çoğunluğu 18 yaşından küçük çocuklara alkol satışına nasıl izin verdi?

Savunduğu değerler üzerinde tepinen, itiraz edenlere de "yobaz" diyen Ali Bektaş ne yapmak istedi?

Araya reklam almadan hemen söyleyeyim:

İddiaya göre, geçtiğimiz günlerde Çevre Bakanlığı'ndan 50 milyon liralık hibe alan Zonguldak Belediyesi'ne  böylesi bir ayrıcalık tanınırken, Kozlu Belediyesi'ne tek kuruş verilmemesine bir hayli bozulmuştu Ali Bektaş...

Anlayacağınız küstüm oynamıyorum halleri...

Kasasında fareler cirit atan Kozlu Belediyesi, böyle giderse tıpkı Ali Bektaş'ın "CHP gelirse millete fare yedirir" şeklindeki sözlerinde millete sunulan menüye mahkum olacaktı...

Son tahlilde...

#28-31 Temmuz'da yapılacak "Kozlu Bira ve Müzik Festivali"nin yeri yasalara göre legal değildir.

#Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da 18 yaş altı çocuklara alkol satışını engelleyecek hiç bir denetim mekanizması yoktur...

#Geçtiğimiz yıl yasadışı bu festivale göz yuman Zonguldak Valiliği bu yıl da başını kuma gömmeye devam edecek...

#Halkın Sesi, kamuoyu adına bu tür festivallerde bira firmalarının yasal ve yasal olmayan şekilde elden verdiği on binlerce lira hibenin kim ve kimlere verileceğinin açıklanmasını bekliyor.

#Haberlerinde, bira ve müzik festivalini değil, "yasal" ve "şeffaf" olmayışını eleştiren Halkın Sesi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da özgürlükleri savunmaya devam edecektir.

Bakmayın birilerinin "özgürlük" mavraları atmalarına...

Mesele...

Düne kadar "din" satanların, bugün reşit olmayan çocuklara bira satarak kazandığı milyonlar ve düşen maskeleri...