İŞKUR toplantı salonunda bugün yapılan ve yeterli çoğunluk sağlanamadığı için bir hafta sonraya ertelenen Kızılay Olağan Genel Kurulu sonrasında konuşan yönetim kurulu üyesi Adnan Küçükvar, kongre öncesinde bazı  grupların kendilerine tehditle ortaklık teklif edildiğini ancak kabul etmediklerini söylediler.

Kızılay Genel Merkezi'nin yeni yönetime kesinlikle kararında aday çıkmayacağı yönünde taahhüt verdiğini ifade eden Küçükvar, şunları söyledi:

" Biz Ankara'ya gittik, Genel Merkez'de sayın Genel Sekreter bizi karşıladı. Oturduk sohbet ettik. Siz bizim medarı iftarımızsınız, Zonguldak'taki Kızılay üzerinde kopan fırtınalara istinaden, yapılan kısır çekişmelere istinaden atandınız. Ben dedim ki Sayın Genel Sekretere, "sayın genel sekreterim, bizi atadınız ama bizim bir tane üyemiz yok ama şimdi orada da 300-400 tane üye var olur mu öyle şey, bizi sinek ikilin yapmayın" dedim. "Ben kapıyı tutar, bir Allah'ın kulunu da sokmam" dedim. Benim üyem yok, nasıl seçime sokarsın sen beni? Dedi ki; "Öyle bir şey olur mu? Orada sizin karşınıza liste çıkmayacak. Orada karmaşadan dolayı, çekişmeden Kızılay yara aldığı için, biz toplumun hepsinin ilgisini çekecek, kabul edeceği bir yönetim koyduk oraya, sizden başkası orada listeye giremeyecek" dedi ve maalesef bizim akabimizde, perde arkasında burada, bize yine o bizden önce atanan yönetimler gibi cemaat kavgası devam etti. Bize tehdit yollu, teklif yollu, tenkit yollu ortaklıklar teklif edildi. "Üst kurulu bize verin, yönetimde şu kadar verin, denetçiyi bize verin" Kızılay yöneticileri anna hizmeti yapar, para almazlar ancak Kızılay hepimizin bildiği gibi bütçesi çok büyük devlet kurumlardan birisidir. Buranın bütçesini yöneticileri organize eder, buranın gayrimenkulleri vardır, kiralık yerleri vardır. Önümüzdeki günlerde ben burada bu kadar diyeyim, Kızılay'ın bunda sonra yapılacak kongresine de aleyhte tezahürat olmasın, yanlışlık olmasın diye lafı fazla uzatmayayım ama elimizdeki bilgileri, belgeleri önümüzdeki kongrede inşallah ortaya koyacağız. Burayla ilgili gerçekten bazı olumsuzluklar var ama biz bu olumsuzlukları bu pozisyonda kullanmayı biraz da ahlaki bulmuyoruz. Önümüzdeki kongre öncesinde bir takım çalışmalar yapacağız, halkımızı da bilgilendireceğiz, elimizdeki bilgileri de kullanacağız. Murat ile ilgili de o konuya girmeyeceğiz. Zamanı gelince gireceğiz. Ben gazeteciyim bana göre de Zonguldak'ta gerçekten de bu Kızılay'a atanmamız dolayısıyla.

Bizim görevimiz doğruları söylemektir. Buradaki kare içinde bile fikirlerimizi, siyasi fikirlerimizi konuşuyoruz. Mesleki fikirlerimizin uymadığı en az 2-3 kişi vardır ama bir Zonguldak meselesi vardır, bir Türkiye meselesi vardır. Biz asgari müşterekte birleşen insanlarız. Dürüst insanlar yöre ve ülke sorunları konusunda asgari müştereklerde birleşirler. Biz Zonguldak Kızılay'ına atandık, bir rahatsızlık başladı. Çünkü defteri, kitabı, fotokopisi burada. Allah nasip ederse Zonguldaklılarla Kızılay'ı anlatarak paylaşacağız. Biz yönetim kurulunda 11 tane arkadaşız. Bizim 11 üyemiz var. Biz 12 tane oy alırsak, Kızılay'da seçimi aldık demektir ama 335 tane oy kullanan arkadaşın, vicdani sorumlulukları olduğuna, dürüst olduklarına inanıyorum. Sandıkta oy atmaya geldiğinde, vicdan ile cüzdanın kavga edip, vicdan lehine kararın çıkacağını biliyorum. Bakmayın şimdi burada bir kaç tane arkadaş "Ben onursal başkanım.  Kızılay'da ben ne dersem o olur, şöyle olur böyle olur ahkam kesiyorlarsa, burada bu şekilde baskı yapmak yanlıştır. Kızılay'ın ruhuna, adabına, tüzüğüne aykırılıktır. Biz oraya atandığımız gün, 1.işim tüzüğü indirdik, bütün arkadaşlara da "Tüzüğümüzü okuyun, tüzüğü bilin, biz nereye geldik?" dedik. Biz bugün hala Kızılay'ın bazı gayrimenkullerini bilmiyoruz. İnşallah bunları da öğreneceğiz. Bırakın medyayı, Allah'ıma çok şükürler olsun, biz Kızılay'a hizmet etmek için, canı gönülden rüyalarımızı süsleyen bir yerdi, Kızılay'a atandık, CHP, MHP, Ak Parti'nin içindeki yöneticiler, İYİ Parti, dernekler, partililer yemin ederim biz kan vermiyorduk. Biz kurbanda et vermiyorduk. Biz sadaka, fitre, zekat vermiyorduk. Buradan kopmuştuk. Vallahi billahi o kadar mutluyum ki, ölsem gam yemem."