1960’lı yıllarda, Kamu Kurumları’nın bünyelerinde müessese takımı olarak boy gösteren futbol takımlarının en önemlilerinden birisi de Kömürspor’dur. 1945 yılında, Etibank Genel Müdürlüğü’ne bağlı Ereğli Kömürleri İşletmesi Müessesesinin Gençlik Kulübü olarak kurulan Kömürspor’da top koşturmuş birçok ünlü futbolcu bulunmaktadır. Ancak bunların içinde, sol gözü protez olmasına rağmen, oynadığı futbolu ve beyefendi kişiliği ile Zonguldaklıların gönlünde taht kuran Nail Dündar’ı ayrı bir yere koymak gerekir.

Nail, 1936 yılında Sivas’ın Oğlan Çavuş Mahallesi’nde doğdu. 5-6 yaşlarında iken, annesi dikiş iğnesini gözüne değdirmiş ve bu kaza sonucu sol gözünü kaybetmiştir. Çocuk yaşta babasını kaybeden Nail, ortaokuldan sonra eğitimine devam edemedi. Mahallede oynadığı futbol ile amatör futbol yöneticilerinin dikkatini çekti ve çocuk yaşta Sivas’ın semt takımlarında top oynamaya başladı. Müessese takımları bulunan Şeker Fabrikaları, Nail’i işe alarak onu takımlarında oynatmaya başladılar. Böylece Amasya, Alpullu ve Turhal Şeker Fabrikaları’nın futbol takımlarında çeşitli zamanlarda top oynadı.

Selâhattin Tetik 1961 yılında Kömürspor teknik direktörlüğüne getirilince, takıma takviye yapmak üzere Turhal Şekerspor’dan Nail Dündar, Ankara Demirspor’dan Tuncer Cengiz, Vefa’dan Bultan Dölek ve Adana Demirspor’dan kaleci Özcan’ı Kömürspor’a transfer etmek üzere Zonguldak’a getirdi. Bu dönemde Kömürspor’un menejerliğini Recai Arca yapmakta idi. Önce futbolcular denenmek üzere Üzülmez Sahası’na götürüldü. Kömürspor tam kadro, transfer edilecek futbolculara birkaç takviye yapılarak iki takım oluşturuldu. Yöneticilerin ve seyircilerin izlediği bu deneme maçında, Nail ve arkadaşları göz dolduran bir futbol ortaya koydular. Daha sonra, sağlık kontrolleri yapılmak üzere E.K.İ. Sağlık Müdürlüğü’nde filmleri çekildi. Fizik Doktoru Ali Rıza Fenercioğlu muayene işlemlerini gerçekleştirdi. Herhangi bir sorun olmadığı anlaşılınca, yeni futbolcuların E.K.İ.’ye işe alım muameleleri yapıldı.       

Nail, Zonguldak Gençlik Spor’dan Kömürspor’a transfer edilen Kocakarı Dündar ile iyi bir ikili(stoper,libero) oluşturdu. Gözündeki protez ile top oynayan Nail, maç esnasında protezi yere düşünce, onu yerden alıp eliyle temizledikten sonra yerine koyar ve maça devam ederdi. Kafa toplarına çok hakim bir oyuncu idi. Galatasaray Kulübü’nün meşhur futbolcusu gol kralı Metin Oktay’la kafaya çıkar, çoğu zaman bu topları alırdı. Kendisine çok iyi bakar, kilosuna dikkat ederdi. Futbolculuk esnasında ve futbolu bıraktıktan sonra hiç kilo almadı. 185’in üzerinde boyu olmasına rağmen çok çabuktu. Kömürspor’un kaptanı Çıtır Yılmaz’ın iki gün arka arkaya yapılan jübile maçında( Cumartesi günü Kömürspor 0- Fenerbahçe 0, Pazar günü yapılan maçta ise Kömürspor 0-Fenerbahçe 4) Nail’i izleyen Milli Takım Tek Seçicisi Necdet Erdem beğenisini şu şekilde dile getirmiştir; “Allahım şu adama bir göz daha verseydin de onu Milli Takım’a alsaydım.”  Sabri Kiraz Genç Milli Takım’ı Zonguldak’a getirdiğinde de Nail için benzer ifadeleri kullanmıştır. 1966 yılına kadar Kömürspor’da top koşturan Nail, Kömürspor’un adı Zonguldakspor olarak değiştirilip ikinci profesyonel ligde oynamaya başladığında da futbol yaşantısını bu takımda sürdürdü. Nail birkaç yıl daha Zonguldakspor’da oynadıktan sonra futbolu bıraktı.

Kömürspor’lu futbolcuların iş kayıtları E.K.İ.’nin Sosyal Bakım Servisi’nde idi. Futbolcular sabahleyin Sosyal Bakım Servisi’nde işe başlar, oradan antrenmana gider, akşama doğru tekrar işyerlerine geri dönerlerdi. E.K.İ.’de çalışanlar ortalama 7,5 TL. alırken, futbolcular 15TL. yevmiye alıyordu. Bu yüzden maçlarda seyirciler, futbolculara “15 likler” diye bağırırlardı. Bekâr futbolcular, şimdiki Sağlık Müdürlüğü’nün hemen arkasındaki iki katlı pansiyonda kalırlardı. Bekar futbolcular iş çıkışlarında ,genellikle  Gazipaşa Caddesi’nde bulunan Nazif Aytan Kitapçısı’na(o yıllarda kitapçı dükkanını Nazif Aytan’ın oğlu Yılmaz Aytan işletiyordu) uğrarlar, okuldan ya da işten çıkan sevgililerinin yollarını gözlerler, bazen de “bak seninki geçiyor” diye birbirlerine takılırlardı.

Nail, Yayla İlkokulu’ndaki bir öğretmene aşık oldu. Nail antrenman sahasına girerken, öğretmen okulun bahçesine çıkar bakışırlardı. Nail bazen ona mendil sallar, arkadaşları da takılırlardı ”ağabi camı kapadı” “ağabi mendil kurudu.” Nail ve bakıştığı öğretmen (Zonguldak’ın tanınmış esnaflarından Şevki Uçman’ın kızı Gülsan) daha sonra arkadaş oldular ve evlenmeye karar verdiler. Nail’in aile yakınları Zonguldak’ta olmadığı için, kız istemeye Kömürspor yöneticileri gitti. Şevki Uçman bu evliliğe şiddetle karşı çıktı, kız istemeye gelenleri geri çevirdi. Gülsen’in ağlaması ve yalvarması da bir sonuç getirmedi. Başka çareleri kalmayan Nail ve Gülsen, önce Ankara’ya, oradan da Nail’in memleketi Sivas’a kaçtılar. Evlilik işlemlerini hallettikten sonra, Zonguldak’a geri döndüler(1966 yılı). Önce Ali Çıkrıkçı’nın Soğuksu’daki evini kiraladılar, birkaç yıl sonra, Gülsan’ın ailesi ile barıştılar ve 467 Evler muhitindeki dört katlı aile apartmanının giriş katına yerleştiler. Bu barışmadan sonra Şevki Uçman ve kardeşi maç hastası oldular ve Nail’in bütün maçlarının takip etmeye başladılar.

Kömürspor ve Zonguldakspor’da birlikte top oynadığı arkadaşı Daryal Yönder, Nail’i şöyle anlatır “ Bir gözü protez olmasına rağmen, mükemmel çevre kontrolü yapabilen, topa hakim bir futbolcu idi. Daha sonra Ankaragücü’ne transfer olan Coşkun Süer ile yarışacak kadar da süratliydi. Antrenman saatleri ve maç günleri dışında, takım elbiseli gıcır gıcır dolaşırdı. Ayakkabı merakı vardı. Dürüst bir kişiliğe sahip, gönlü zengin bir ağabeyimizdi.”  Genellikle kıyafetlerini satın aldığı Gençler Mağazası’nın sahipleri Erol-Şenol Demirel kardeşler de giyim konusundaki titizliğini şu şekilde ifade ediyorlar “Giyimine çok düşkündü, bizim mağazamızdan gömleklik kumaş alır, Amele Birliği Pasajı’ndaki terziye diktirirdi. Ayakkabılarını özenle seçer, daha çok Loper adı verilen çok yumuşak deriden yapılan ayakkabıları tercih ederdi.” Gençler Mağazası’nın bir tezgâhtarı da, Nail’in gömlek konusundaki hassasiyetini şöyle hatırlamaktadır  “ Nail abi sık sık dükkâna gelir ve gönlüne göre bir gömlek bulamadığını Sivas şivesi ile şikayet ederdi –Buralarda iyi gomlek yok.“

Nail futbolu bıraktıktan sonra, E.K.İ. Sosyal Bakım Müdürlüğü’ne bağlı 69 Ambarlarında ambar memuru olarak çalışmaya devam etti. Eski Kömürsporlu Hatay Kabacalı da aynı işyerinde şef olarak çalışıyordu. Nail, 25 hizmet yılını tamamlayarak 27.08.1983 yılında emekliye ayrıldı.

Aşk evliliği yapan Nail ve Gülsan, çok mutlu bir çift oldular. Gazipaşa Caddesi’nde, el ele tutuşup hızlı hızlı yürürken fısıldaşarak konuşmalarını Zonguldak halkı halen hatırlamaktadır. Bu mesut birleşme sonucu, çocuk sahibi olamayışları kaderin bir cilvesi olsa gerektir.

Gülsan’ın kötü hastalığa yakalanması ile güzel günler sona erdi. Nail, eşinin tedavisi için gece gündüz demeden hastane kapılarını aşındırdı, her yerde bir çare aradı. Ancak, bütün çabalarına rağmen acı sonu engelleyemedi ve sevgili eşini kaybetti.

Gülsan’ı Asri Mezarlığı’na defneden Nail’i artık kötü günler bekliyordu. Can sıkıcı veraset işleri ile uğraşırken, aynı zamanda da yağmur, güneş, kar, kış demeden her gün Asri Mezarlığı’na gidip (şehre yaklaşık 5-6 km. uzaklıkta), eşinin mezarı başında saatlerce oturuyordu (onunla konuştuğu da rivayet ediliyor). Arkadaşlarına rastladığında “merhaba” deyip geçiyor, hemen hemen hiç kimse ile görüşmüyordu.

Hanımı vefat edinceye kadar kayınpederinin evinde kalan Nail, varislerle ortaya çıkan ihtilaflar nedeni ile Bağlık Mahallesi’ne taşınmak zorunda kaldı. Öğlen yemeklerini, emekli olduğu T.T.K.’nın memur lokalinde yemeğe başladı. Eşini kaybetmenin üzüntüsüne bir de varislerle yaşanan tatsızlıklar ilave olunca, bu yüke daha fazla dayanamayan Nail tutarsız davranmaya başladı (Bu duruma, o günlerde henüz teşhisi konulmayan demans hastalığının da etkisi olabilir). Böylece, pırıl pırıl giyinen ve herkese gülümseyen Nail’den eser kalmadı.

Nail evlilik hayatı içerisinde,  eşinin ailesine daha yakın durdu, kendi ailesini ihmal etti. Ancak Gülsan’ı kaybettikten sonra, eşinin ailesi ona sahip çıkmadı. Nail perişan oldu. Bu perişanlık parasızlıktan kaynaklanmıyordu. Çünkü Nail’in kendi emekli maaşı, eşinden kalan maaş ve bankada parası vardı. Onun, sadece kendisi ile ilgilenecek bir kişiye ihtiyacı vardı.

Dayılarının durumunu öğrenen yeğenleri, Nail’i alıp Sivas’a Götürmek için Zonguldak’a geldiler. “ Yengeniz burada, ben onu nasıl bırakıp gelirim” diyerek onları geri çevirdi. Bir süre sonra Bağlık Mahallesi’ndeki ev sahibi, “artık tahammül edemiyorum” diyerek, Nail’in yeğenlerine haber gönderdi. Onlar da Zonguldak’a geldi ve Nail’i Sivas’a götürdüler.

Nail Sivas’a götürüldükten sonra, aile evinin 1.katında üç yıl kaldı. Bu süre içerisinde çoğu zaman evde durmuyor, sabahlara kadar sokaklarda geziyordu (Demans hastalığı sonucu, sorun çözme ve duygularını kontrol etme yeteneğini kaybetmişti). Yeğenleri, evde bakımını yapamadıkları için Nail’i bir huzurevine yerleştirdiler.  Kömürspor’un unutulmazları arasına giren Nail Dündar, burada dört yıl kaldıktan sonra 18.06.2012 tarihinde hayata veda etti

Kaynaklar:                            
Cengiz Tuncer                         Şenol Demirel
Daryal Yönder                        M.Çetin Sezgin (Zonguldakspor 1966-1986
Mehmet Yıldırım
Sadi Altınok
Erol Demirel


Derleyen : 
Yrd. Doç. Dr. Mustafa  YÜCE /Zonguldak 20.01.2018